8 Mart Dünya Kadınlar Günü etkinlikleri her yıl olduğu gibi bu yılda belediyeler sivil toplum kuruluşları ve kamu kurumlarınca düzenlemeye devam ediyor. Ancak kadınlar kendileri için yapılan bu etkinliklerin yeterli olmadığı kanısında. Kimi vatandaşlar ise 8 Mart’ın yalnızca söylemden ibaret olduğunu dünyanın çeşitli yerlerinde sırf inançlarından ötürü öldürülen kadınların gündeme getirilmediğine dikkati çekti.
“KADINLARIN EN BÜYÜK SORUNU GÖRMEZDEN GELİNMELERİDİR”
Fatma Kıymacı,
“8 Mart sadece isimde kalıyor. Hiçbir şekilde kadınlara yönelik çalışmalar olmuyor. Sosyal medyada kadınlarla ilgili dikkat çekici paylaşımlar yapılıyor ancak bunların için boş. Kadının hayatın içinde ve sahada olması gerekiyor. Toplumun da kadının artık sahada olduğun bilincinde olması gerekiyor. Kadınlar sahada diyoruz ama ne kadar tabi ki bu tartışılır. Kadınların en büyük sorunu görmezden gelinmeleridir. Artık kadınlar erkeklerle baş etmek yüzünden erkeksi hale geldiler. Domine oldular. Kadınlar kendilerini ifade edemiyorlar ve o yüzden yırtıcı olmak zorunda kalıyorlar.”
“ŞİMDİ KADINLAR AKILSIZLIKLARINDAN DOLAYI ŞİDDET GÖRÜYORLAR”
Kezban Tarhan,
“Eski erkekler iyi idi. Şuanda kadınlar akılsızlıkları yüzünden bu haldedirler. Kadınlar akıllı olsunlar ve hanımefendi olsunlar. Evlerinde olsunlar, erkeklerin peşinde olmasınlar. Erkeklere para yedirmesinler, kartlarını kullandırmasınlar. Kadınlar evde olursa başlarına hiçbir şey gelmez. Ben kırk yıl evli kaldım hiç şiddet görmedim. Ben eşimden çok memnundum. Şimdi kadınlar akılsızlıklarından dolayı şiddet görüyorlar. Kadınlar istekleriyle kocalarını adeta bezdiriyorlar. Halı şampuanı, koltuk şampuanı derken o evde huzur kalmıyor ve boşanmalar artıyor. Kadınlar ihtiyaçları iyi belirlemeli ve ona göre israftan kaçınmalılar.”
“8 MART’I KUTLUYORLAR AMA KADINLARI ÖLÜMDEN KURTARAMIYORLAR”
Ayetullah Tekin,
“Bana göre 8 Mart Dünya Kadınlar Günü büyük bir aldatmacadır. Kadınlara sadece bir günü uygun görüyorlar ve bir güne razı ediyorlar. Bu yapanların çoğunun kadın istismarı yapan kişiler olduğunu görüyoruz. En basit olarak ciklet reklamlarında daha kadınları oynatarak gelir elde ediyorlar. Yani kadın sadece bir menfaat elde etmek için kullanıyorlar. Dünyada sayıları yüz binleri bulan seks köleleri vardır ancak sözüm ona kadın dernekleri bu duruma ses etmemektedirler. Doğu Türkistan’daki cezaevlerinde sırf inançlarından ötürü burada bulunan binlerce kadın mahkum için kimse kılını kıpırdatmamaktadır. Gazze’de yine yüz binleri bulan kadın katliamları oldu. 8 Mart’ı kutluyorlar ama kadınları ölümden kurtaramıyorlar. Kadınlar sürekli öldürülüyor. Kısas uygulanırsa, hiçbir kadın öldürülemez. Bunun örneğini Afganistan’da gördük. Eşini öldüren bir erkeğe kısas cezası uygulandı. Kısas cezası Türkiye’de de uygulanırsa kadın cinayetleri son bulur.”
“KADIN GÜÇLÜ OLURSA TÜRKİYE DE GÜÇLÜ OLUR”
Nazime Doğan,
“Kadınlar bugün şiddetle karşılaşıyor. Ölümle yüzleşiyor. Baskıya maruz kalıyor. Bugün, Türkiye'de birileri kadınların seslerini bastırmak istiyor. Siyasetten ekonomiye, dinden sosyal hayata her konuda kadını özne yaparak en temel haklarını tartışmak istiyor. Kadınlara yokmuş gibi davranarak zavallı egolarını tatmin etmek istiyor. Osmanlı’dan beri cumhuriyetten beri bu topraklarda devam eden kadın hakları hareketini, kadını, adını yok sayıyor. Üstelik iktidarlar da bu zihniyete çanak tutuyor. Kadınları vitrin süsü görüp ötekileştirerek çanak tutuyor. Türk kadını güçlü olursa Türkiye de güçlü olur. Günümüz koşullarından cesaret alıp kadınların önünde duvar olanlar, çok beklersiniz.”
Kaynak: Diyarbakır Söz