“HAYIR”
Evinizden çıktığınızda veya arabanızı park ettiğinizde neden kapılarını kilitlersiniz? Telefon veya diğer elektronik iletişim araçlarınıza şifre koyma sebebiniz nedir?
Sahip olduklarınızı bir başkalarından korumak için aldığınız önlemler vardır. Evinizi, arabanızı, iletişim araçlarınızı başkalarından zarar gelmemesi adına kapatırsınız, korursunuz. Peki, kendi özünüzü, benliğinizi, alanınızı koruma şekliniz nasıldır?
Bugün kişinin özünün korunma şekli olan “Hayır” demekten bahsedeceğiz. Yalnızca iki heceden oluşan bu kısa sözcüğün içinde sınır, öz saygı, öz benlik, öz kontrol ve denetim, ilişkiler barınır. “Hayır” diyebilmek kişinin özgürlüğünün ilanıdır.
Öğretmeninden çekindiği için kendini ifade edemeyen, babasının korkusundan sevmediği yemeği bitiren, annesi üzülmesin diye istemediği bir işi yapan, arkadaşları dalga geçmesin diye istemediği bir davranışı gösteren çocuk, dile getirmek istediği tüm “hayır”ları içinde biriktirir. “İstemiyorum, sevmiyorum” savunmalarının yerine evet anlamındaki uyma davranışlarını gösterir. Çocuk benliğini yok sayar. Kabul görmek, bir yer edinmek adına yapar bunu.
Bahsettiğimiz davranışta bulunan çocuğun yetişkinlik hali nasıl olur sizce?
- “Hayır” dediğinde suçluluk hissedebilir. Kişi çalıştığı kurumda kendisinden fedakârlık istendiğinde ( mesaiye kalma, arkadaşının işini tamamlama, gelmeyen kişiyi idare etme gibi) istemediğini dile getirmek yerine onaylama davranışı gösterebilir. Bunu istemiyordur ama reddetmenin ayıp, kabul edilemez olduğunu düşündüğü için onaylama davranışı gösterir. Herhangi bir restoranda gelen siparişini beğenmediği halde çalışanın sorması üzerine oldukça lezzetli olduğunu söyleme davranışı da temelde aynı duygu ve düşünceyi barındırır.
- Onay ihtiyacı duyabilir. Yaptığı bir yemek, içecek veya bitirdiği bir işin olurunu kontrol edebilir. “Lezzetli olmuş mu, sence eksik bir şeyi var mı, sence işi olması gerektiği haliyle mi bitirdim, beğenilir mi?” tarzında sorular sorarak yaptıklarından emin olmaya çalışabilir.
- Pasif agresif davranışlar geliştirebilir. İstemediği halde onay verdiği tekliflere karşı tepkileri olması gerekenden daha farklı olabilir. Kişi istemediği halde gelen teklifi veya istenen işi yapmayı kabul ettiği için somurtkan bir ifade takınabilir, sessiz kalabilir, sıkılgan davranışlar gösterebilir.
- Karar almada zorlanabilir. Kendi seçimlerini yapma hakkı küçük yaştayken bastırıldığı için başkalarına uyma kişiyi daha güvende hissettirebilir. Kararın onda olduğu anlarda zorluk yaşayabilir.
- İlişkilerinde tükenebilir. Sınır koyamadığı için partnerinin istediği her şeyi onaylayabilir, ilişkinin yürümesi için sınırlarını fazlasıyla ihlal edebilir. Sevilmek için uyumlu olmak gerekir düşüncesiyle büyüyen kişi ilişkisinde de sevilmek adına birçok şeyi yok sayabilir, ondan istenenleri yerine getirebilir. Bu da zaman içinde ilişkisinde ve kendi yaşamında tükenmiş hissetmesine sebep olabilir.
- Kırılgan ve içsel öfke yaşayabilir. Ağlamak ve alınganlık yapmanın doğru görülmediği evde büyüyen kişi, yetişkinliğinde bunun izlerini taşıyabilir. Ona yapılan küçük bir şaka için kırılıp bunu dile getirmeyebilir. Bu gibi kırgınlıklar zaman içinde öfkeye dönüşebilir. Biriken öfke kendine veya alakasız bir insana zarar vermesiyle sonuçlanabilir.
Sınırları belirleyen “Hayır” söylemi yalnızca iki heceden oluşan kısa bir kelime değildir. Aslında bu, kişinin kendini sevmesidir, önceliklerinde ben olmasıdır, başkalarının ihlal edemeyeceği çizgileridir, öz saygısıdır, yaşamından aldığı keyiftir, özüne verdiği değerdir, hayatının kalitesidir. Ev, araba, kişisel eşyaların korunması için alınan önlemlerin benlikte var olan sözcük halidir. Kişiliğin, karakterin korunmasıdır.
“Hayır” demek bir son değildir, yaşamınızda kendiniz için var ettiğiniz bir başlangıçtır.