Kaybolmaya yüz tutan meslekler arasında bulunan saraçlığı Diyarbakırda sürdüren 3 kişiden biri olan Gürcüm, 15 yaşından beri bu işle uğraşıyor.
Babasından öğrendiği mesleğini 20 metrekarelik iş yerinde devam ettiren Gürcüm, işini yıllara meydan okuyarak yapıyor.
Gürcüm, bir zamanlar gözde meslekler arasında yer alan saraçlığın, motorlu taşıtların yaygınlaşması ve binek hayvanlarının kullanımının azalmasıyla kaybolmaya yüz tuttuğunu söyledi.
İlerleyen yaşına rağmen Sipahi çarşısında işini sürdürdüğünü anlatan Gürcüm, yaptığı eyer, kemer, at süslemesi ve çarığı, eskiden gündelik yaşamda kullananların, şimdi süs eşyası olarak değerlendirdiğini belirtti.
Gürcüm, 3 çocuğu bulunduğunu belirterek, çocuklarım mesleği beğenmeyerek devam ettirmedi. Daha önce yanımda 3 kalfa çalışırdı. Şimdi iş olmadığı için gelmiyorlar. Aileler de çocuklarını bu mesleğe yönlendirmiyor. Bu nedenle ne kalfa ne usta yetişiyor. diye konuştu.
- Diyarbakırda bu işi 3 kişi yapıyor
Geçmiş yıllarda işinin çok iyi olduğunu kaydeden Gürcüm, Önceden sipariş üzerine yaptığımız eyerler ve çarıklar Türkiyenin dört bir yanına giderdi. Yılda 300den fazla sipariş alıyordum. Şu an ancak 3 tane satabiliyorum. ifadelerini kullandı.
Gürcüm, mesleğin bitme noktasına geldiğini, Diyarbakırda bu işi yapan 3 kişi kaldıklarını dile getirdi.
İlçede terör saldırıları nedeniyle iş yerlerinin 3 ay kapalı kaldığını ve mağdur olduklarını bildiren Gürcüm, Terör, mahallelerimizi yaktı, yıktı. Halka zarar verdiler. O süreçte perişan olduk. 48 yıldır Diyarbakırdayım böyle olaylar yaşamadım. Bu saldırılar Diyarbakıra yakışmıyor. dedi.
- Saraçlık
çeki veya binek hayvanlarının koşum takımları ile araç ve gereçlerinin deri malzeme kullanılarak yapım, tamir ve süslenmesi işi olan saraçlıkta ürünler hazırlanırken, dayanıklı olmasına ve hayvana zarar vermemesine dikkat edilmesi gerekiyor.
Saraçlık, Orta Asya Türk toplumlarında en parlak devrini yaşadı. Fatih Sultan Mehmet döneminde İstanbuldaki saraçlar aynı yerde toplandı ve bölgeye Saraçhane adı verildi.
Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerinde saraçlık, babadan oğula ya da ustadan çırağa aktarılan bilgiyle sürdürüldü. Bu nedenle saraç, birçok aileye lakap veya soyadı oldu. Bunun yanında çarşılara, sokaklara da isim olarak verildi.
Teknolojik gelişmeler ve artan motorlu taşıtlar nedeniyle saraçlığa gereksinim ve meslekle uğraşan kişi sayısı her geçen gün azaldı. Bugün varlığını sürdürebilen saraçlar, ürünlerini, tarımsal faaliyetlerini halen hayvan gücüyle sürdüren köylülere ve geçimini faytonculukla sağlayanlara satıyor.