İsrail Gazze’yi Nazi kampına çevirdi

Başkan Recep Tayyip Erdoğan, ABD'ye hareketi öncesi İstanbul'da açıklamalarda bulundu. BM Genel Kurulu'nda Gazze için çağrıda bulunacağını dile getiren Başkan Erdoğan, "İsrail bir kez daha maalesef devlet gibi değil, bir terör örgütü gibi saldırılar düzenliyor. Özellikle bu dijital saldırıları şu anda devreye almış olması bunun çok açık net ifadesidir." ifadelerini kullandı.

Haberler 21.09.2024 - 13:35 Son Güncelleme : 21.09.2024 - 13:56

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ABDye hareketi öncesi İstanbulda açıklamalarda bulundu. Başkan Erdoğanın açıklamalarından satır başları:

BİRLEŞMİŞ MİLLETLERE HİTAP EDECEK

Birleşmiş Milletler 79. Genel Kurulu Genel Görüşmelerine katılmak üzere New Yorka doğru yola çıkacağız. Birleşmiş Milletler üyesi tüm ülkelerin temsil edildiği Genel Kurul Genel Görüşmelerine bu yıl 130dan fazla ülkenin devlet ve hükümet başkanı düzeyinde iştirak etmesi bekleniyor. Amerika Birleşik Devletlerinde yoğun bir toplantı ve görüşme trafiğimiz olacak.

Bu yıl Genel Kurulun en dikkat çekici etkinliği Birleşmiş Milletler Genel Sekreterinin ev sahipliğinde tertiplenecek Geleceğin Zirvesidir. 23 Eylül günü gerçekleştirilecek zirvede çok taraflı sisteme yönelik meydan okumalar karşısında ortak çözümler üretilmesi hedefleniyor. Zirve hitabımda Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi ve Uluslararası Finans Mimarisi başta olmak üzere küresel yönetişim mekanizmasının reform ihtiyacına yine dikkat çekeceğim. Daha kapsayıcı, adil ve etkili bir yapılanmaya duyulan gerekliliğin altını çizeceğiz. Türkiyenin bu yöndeki çabalara dair katkı ve desteğini beyan edeceğim.

Hİç KİMSEYİ GERİDE BIRAKMAMAK

Bu yılki Genel Kurul görüşmeleri ise Hiç kimseyi geride bırakmamak teması altında yapılıyor. Görüşmelerin ilk gününde 24 Eylül Salı günü Birleşmiş Milletler Genel Kuruluna hitap edeceğim. İnşallah burada bölgemizin ve insanlığın gündeminde yer alan hususlarla ilgili kanaatlerimizi paylaşacağız. Özellikle Gazzedeki soykırıma ve İsrailin saldırgan politikalarına karşı atılabilecek ortak adımlara temas edeceğiz.

İSRAİL HÜKÜMETİ GAZZEYİ NAZİ İMHA KAMPINA çEVİRDİ

Yaklaşan kış mevsimi Gazzeli kardeşlerimizin yaşadığı zorlukları daha da ağırlaştıracaktır. Açlık, susuzluk, temel gıda ve tıbbi malzeme eksikliği sahadaki durumu giderek kötüleştiriyor. İsrail hükümeti bir nevi Nazi imha kamplarına çevirdiği Gazzedeki 2 milyonu aşkın insanı ya bombalarla ya da açlık ve susuzlukla katlediyor.

Neredeyse bir yıldır devam eden bu zulmün sona ermesi, kalıcı ateşkesin tesisi ve insani yardımların engelsiz akışı için hepimize, tüm dünyaya, özellikle Birleşmiş Milletlere önemli görevler düşüyor. Ziyaretimizde bunları bir kez daha muhataplarımıza hatırlatacağız.

Biliyorsunuz ilk günden beri İsrailin hedefinin sadece Gazze olmadığını söylemiştim. Lübnana yönelik son günlerde yapılan saldırılar İsrail yönetiminin savaşı bölgeye yayma planlarına dair endişelerimizi haklı çıkardı. Netanyahu ve şebekesi radikal Siyonist ideolojilerini hayata geçirmek için her türlü provokasyona, her türlü tahrike başvurmaktadır. İlk kıblemiz Mescid-i Aksaya yönelik artan saldırılar ve tacizde aynı kirli senaryonun birer parçasıdır.

BÖLGEMİZ BÜYÜK BİR FELAKETE SÜRÜKLENİYOR

Türkiye olarak bu konudaki hassasiyetimizin hangi seviyede olduğunu daha önce defalarca ifade ettik. Bugün de aynı yerdeyiz. Bölgemizin büyük bir felakete sürüklenmemesi için İsrail üzerindeki baskıların daha da artırılması gerekiyor.

Genel Kurul marjında Birleşmiş Milletler Genel Sekreterinin yanı sıra çok sayıda ülkeden mevkidaşlarımla Türk Evinde görüşmelerim olacak ve bütün bunlarla beraber bu ikili görüşmeler yanında yine bizlerden randevu talebinde bulunan devlet başkanlarıyla, hükümet temsilcileriyle görüşmelerimi sürdüreceğim. Ziyaretimizde Amerikada yaşayan vatandaşlarımızla da bir araya geleceğiz. Düşünce kuruluşu temsilcileri ve Amerikan iş dünyasının seçkin üyeleriyle de temaslarımız olacak. Ziyaretimizin ve bu çerçevede yapacağımız görüşmelerin ülkemiz milletimiz ve tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını diliyorum.

ERDOĞAN SORULARI YANITLADI

İsrail bir kez daha maalesef devlet gibi değil, bir terör örgütü gibi saldırılar düzenliyor. Özellikle bu dijital saldırıları şu anda devreye almış olması bunun çok açık net ifadesidir. İsrail bu saldırıyla sivil hassasiyetlerinin bulunmadığını, kendi bu nefret edici emellerine ulaşmak için de her yolu deneyebileceğini açık ve net ortaya koymuştur.

İSRAİL TERÖR ÖRGÜTÜ GİBİ SALDIRIYOR

Bu saldırının başka bir anlamı da bizim ikazlarımıza rağmen bazı Batılı ülkelerin de desteklerini yanına alarak İsrailin çatışmaları Lübnan ve bölge geneline maalesef yayılmaktadır. Özellikle değerli dostum Mikatiyle dün evvelsi gün yaptığım görüşmede kendisinden de şu anda çok çok ciddi sıkıntılar içerisinde olduklarını ifade etti ve bu konuda da bizler neler yapabileceğimizi veya neler yapabiliriz bunları kendisiyle konuştum.

Gerçekten şu anda bölge açıklanamayacak derecede büyük bir krizle karşı karşıya. Tabii birçok şeyler söyleniyor. İşte şu an itibarıyla Lübnan özellikle bu İsraile karşı ne yapabilir? Tabii Mikatinin şeyi bize ne gibi destekleriniz olabilir? Ne gibi yardımlarınız olabilir? Biz sizlerden bunu bekliyoruz ve Birleşmiş Milletlere gelme noktasında da bu sene herhalde gelemeyeceğim ifadesini kullandı.

Tabii Batılı ülkeler başta olmak üzere uluslararası toplum İsrailin bu canice eylemlerini seyretmeyi bırakmalı ve caydırıcı adımları atmalıdır. Dünya barışını koruma misyonuna sahip bütün ülkelerin İsraili durduracak çözümleri ortaya koymasının vakti geldi ve geçiyor. İnsanlığın kaybedecek bir günü dahi kalmamıştır.

Diğer taraftan Lübnanda düzenlenen saldırı milli teknolojilerin sadece Savunma Sanayi alanında değil, çok daha geniş bir çerçevede ne kadar önemli olduğunu ortaya koymuştur ve biz de tabii bu gelişmeler karşısında çok daha farklı tedbirler almak suretiyle şu anda bütün imkanlarımızı seferber etmiş durumdayız.

FARKLI İLİŞKİLERE VESİLE OLACAK

İşte özellikle Türkiyevi inşallah bu defa çok farklı görüşmelere, çok farklı ilişkilere vesile olacaktır. Bunun için Türkiyevinde yapacağım görüşmeler ve Türkiyevinde yapılacak bütün değişik ülkelerden liderlerle görüşmeler inşallah bunların adımlarını attığımız bir merkez haline evimizi dönüştürecektir.

Suriyedeki gerilimin artık sona ermesi gerektiğini, oradaki istikrarsızlığın başta terör örgütleri olmak üzere tabii İsrailin bir devlet terörü estirdiğini çok açık, net ortaya koyacağız. Bu artık sıradan bir basit terör değil, devlet terörü. Bunu bugüne kadar çok kez tekrar ettik, söyledik. Ama bazıları hala özellikle batılı ülkeler bunu anlamamakta ısrar ediyor. Biz de söylemekte ısrar edeceğiz ve bunu özellikle de inşallah Birleşmiş Milletlerdeki konuşmamda ifade edeceğim.

Bu gerginliğin sona ermesi, Suriye topraklarının tamamında huzur ve istikrarın sağlanması için Türkiye ve Suriyenin birlikte atabileceği adımlar Şam yönetimini, muhaliflerin bir süredir Suriyede çatışmasızlığın sağladığını görüyoruz. Bu durum kalıcı çözüm için etkin bir kapı aralamak adına elverişli bir ortam sağlıyor. Suriye dışında milyonlarca insan vatanlarına dönmek için bekliyor. Biz bu konuda çağrımızı yaptık ve Türkiye ile Suriye arasındaki ilişkilerin normalleştirilmesi için Beşar Esad ile görüşme irademizi de ortaya koyduk. Biz şimdi karşı taraftan cevap bekliyoruz. Biz buna hazırız. Halkı Müslüman iki ülke olarak artık bu birlikteliği, bu beraberliği bir an önce gerçekleştirelim istiyoruz. İki ülke ilişkilerinde yeni bir dönemde böylesi bir görüşme neticesinde inşallah başlar diye inanıyorum.

ABD BAŞKANI BIDEN İLE GÖRÜŞME

Tabii Birleşmiş Milletler Genel Kuruluna katılmak için ajandamız dolu dolu gidiyoruz. Orada sadece Biden değil, birçok dünya lideri olacak. Tabii şu an itibarıyla Bidenla bir görüşme var mı yok mu henüz bu kesinleşmiş değil. Ana gündemimiz Birleşmiş Milletlerin Genel Kurulu ve oradaki temaslar. Fakat tabii Biden veya daha başka sürpriz görüşmeler nerede nasıl olur? Bunların hepsini oradaki gelişmelerle ele alacağız. Gerek Türkiyevinde gerek Birleşmiş Milletler binasında yoğun bir görüşme trafiğimiz olacak. Katılacağımız toplantılar planlanmış durumda. Bu trafik içerisinde Sayın Biden ile henüz planladığımız bir ikili görüşmemiz yok. Ancak çeşitli vesilelerle bir araya gelebiliriz, geleceğiz. Biz Birleşmiş Milletlerde görüşeceğimiz tüm liderlerle başta Gazze olmak üzere Filistin topraklarında akan kanı durdurmayı ele alacağız.

Filistin ile birlikte tüm çatışma bölgelerinde yaşananları ve ne yapılması gerektiğini değerlendireceğiz. çünkü insanlar, çocuk, kadın, yaşlı ölüyor. Artık rakam 45 binin üzerine çıktı. Bu yenilir yutulur bir gelişme değil. İnşallah Türkiye olarak bugüne kadar bu mücadeleyi nasıl vermişsek, özellikle dünya Siyonizminin şu anda Ortadoğuda estirdiği bu ne yazık ki ölüm fırtınasına karşı Türkiye olarak biz yine neler yapabiliriz, bunun gayreti içerisinde olacağız. Bunun çalışmalarını şahsım, arkadaşlarım, tüm bakanlarımızla birlikte ele alacağız ve elimizden ne geliyorsa bunu yapacağız. çok teşekkür ederim.

Ana Sayfaya Git