İl ve ilçe teşkilatlarına yönelik yeni bir yapılanmaya giden Hak ve Özgürlükler Partisi (HAK-PAR) Genel Başkanı Refik Karakoç, ülke gündemini Diyarbakır Söze değerlendirdi. Karakoç, HDP’nin bağımsız siyaset yapmadığını belirterek PKK’nın da bir an önce silahı bırakması gerektiğini iddia etti.
Parti yönetimiyle Söz ve Uzay Yayın grubunu ziyaret eden Karakoç, Genel Yayın Yönetmenimiz Ömer Büyüktimur'la görüştü. Sıcak ve samimi bir ortamda geçen görüşme sonrasında Karakoç, Hak-Par'ın yeniden yapılanmasına ve gündeme dair açıklamalarda bulundu. HAK-PAR'IN YENİ HEDEFİ “Biz şiddet dışı bir kulvarda siyaset yaparak bölgemizin huzura kavuşması için siyasetin normal bir yolda yürüyebilmesi için, mücadele ediyoruz” diyen Karakoç, şöyle dedi; “Hak ve Özgürlükler partisi (HAK-PAR) 2002 yılında bir birlik projesi olarak kuruldu. Hak parın programında biliyorsunuz, Kürt sorununun demokratik yol ve yöntemlerle federal bir yapı içerisinde çözüm önerisi var. Bu çözüm önerilerimiz Yargıtay başsavcılığı dava konusu edildi ve Anayasa mahkemesi sonuç itibari ile patimizin bu konuda beraat etmesine kararı verdi ve dolayısıyla bizim demokratik federatif çözüm önerimiz şuanda programımızda tescil edilmiş durumda ve biz şiddet dışı bir kulvarda siyaset yaparak bölgemizin huzura kavuşması için siyasetin normal bir yolda yürüyebilmesi için, mücadele ediyoruz ve Hak par bu konuda bütün Kürdistan illerinde yeni bir süreç başlattı yurtiçi ve yurt dışı ile Hak Par şuanda bu süreci yaşıyor”. BAĞIMSIZ SİYASET YAPMIYOR HDP’nin bağımsız siyaset yapmadığına dikkat çeken Karakoç şunları söyledi. Karakoç “Bizler HDP’nin bağımsız bir siyaset yapmadığına inanıyoruz. Bağımsız siyaset ve normal siyaset olarak şiddeti ret etmesi gerekiyor. Yani silahların konuşturulduğu, şiddet ortamının olduğu bir yere normal siyasete yer yoktur. Bunun en canlı örneğini 7 Haziran ve 1Kasım seçimlerinde gördük, 7 Haziran seçimlerinden önce başta Kürt halkı olmak üzere bütün Türkiye’de kitleler HDP’ye Demokratik yol ve yöntemlerle siyaset yapıp Demokratik Siyasetin önü açılsın diye büyük bir oranda oy verdi ve yüzde 13 oy aldı 80 milletvekili çıkardı. Ne yazık ki birkaç sağlıklı mesajdan sonra HDP bağımsız siyaset yapmayarak bu fırsatı kullanamayarak şiddetin karşısında durmayarak bu avantajını kaybetti. Ve bir Kasımda bu Demokratik siyaseti benimseyen kitleler, 3,5 ay gibi bir zaman içerisinde bu 1 Milyon oyu HDP’den geri aldı. HDP’nin bağımsız bir siyaset yapmaması, ortamın gerilmesinde gerek bazen rol alması şüphesiz doğru siyasi bir tarz değildir. Bizim zaten önerdiğimiz siyasi çizgide demokrasi var, eşitlik var, Demokratik hukuk var, uluslar arası hukuk var Hukuk ve demokrasi içerisinde daha çok bu sorunun çözüleceğine inanıyoruz ve bu yöntemi de tercih etimizden dolayı ayrı kulvarlarda siyaset yapıyoruz." diye konuştu. PKK SİLAHI BIRAKMASI GEREKİR “PKK’nın bir an önce silahı bırakması lazım ve Demokratik yol açıldığı zamanda Kürtler daha rahat daha büyük bir kitle gücünde hak ve hukuklarını savunabilirler” diyen Karakoç, “Bu son zamanlardaki hendek ve barikat siyaseti çok büyük yıkım getirdi biz bunu başta da söyledik ve yıllardır da söylüyoruz. Şiddeti bir kenara bırakmak lazım, Devletin en büyük argumanı’da şiddete karşı savaştır, şiddettir oda kendine gerekçe yaratıyor PKK’nın bir an önce silahı bırakması lazım ve Demokratik yol açıldığı zamanda Kürtler daha rahat daha büyük bir kitle gücünde hak ve hukuklarını savunabilirler. Kürtler çözüm sürecinde bunu belirtti zaten, yüzde 80, yüzde doksan bir destek sundu hatta Türk halkı da yüzde 65 yüzde 70 oranında siyasi çözüm olunması için beyanda bulunmuştu. Bunu ne yazık ki siyasetçiler kullanamadı, hem hükümet kullanamadı hem de HDP kullanamadı dolayısıyla bu şiddet ortamının kalkmasında yarar var, bu şiddet hareketinin sebep olduğu bugünkü durum iç açıcı bir durum değil." dedi. TÜRKİYE'NİN SURİYE POLİTİKASI “Biz Devletin Suriye politikasını baştan beri yanlış buluyorduk" diyen Karakoç şunları söyledi; Yani Türkiye kendi komşuları ile sıfır problemle başladığı bir dış politika çerçevesinde bütün komşuları ile problemli hale geldi. Umut verici bir yanı var ki son zamanlarda bu politikalardan bir geri dönüş görüyoruz, yani Türkiye’nin Suriye ye girişi bile askeri güç olarak girmesi yanlış evrensel hukuka uygun bir davranış biçimi değil. Gerekçesi her ne kadar İŞİD olarak gösterilse de biz Türkiye Cumhuriyetinin Kürt sorununda çok daha hesapçı ve duyarlı olduğunu biliyoruz ve esas mesele’nin de Kürt sorunu olduğunu biliyoruz. Zaten Sayın Cumhurbaşkanı Başbakanken de şu anda da Kürtlerin diğer parçalarda ki halklarının bir statüye kavuşması yönünde razı olmayacaklarını beyan etmişlerdi”Kaynak: Diyarbakır Söz