Kent merkezindeki atölyesinde 52 yıldır terzilik yapan 66 yaşındaki Fatma Zor, genç kızlara gelinlik, abiye ve yöresel kına elbisesi dikiyor.
Zor, yaptığı açıklamada, çok küçük yaşlarda başladığı mesleğini severek yaptığını söyledi. İlkokula giderken bir yakınının yanında çırak olarak başladığı mesleğini o günden sonra hiç ara vermeden devam ettirdiğini anlatan Zor, ''Akrabamın yanında bazen doğru bazen yanlış yapardım ama gayret edip mesleğimi öğrendim'' dedi.
O dönemde dikiş yurtlarının bulunduğunu, bu yurtlarda eğitim aldığını anlatan Zor, şöyle devam etti:
''16 yaşımda evlendim ve 17 yaşımda anne oldum. Hiçbir zaman durmadım bu işi yapmaya devam ettim. Mücadele ettim, gayret ettim en iyisini öğrenmeye çalıştım. Gelen müşterilerime en güzel ürünü yapmaya çalıştım. Her zaman müşteri memnuniyetliği için çalıştım. Çünkü bu işi severek yaptım. Tam 52 yıl oldu ve ben hala bu masanın başındayım. Farklı meslek gruplarına yöneldim ama en ağır basan meslek terzilik oldu. Hala mesleğimi yapıyorum. Allah ömür verirse gücüm yetene kadar çalışacağım.''
''Diktiğim gelinlik ve abiye giysilerle genç kızları süslüyorum''
Zor, mesleğinde daha çok genç kızlara yönelik çalıştığını belirterek, ''Bazen arkadaşlarım 'yeter artık dinlen' diyor. Ama ben çalışmayı seviyorum. Sosyal hayatıma da önem veririm, ama her şeyden önce işime önem veririm. Müşterilerime ürünlerini zamanında teslim etmeyi seviyorum'' dedi.
Bugüne kadar mesleğini hakkıyla yaptığını, müşterilerden hiçbir şikayet almadığına işaret eden Zor, yanında çok sayıda çırağın yetiştiğini belirterek, şunları kaydetti:
''Meslekleri kollarında altın bilezik olarak kaldı. Birçoğu iş yeri açıp çalıştırıyor bir çoğu ise evlerinde bu işi yapıyorlar. 50'den fazla eleman yetiştirdim. Mesleğimi saklamadım en detayına kadar her şeyi öğrettim. Kadınlar hep üretken olmalı. Sürekli üretim olmalı kendi çaplarında üretim yapmalılar. Yani her şeyi eşlerinden beklememeleri gerekiyor. Ben sürekli evime katkı sağladım. Çocuklarımın okumalarında büyümelerinde her şeye katkım oldu. Ne kazandıysam çocuklarım ve eşimle paylaştım. Bazen çok yoruldum sabahlara kadar çalıştığım oldu ama hiçbir zaman evime yansıtmadım. Çok çeşitli faaliyetlerde bulundum. Kimsesiz çocuklar için kıyafet diktim ve eğlenceler hazırladım.''
''İhtiyaçlı genç kızlara gelinlik hediye ettim''
Bugüne kadar ihtiyaçlı birçok genç kıza diktiği gelinliklerden hediye ettiğini belirten Zor, yoksulluğun ne olduğunu bildiğini, bu durumda olup kapısına gelen kişileri boş çevirmemeye çalıştığını ifade etti.
Mesleğiyle ilgili tavsiyelerde bulunan Zor, konuşmasını şöyle tamamladı:
''Hiçbir zaman kendimi çok iyi bir terzi olarak görmedim. Bazıları bir terzinin yanında 1 yıl çalışıyor, ardından iş yeri açıyor. Olmaz önce bu işi çok güzel bilmesi lazım. Başka bir müşteri gelip de o terziyi şikayet etmemesi lazım. Ben işimin hakkını vermeye çalışıyorum. Ben en zor işi yapıyorum ama yine de ustayım diyemiyorum. Buradan gençlere sesleniyorum, 'çalışın pasif olmayın.' Her şey diploma ve para değil. Sanat çok önemli bir şeydir. Sanatı mutlaka öğrenmemiz gerekiyor. Bu meslek ölmesin terziler olmasa Cumhurbaşkanı ne giyecek? Terzileri bazen küçümsüyorlar. Bu meslek saygı duyulacak bir meslektir. Beyin yoruluyor, gözün yoruluyor. İşimi severek ve içimden gelerek yapıyorum.''
Kaynak: Diyarbakır Söz