Suçlu bulunmadı

DİYARBAKIR'da 2 aylık hamileyken karnında ölen bebeği Dicle Üniversitesi Hastanesi'nde yapılan kürtajla alınan Fatma Karakaş'ın bağırsağında 3 santimlik kesik oluştu.

Suçlu bulunmadı

DİYARBAKIR'da 2 aylık hamileyken karnında ölen bebeği Dicle Üniversitesi Hastanesi'nde yapılan kürtajla alınan Fatma Karakaş'ın bağırsağında 3 santimlik kesik oluştu. Karakaş ailesinin operasyonu yapan Yrd. Doç. Dr. Abdülkadir Turgut ve Dr. Edip Aydın hakkında suç duyurusunda bulunması  üzerine soruşturma başlatan savcılık, YÖK yasası uyarınca dosyayı Dicle Üniversitesi'ne gönderip cevap istedi.

Üniversite yönetimi, ön incelemede hekimlerin hatası olmadığı gerekçesiyle soruşturmaya yol açacak kusur tespit edilemediğine karar verilince, Karakaş ailesinin avukatı Mehmet Koyuncu 45 bin liralık maddi ve manevi tazminat davası açtı. 10 gün yoğun bakımda kalan ve uzun süre bağırsakları vücudunun dışında yaşayan 3 çocuk annesi Fatma Karakaş, mağduriyetinin giderilmesini istedi.

Kürtaj operasyonunu yapan ekibin sorumlusu Yrd. Doç. Dr. Abdülkadir Turgut olayla ilgili verdiği ifadede, "Küretaj sonrası barsak gibi iç organ yaralanmaları olabilecek bir komplikasyondur. Yapılan işlem her ne kadar ultrasonografi kontrolünde bile olsa, içini göremediğiniz kör bir organda yapılan kazıma işlemidir." dedi.

DİYARBAKIR-Bağlar ilçesi'nde yaşayan 3 çocuk annesi 43 yaşındaki Fatma Karakaş, 2 aylık hamile olduğu 17 Şubat 2015 günü rahatsızlanınca özel hastaneye kaldırıldı. Karnındaki bebeği kaybettiği tespit edilen Karakaş, özel hastanede yeterli teçhizat olmadığından bebeğin alınması için Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Doğum Servisi'ne gönderildi. İddiaya göre; Karakaş'a burada ölü bebeği doğal yollarla düşürmesi için 4 gün ilaç tedavisi uygulandı. 4 gün sonra Fatma Karakaş'ın karnındaki bebek kürtajla alınırken, bir gün sonra karnında anormal derecede şişlik ve ağrı oluştu.

BARSAĞINDA MAKAS KESİĞİ OLUŞMUŞ

Bunun üzerine yeniden ameliyata alınan Karakaş'a iddiaya göre; bağırsağında makas kesiği oluştuğu ve bunun dikilmesi için yeniden operasyon yapıldığı söylendi. İkinci ameliyattan sonra 10 gün yoğun bakımda kalan Karakaş, bir ay sonra taburcu edildi. Uzun bir süre bağırsakları vücudunun dışında yaşayan ve tedavisi devam ettiği için yatalak olan Karakaş'a tuvalet ihtiyacını gidermesi için hortum ve poşet bağlandı. Fatma Karakaş, sağlığına kavuşmak için 2 ameliyat daha geçirdi.

SUÇ DUYURUSUNDA BULUNDU

Tedavinin devam ettiği 2015 yılı Nisan ayında, Karakaş ailesinin avukatı Mehmet Koyuncu operasyonu gerçekleştiren Yrd. Doç. Dr. Abdülkadir Turgut ve Dr. Edip Aydın hakkında 'Taksirle yaralama' ve 'Görevi kötüye kullanma' iddiasıyla suç duyurusunda bulundu. Dilekçesinde müvekkilinin gerekli ilaç bulunmadığı için karnındaki ölü bebek ile 4 gün bekletildiğini belirten Avukat Koyuncu şöyle dedi:

"İlaç bulunduktan sonra bebek alınmış, sonraki gün müvekkilin karnı şişmiştir. Kontrolllerde müvekkilin operasyon sırasında makas ile bağırsağının kesildiği teşhisi konmuş ve derhal ameliyata alınmıştır. Ölü bebeğin alınması sırasında dikkat ve özen gösterilmediğinden bağırsağı kesilmiş ve hayati tehlike atlatacak şekilde yaralanmıştır."

SAVCI GÖREVSİZLİK VERDİ, ÜNİVERSİTE 'KUSUR YOK' DEDİ

Olayla ilgili soruşturma başlatan savcılık, 30 Nisan günü şüphelilerin YÖK yasasına tabi öğretim üyesi ve kamu görevlisi olduğunu, soruşturmanın disiplin amirlerince yapılması gerektiğini belirterek görevsizlik kararı verip, dosyayı Dicle Üniversitesi'ne gönderdi. Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanlığı ise 2015 yılı Haziran ayında olayla ilgili inceleme başlatarak, Fatma Karakaş'ı ifade vermeye çağırdı. Araştırmanın ardından Doç. Dr. Mehmet Hanifi Okur ve Prof. Dr. Selçuk Otçu tarafından hazırlanan inceleme raporunda, "Oluşan komplikasyonlarda hekimlerin hatası ve kastı yoktur. Soruşturmaya yol açacak kusur tespit edilmemiştir" denildi.

Raporun ardından 8 Kasım 2015 günü Fatma Karakaş'a bir yazı gönderen eski Rektör Ayşegül Jale Saraç, herhangi bir ihmal söz konusu olmadığından görevliler hakkında soruşturma açılmasına gerek olmadığı kanaatine varıldığını belirtti.

Bunun üzerine Karakaş ailesinin avukatı Mehmet Koyuncu Dicle Üniversitesi'ne dilekçe ile başvurarak sağlık hizmetindeki kusur nedeniyle 130 bin lira maddi ve manevi tazminat talep etti. Avukat Koyuncu'nun tazminat talebine cevap veren eski Rektör Ayşegül Jale Saraç, hastaya uygulanan tedavinin ilme ve fenne uygun olduğunu belirterek, tazminat talebinin karşılanmasının hukuken mümkün görülmediğini kaydetti.

Üniversiteye yaptığı tüm başvurular reddedilen Avukat Mehmet Koyuncu, 18 Eylül 2015 tarihinde İdare Mahkemesi'ne 45 bin liralık tazminat davası açtı. Mahkemenin talebi üzerine üniversiteden gönderilen savunma yazısında olayda hastanenin ve doktorların kusuru bulunmadığı tekrarlandı.

'İÇ ORGAN YARALANMALARI OLABİLECEK KOMPLİKASYONDUR'

Kürtaj operasyonunu yapan ekibin sorumlusu Yrd. Doç. Dr. Abdülkadir Turgut olayla ilgili verdiği ifadede, hastaya kürtaj ile gebelik tahliyesi yapıldığını belirterek şunları söyledi:

"Hasta işlem sonrası çok kısa aralıklarla takibe alınmıştır. Oluşan komplikasyon tespit edilerek 24 saat içinde gerekli müdahale yapılarak hasta şifa ile taburcu edilmiştir. Küretaj sonrası barsak gibi iç organ yaralanmaları olabilecek bir komplikasyondur. Yapılan işlem her ne kadar ultrasonografi kontrolünde bile olsa, içini göremediğiniz kör bir organda yapılan kazıma işlemidir."

Üniversite'den gönderilen savunma yazısının ardından Avukat Mehmet Koyuncu'nun talebi üzerine mahkeme dosyayı kusur tespiti için Adli Tıp Kurumu'na gönderdi. Fatma Karakaş ile eşi Mehmet Karakaş ise davalarından vazgeçmeyeceklerini söyledi.

Kaynak: Diyarbakır Söz

Çok Okunan Haberler