Uluslararası Af Örgütü tarafından hazırlanan 'Zorla yerinden edilen ve mülksüzleştirilenler: Sur sakinlerinin evlerine geri dönme hakkı' başlıklı rapor, dün Diyarbakır'da düzenlenen basın toplantısı ile açıklandı. Uluslararası Af Örgütü Avrupa ve Orta Asya Direktörü John Dalhuisen, yaşanan karanlık tabloda çok önemli bir soruna ışık tutmak istediklerini belirterek, bu raporun yüzbinlerce insanı ilgilendirdiğini söyledi.
'İNSANLARIN EVLERİNE DÖNMESİ İÇİN KOŞULLAR ÇOK KARANLIK'
Raporun insanların zorla yerinden edilmesine giden süreçleri, şartları ve evlerine dönmek için ne kadar küçük bir olasılık olduğunu gösterdiğini belirten Dalhuisen şöyle konuştu:
"Uluslararası Af Örgütü, geçen sene devletin ciddi bir güvenlik sorunu ile karşı karşıya olduğunun bilincindedir. Hendeklere karşı devletin bir tepki göstermesi gerekiyordu. Gösterilen tepki inanılmaz derecede orantısızdı. Bu tepkinin ölçeği ve buna bağlı olarak evlerin yıkılması, orantısızlığın göstergesidir. Bunun, toplu cezalandırma için önceden yapılan bir planın parçası olduğunu düşünmüştük. Son 6 ayda bu görüşü değiştirecek bir şey olmadı. İnsanların evlerine dönmesi için koşullar çok daha karanlık görünüyor. Türk yetkililerin zorla evlerinden edilmiş insanlara yönelik proje üretmesi için geç değil. Türk yetkililer buna öncelik vermelidir. Yüz binlerce insanın hayatının alt üst olmasından söz ediyoruz. Böyle bir şey kabul edilemez. Türkiye, insanların yaşadığı yerlere dönmeleri hakkında saygı göstermeli. Şu anda Türk yetkililerin bu hakka saygı göstermediği aşikar."
BİN 750 EV YIKILDI
Uluslararası Af Örgütü Türkiye araştırmacısı Andrew Gardner ise, araştırma sürecinde sürekli görüştükleri ailelerin artık konuşmak istemediklerini belirterek şunları kaydetti:
"Bizim temel konumuz zorunlu göçü anlatmak. Sokağa çıkma yasakları keyfi bir uygulama. Göçten sonra ekonomik zorluklar fazlalaştı. İnsanların evleri çok kötü durumda. Kira ödeyemiyor ve eşyasız evlerde yaşıyorlar. Valilik bazı ailelere kira yardımı yaptı. Ama yeterli değildi. Geri dönüş bir insan hakkıdır. Bu hakkı insanlara tanımanın tam zamanıdır. Sokağa çıkma yasağı bir yıldır sürüyor. Bu geri dönüş için en büyük engeldir. Sur sakinleri olanlarla ilgili bilgi sahibi bile değiller. Tavsiyemiz insanlara geri dönme hakkının tanınmasıdır. Güneydoğuda yüzbinlerce zorunlu göç mağduruna geri dönüş hakkı sağlanmalıdır. Bölgedeki insanlara gerçek tazminatları ödenmelidir. Sokağa çıkma yasağının oluşturduğu hak ihlallerine karşı kapsamlı bir soruşturma yapılmalıdır. Resmi rakamlara göre Sur'da bin 750 ev yıkıldı, 500 ev daha yıkılacak. Vali bu evlerin çok hasar gördüğünü söyledi."
79'U ÇOCUK SİLAHSIZ 321 KİŞİ ÖLDÜ
Güvenlik kuvvetlerinin çatışmalarda tank ve benzeri ağır silahlar kullandıkları belirtilen raporda, operasyonlarda hayatını kaybedenler arasında yerel halka mensup silahsız ilçe sakinlerinin de olduğu kaydedildi. Türkiye İnsan Hakları Vakfı'nın derlediği bilgilere göre, Ağustos 2015 ile Ağustos 2016 arasında sokağa çıkma yasağı ilan edilen mahalle ve ilçelerde, 79'u çocuk olmak üzere yerel halka mensup silahsız 321 kişinin hayatını kaybettiği belirtilen raporda, "Yetkililer, Sur'da yürütülen operasyonlar esnasında 65 silahlı kişinin cenazesine ulaştıklarını ve 68 kişiyi gözaltına aldıklarını aktardı. Sokağa çıkma yasağının uygulandığı yerleşim yerlerinde öldürülenler arasında silahlı çatışmaya katılmaları ihtimal dışı olan küçük çocuklar ve yaşlılar da var" denildi.
Kaynak: Diyarbakır Söz