Türkiyede sinema, dizi, film ve moda sektöründe gizli lobilerce bilinçli finanse edilerek ön plana çkarlan geleneksel aile yapsyla uyumayan tipolojilerin, toplumsal dejenerasyonu hedefledii belirtilirken, bu durum toplumun her kesiminden tepki görüyor.
Birçok sektörde uygarlklarn, topluluklarn, insanlarn ya da yaplarn duygular, sanat ile anlatlyor. Kiisel ve toplumsal geliimde önemli yeri bulunan sanatn en bilindik balklarndan sinema, film, dizi, tiyatro ve moda; duygu, tasar, güzellik gibi olgularn anlatmnda skça kullanlyor. Ciddi bir seyirci ve takip kitlesi bulunan bu sektörler, slami hayat ve Türk geleneksel aile yapsn da etkiliyor. Medeniyetin göstergesi olarak tanmlanan sanatsal faaliyetler, kimi zaman toplum için çeitli riskler barndryor.
zleyici potansiyeli yüksek olan dizi, film ve tiyatro ile says hiç de azmsanmayacak kadar fazla olan giyinmeyi seven kitlenin yakndan takip ettii moda sektörü, hayat tarzlar üzerinde adeta ideoloji oluturuyor. Toplumun dinamiklerini etkisi altna alan bu sektörlerle slamn ve Türk aile yapsnn dlad dejenere fikirler de insanlara toplumun normaliymi gibi dayatlabiliyor, ya da bilinçalt olgularla özenme duygusu veya ahlaki deiimlere zemin hazrlanabiliyor.
uuraltna sinen ve toplumun birçok kesiminden tepki gören bu içerie ilikin konuan sanatç, eitimci ve ilahiyatçlar, bu yöntem ile toplum yapsnn hedef alnarak, temelden dinamitlenmeye çalldn belirtti.
- Türkiyede sinema sektöründe görülmemi tröstleme var
Yönetmen Semih Kaplanolu, yapmc, datmc ve salon sahiplerinin oluturduu tekellemenin Türk kültür ve sinema dünyasnn en önemli sorunu olduunu söyledi.
Binlerce sinema salonunda yaymlanan yozlam tipoloji filmlerinin yapmclar ve datmclarnn ayn irketler olduuna vurgu yapan Kaplanolu, Türkiyede sinema sektöründe dünyann hiçbir yerinde görülmemi bir tekel ve tröstleme var. te bu tekel, Türkiyenin kültürel ortamn yoz, kaba ve insanmz manevi anlamda aalayan tipolojileri ve içerikleri izlemeye mahkum ediyor. Haftalardr Anadoluda seyahat ediyorum. Bütün sinema salonlar bu tekellerin filmleri ile dolu. 8 salonu olan AVM sinemalarnn 5 salonunda birden dejenere bir tipolojinin filmi oynuyor, dier üçünde ise dier maganda tipolojisinin filmi... Halk hiçbir vasf, deeri olmayan bir tür magandala bu yapmc-datmc-saloncu tekeli tarafndan mahkum edilmi durumda. Yaadmz kültürsüzleme, manevi düüklük ve edepsizlii tevik eden, insan olmay deil bir tür hayvanlamay ve küfrü komedi olarak bamza kakan bu filmler ite bu tekellemenin ticari metalardr. dedi.
lgili bakanlklar, kurumlar ve mesleki örgütleri bu tröstlemeye kar hukuk çerçevesinde ortak eylem plan hazrlamaya davet eden Kaplanolu, Yoksa çocuklarmz, gençlerimizi bu yozlamann ve ahlaksz ticaretin yeni dejenere tipleri olarak evlerimizde, sokaklarmzda, okullarmzda görmeye almalyz. ifadesini kulland.
Kültür ve Turizm Bakanlnn her yl ortalama 70 nitelikli filme destek olduunu, tekelleme sebebiyle ancak 4-5 filmin vizyona girebildiini anlatan Kaplanolu, unlar kaydetti:
Bu durum desteklerin görünürlüünü de ortadan kaldryor. Yerli ve milli kültürün, manevi zenginliimizin, Anadolu irfannn ve tarihi karakterlerimizin sinemaya aktarlmas, izlenmesi, seyirci ile bulumas önündeki en büyük engel bu tekel ve tekelin film üretme konusunda getirdii yozlam kriterlerdir. çok ucuza mal edilen merdiven alt filmler binlerce salonu kaplamken bire bin kazanma hrs, kültürel erozyona en büyük katky vermektedir.
- Dardan aldmz formlar bizi deforme ediyor
Gazeteci-Yazar Yusuf Kaplan da sinemann bir sanat formu olduunu ve sinemaya estetik bir ifade biçimi olarak yaklalmas gerektiini dile getirdi.
Sinemann bat kültürü ve uygarl tarafndan gelitirildiini, dolaysyla pazarlanan filmlerin Bat normlarn tadn vurgulayan Kaplan, sözlerini öyle sürdürdü:
Kendi normlarnz, anlam haritalarnz, medeniyet dinamiklerinizi; kültüre, sanata, eitime, hayatn her alanna ileyecek ekilde yayamamsanz, kök saldramamsanz, dardan aldnz bütün formlar ister istemez kendi normlarn tar. Form normunu dayatr. Dolaysyla biz kendi normlarmz yitirdiimiz için dardan aldmz bütün formlar deforme oluyor ve bizi deforme ediyor. ster istemez u çkyor ortaya; form meselesinin normla ilikisini çözümleyemezseniz, sinemas, televizyonu, müzii, bütün bu kültür formlar sizi dönütürür. Sizin yapmanz gereken ey bu formlar kendi normlarnz dorultusunda dönütürebilmektir, yeniden ifade edebilmektir. Yeniden icat ve ina etmektir.
Herkesin Hollywood tarz film yapmas gerekmediini dile getiren Kaplan, unlar kaydetti:
Mesela sanat sinemalar var. Avrupallar kendi kültürel dinamiklerinden yola çkarak kültürün ve estetiin dilini dönütürdüler. Japonyada bir ekilde kendi kültürel dinamiklerini eksene almayan filme film demezler. Popüler kültür dolaysyla klasik film tarz, bütün dünyada yaygnlat. Popüler sinemann dili klasik Hollywoodun dilidir. Popüler sinema bütün dünyada yangnlaan bir sinema, ama siz bunu krabilirsiniz, bunu dönütürebilirsiniz. Yani kendi kültürel dinamikleri dorultusunda kendi düünme biçimleri, estetik formlar dorultusunda baka kültürlerin çocuklar sinemay aldlar dönütürdüler, dolaysyla ona göre içerik üretiyorlar. Kültürel kodlarna göre, anlam haritalarna, deerlerine göre kendi filmlerini yapyor adamlar. Bugün Japon sinemasnda Japon ailesini görebilirsiniz, Japon dizisinde, Japon ailesini görebilirsiniz. çin sinemasnda çin ailesini, iliki biçimlerini falan görebilirsiniz. Bu da çok etkileyicidir. Latin Amerika sinemasnda kendi kültürel kodlarn görebilirsiniz, Afrika sinemasnda görürsünüz, Türk sinemasnda göremezsiniz. çünkü biz normlarmz yitirdik. O yüzden dardan aldmz formlar bizi deforme ediyor. Biz de onu tannamaz hale getiriyoruz, tepe tepe kullanyoruz.
- Dizilerle toplumlar kuruna diziyoruz
Birçok dizide Aristocu dram gelenei dilinin kullanldn ve bu gelenein Hollywoodun dili olduunu ifade eden Kaplan, Aristocu dram gelenei üzerinden izleyicilerin zihinlerinin kodlandn savundu.
Kaplan, Sinemann, dizinin, televizyonun gücü dorudan deil, dolayl olmasnda gizli. Dolayl olduu için dorudan bilinç altna hitap ediyor. Dolaysyla kültürel kodlarn yeniden kodluyor. Seyircinin davran biçimlerini, zevklerini, beenilerini yeniden kodluyor. Bunu dolayl yapyor, dorudan yapsa izleyici propaganda yapyor diyecek ve tepki gösterecek, dolaysyla hiçbir ekilde etkisi olmayacak. dedi.
Baz dizileri eletiren Kaplan, öyle konutu:
Toplumun kültürel deerleriyle kavgal, kültürel olarak yozlatrc tonla dizi çekiliyor. Bu dizileri çeken insanlarn mazereti izleyici istiyor... Kardeim bu kadar aptallamann ve aptallatrmann alemi yok. Sen burada resmen izleyiciyi ayartyorsun. Bunu söylemiyorlar, bunlar resmen ilkesizlik ve ahlakszlk. Böyle bir ey olmaz. Sadece para vuruyorlar. Sadece kendi çkarlarn, öhretlerini düünüyorlar. Bizim özellikle son 10 ylda dünyaya ihraç ettiimiz en önemli madde dizidir. Dizi cenneti Latin Amerikadr. Biz Brezilyay, Arjantini, iliyi bile igal ettik dizilerle. Ne yaptk? Dizilerle sadece kendi toplumumuzu deil, baka toplumlar da kuruna diziyoruz. Biz hakikatin bayraktarln yapm toplumun çocuklaryz, bir medeniyetin çocuklaryz. Hakikatin, ahlakn, medeniyetin, edebin, adaletin bayraktarln yapm toplumun çocuklar, dizilerle ahlakszln bayraktarln yapyor. Bu olmaz. Burada sivil topluma da hükümete de devlete de çok ciddi görevler düüyor.
- Dünya bizi bekliyor
Söz konusu sektörlerdeki yozlamann ortadan kaldrlmas için devlete önemli sorumluluklar dütüünü belirten Kaplan, Kendi sinemaclarn, sanatçlarn yetitirecek. Devletin, hükümetin ya da bir ideolojinin sözcüünü yapacak sanatçlar yetitirecek demiyorum, böyle bir ey söylemem ben. dedi.
Kaplan, Türkiyenin, dünyann her yerinde mazlumlara el uzattna deinerek, öyle konutu:
Mazluma-kimsesize yardm dünyada bitti, bunlar sadece bizde var. Mazluma el uzatan sadece biziz. O yüzden Afrine bir operasyon düzenliyorsun, Üsküpten Filistine kadar, Burkina Fasodan Afrikann içlerine kadar insanlar dua ediyor sana. Niye? çünkü mazlumun yanndasn. Bu çok önemli bir ey. Yani adalet, merhamet duygusu var. Dolaysyla medeniyet bizde aslnda. Devlet bu konuda sorumlu ve çok ar bir sorumluluk var. 15 senedir burada bir ey yaplmas lazmd, çok geç kalnd. Televizyonda, daha genelde medyada yoksanz, yoksunuz, yok olmaktan kurtulamazsnz. Bunu unutmayalm. Dünya bizi bekliyor. Bu adamlar ne söyleyecek diye bizi bekliyor. Biz bunu yardm kurulularyla siyasi faaliyetlerle bunu gösterdik. Dedik ki Türkiye dünyann ruhudur, mazlumlarn umududur, zorbalarn da kabusudur dedik. Dünya Yunusu tanyor mu? Mevlanay tanyor mu? Ben tantmyorum, bir ekilde batllar kendileri tanyorlar. Sinan, Itriyi kim tanyor? bn Arabi hazretlerini kim tanyor? Kimse tanmyor. Türkiyede insanlar televizyon dizilerinden tanmaya baladlar. Yani kendi kültürel deerlerimizi dünyaya iletebildiimiz çok önemli bir süreçten geçiyoruz, dünyann da buna ihtiyaç hissettii bir süreçten geçiyoruz. Devletin, sivil toplum kurulularnn kesinlikle stratejik bir mesele olarak düünüp televizyonda, dizilerde devrim yapacak öncü kuaklar yetitirmesi lazm. Devrim yapacak atlmlar yapacak büyük projelere imza atmas lazm.
Kaplan, Türkiyenin dünyada sömürgeletirilemeyen, ancak kendi kendini sömürgeletiren tek ülke olduunu savunarak, Bu ülkeyi batllar dardan fiilen igal edemediler, içeriden zihnen igal ettiler. Robert Kolejinden, Üsküdar Amerikan Kz Kolejinden bu yl mezun olan örencilerin hepsi yurt dna gitti. Bu tam anlamyla sömürgeciliktir. Kendi kendini sömürgeletirmedir bu. Bunun derhal önüne geçilmesi lazm. Burada bir takm emperyalist güçlerin rolleri var diyeceiz ama artk bitti. Bizim kendi insanlarmz yapyor bunu. yorumunda bulundu.
Toplum kültürünü etkileyecek dizi ve filmlerin özellikle slam corafyasna pazarlandn savunan Kaplan, unlar kaydetti:
Bu diziler bizim corafyamza satlyor. nsanlar aç, susam durumdalar. Sadece dekoru görüyor, oradaki malzemeyi görüyor, Türkiyeye ilikin bir ey görüyor, o açdan merak ediyor. Baz dizilerle önüne geçilmeye çallyor ama tümüyle alabilmi deil. Bunu aacaz biz, bunu aabilmemizin tek yolu devletin çok güçlü kültür politikasna ihtiyac var. Stratejisi olmayan bir ey kesinlikle babo gider. çok güçlü bir film sektörü var ama film endüstrisi yok. nsanlar vuruyorlar, paray kazanyorlar, ondan sonra gidiyorlar Antalyada villa yaptryorlar. Film sektörüne dönmüyor para. Dolaysyla burada tehlikeli bir süreç iliyor. Devletin bir film stratejisi, bir televizyon ve medya stratejisi gelitirmesi lazm. Bizim deerlerimizin tevik edilecei filmlerin-dizilerin yaplmas lazm. Bunu yapacaksn diye dayatmasna gerek yok. Ailenin gittii, toplumun delik deik olduu, dolaysyla insann insanln yitirdii bir dünyada ister istemez deerlerin bir ekilde anlatlmasn tevik etmek neden problem olsun? Devlet dayatmad sürece problem deil.
- Sadece insanlar intihar etmez, toplumlar da intihar eder
Kaplan, baz televizyon programlarnn yeni neslin aidiyet bilincini yok ettiini savunarak, öyle devam etti:
Ayrca, Alman televizyonu, Fransz televizyonu, Alman kültürünün, Fransz kültürünün, Fransz toplumunun ya da Alman toplumunun altn m oyuyor? Hayr. Böyle bir ey yok. Ama senin televizyonun, senin medyan senin altn, bu toplumun altn oyuyor. Bu toplumun medeniyet dinamiklerini dinamitliyor. Kültürel deerlerini yerle bir ediyor. Buna izin verilemez. Bu genç kuan aidiyet bilinci yok oluyor. Bu topluma, bu kültüre aidiyet bilinci sfrlanyor. slamla ilikisi, slami duyarlla ilikisi yerle bir oluyor. Bu toplumun intihardr. Sadece insanlar intihar etmez, toplumlar da intihar eder. Nasl ki ehirlerimizi katlettiler, çocuklarmz da katlediliyor. Buna göz yumamayz. Yani devletin derhal buna el atmas lazm. 2019u o sebeple önemsiyorum. Eer 20 sene içerisinde bir ey yapamazsak, bir kuaklk zaman dilimi içerisinde bu toplum köleleir. Bu toplumun slamla ilikisi sfrlanr. slamla ilikisi sfrlanm bir kuak geliyor. Ben ne yapacam öyle bir kua? Kamuoyu yoklamas yaplm, çocuklarn yüzde 95i yurt dnda okumak istiyor. Yurt dnda okusun, ben de okudum Londrada ama gidip de oraya köle olmasn. Bunlar resmen buradayken köle oluyorlar. Buradaki zihni köleletiriyorsun. Entellektüel melekelerini yerle bir ediyorsun.
Kültürel dinamikler, estetik formlar, medeniyet birikimi ve dinamikleri dorultusunda bir eitim sistemi, bir medya ve kültür rejimi kurulmad sürece toplumun toparlanamayacan aktaran Kaplan, ekonomisi ne kadar güçlü olursa olsun; sinemas ve müzii dökülen toplumlarn yok olmaktan kurtulamayacan sözlerine ekledi.
- Türk korkusunun ortadan kalkmasnn tek yolu, aile düzenimizi bozmak ve nüfusu azaltmakt
stanbul Üniversitesi lahiyat Fakültesi Öretim Üyesi Prof. Dr. Abdulaziz Bayndr ise bat ülkeleri için Türk kelimesinin Müslümanl ifade ettiini söyledi.
Bayndr, Baty rahatsz eden Türk korkusunun ortadan kalkmasnn tek yolu, aile düzenimizi bozmak ve nüfusu azaltmakt. Yaptrabildikleri kadar yasal deiikleri ve bütün yollar kullanarak evlenmenin önüne, her geçen gün daha büyük engeller koymay ve evlilik d ilikileri arttrmay baararak aileleri parçalayabildiler. Sinemalar, diziler, eitim sistemindeki çarpklklar ve yeni çalma hayat, tahribat her geçen gün daha da arttrmaktadr. çevresine duyarl insan says azalmaya, komusuyla hatta ailesiyle bile ilgilenmeyen insanlar sürekli artmaya balad. deerlendirmesinde bulundu.
FETÖnün 15 Temmuz 2016daki darbe giriimine kar halkn gösterdii reaksiyonun, geleneksel yapnn tamamen bitmediini bütün dünyaya gösterdiini kaydeden Bayndr, Artk yaplan tahribat tespit edip özümüze dönmeli, millet olarak yeniden bir güven ve umut kayna haline gelmeliyiz. dedi.