Tiyatroculardan ''özelleştirme'' tepkisi

Ankara Devlet Tiyatrosu müdavimleri: ''DT'nin kapanması tiyatroseverlerin birçok şeyden mahrum kalması anlamına gelir''

Tiyatroculardan ''özelleştirme'' tepkisi

Başkentte tiyatrocu ve sanatseverler, devlet tiyatroları hakkında yapılan açıklamalara tepki gösterdi.

Küçük Tiyatro önünde toplanan kalabalık grubun katılanlara karanfil dağıtmasının ardından, Ankara Devlet Tiyatrosu müdavimleri adına açıklama yapıldı.

Son günlerde Devlet Tiyatroları'na (DT) dair yapılan açıklamaların sanatseverleri çok üzdüğü ve endişelendirdiği belirtilen açıklamada, DT'nin kapanmasının tiyatroseverlerin birçok şeyden mahrum kalması anlamına geldiği vurgulandı.

Açıklamada, şu ifadelere yer verildi:

''Biliyorsunuz, DT'de oyun biletleri çok cüzi miktarlarla satışa sunuluyor ve böylece her bütçeden insana hitap edebiliyor. Biz Ankaralı tiyatroseverler 6-10 TL gibi makul fiyatlara dünya klasiklerinden müzikallere birçok eseri profesyonel oyunculardan izleyebiliyoruz. Özel tiyatroda bu fiyatlara oyun izleyebilme şansımız maalesef yok.

Öte yandan DT'nin turne programları sayesinde Erzurum'dan Adana'ya, İstanbul'dan Konya'ya sergilenen temsilleri de izleme imkanı buluyoruz. DT kapanırsa ne bizler oyun izlemek için Erzurum'a kadar gidebiliriz ne de oradaki bir tiyatro buraya kadar gelebilir. Bu durum küçük şehirlerde daha da vahim bir hal alabilir.''

''Sanatçı olma şerefine nail olamadım''

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka, sanatçı olma şerefine nail olamadığını ama bir sanatsever olmanın da çok büyük bir ayrıcalık olduğunu belirterek, ''Onun için iyi ki varsınız'' dedi.

Geçen hafta Meclis'te devlet sanatçılarının sorunlarının araştırılması için bir araştırma önergesi verdiğini hatırlatan Nazlıaka, önergeye iktidarın aleyhte oy verdiğini söyledi.

Tiyatrocuların tiyatro sahnesi olmayan kentlerde düğün salonlarında, düğün salonları olmayan yerlerde köy kahvelerinde oyun sergilediğini anlatan Nazlıaka, ''Tiyatro virgüldür, hiçbir zaman nokta konulamaz'' dedi.

''Harika Çocuklar Yasası'ndan 9 yıldır kimse yararlanmadı''

Atatürk'ün ''Her şey olabilirsiniz ama sanatçı olamazsınız'' sözüne atıfta bulunan CHP Ankara Milletvekili Gülsün Bilgehan da ''Bundan daha güzel bir söz yok. Söylenecek başka bir şey yok. Biz sanata saygılı devlet adamlarını tanıdık'' diye konuştu.

Türkiye'de son 9 yılda ''Harika Çocuklar Yasası''ndan kimsenin yararlanmadığını vurgulayan Bilgehan, bunun iyi düşünülmesi gerektiğini ifade etti.

İstanbul Bağımsız Milletvekili Levent Tüzel de sadece tiyatroculara değil tiyatroyu var eden dekorcusundan gece nöbetçisine kadar tüm çalışanlara sahip çıkacaklarını belirtti. Tartışmanın, repertuvarını özgürce seçmek isteyen sanatçıların hükümeti eleştirmesiyle çıktığını hatırlatan Tüzel, ''Ve şimdi 'eğer siz bizi eleştirirseniz size desteğimizi keseriz' diye, açıkça tiyatroya ve sanatçıya saldıran bir hükümetle karşı karşıyayız'' diye konuştu.

İstanbul'dan gelen Şehir Tiyatroları adına konuşan Can Başar, ''her şeyin farkında'' olduklarını dile getirerek, ''Emin ellerde olan şehir tiyatroları ve devlet tiyatroları göz göre göre, ehlileştirilmeye çalışılıyor. Dünyada ilk kez tiyatrolar, tiyatro insanlarından arındırılmaya çalışılıyor'' değerlendirmesinde bulundu. Hiç kimsenin gerçekleri eğip bükerek sanatçı ile halkın arasına nifak sokamayacağını söyleyen Başar, sanatsal yaratının siyasi iradeye teslim edilmeye çalışıldığını öne sürdü.

Seçilmişlerin asıl görevinin sanatçının ihtiyacı olan altyapıyı oluşturmak olduğuna dikkati çeken Başar, ''Onlar bunu sadece sanatçı için değil, öncelikle halk için yapmak zorundalar. Eğer yapmazlarsa sanat sessiz kalmaz. Sessiz kalmayacağız. İstanbul Belediye Başkanının sanatçıya karşı yaptığı öneriyi bir düstur olarak kabul ediyoruz: Herkes kendi işini yapsın'' diye konuştu.

''Yıkım değil restorasyon''

DT Yönetmeni Yücel Erten ise muhafazakar sanat kavramının eşyanın tabiatına aykırı olduğunu savundu. Sanat ve tiyatro kurumlarının özelleştirilmesi girişiminin temelsiz ve ruhsuz olduğunu belirten Erten, tiyatroların yıkıma değil restorasyona ihtiyacı olduğunu vurguladı. Bunun yolunun özerkleşmeden geçtiğini ifade eden Erten, ''Özerklik ve özgürlük kavramlarının arasında özelleştirme sözü saçmadır, yeri yoktur, 10 saniye içinde kendi kendini yok eder'' ifadelerini kullandı. Tiyatrolarının özgür olabilmesi için özerk, özgün olabilmesi için de özgür olması gerektiğini kaydeden Erten, bütün sanat kurumlarının özgür bir çatı altında buluşması gerektiğini söyledi.

Devlet Tiyatrosu Opera ve Bale Çalışanları Vakfı (TOBAV), Devlet Tiyatroları Sanatçıları Derneği (DETİS), Tiyatro Oyuncuları Meslek Birliği (TOMEB), Tiyatro Oyuncuları Derneği (TODER), Oyuncular Sendikası ve Kültür Sanat Sendikası'nın da destek verdiği eylemde, konuşmaların ardından, Küçük Tiyatro'nun etrafında insan zinciri oluşturuldu.

''Karanlığa karşı özgür tiyatro'', ''Tiyatroma dokunma'', ''Tiyatro umuttur, umudunu yitirme'', ''Başbakan elini tiyatrodan çek'', ''Sanata uzanan eller kırılsın'' sloganları atan kalabalık grup, ''Susmayacağız'' yazılı dövizler de taşıdı.

AA

Kaynak: Diyarbakır Söz