İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Rusya Ukrayna savaşına değinerek "Barışı ve bu savaşın bitmesini kendisine sorumluluk hisseden yegane ülkelerden birisiyiz. Çünkü barışın, huzurun, kardeşliğin, hem insanlığa hem geleceğe hem de geçmişin bıraktığı mirasa sahip çıkabileceğini bilen bir anlayışın çocuklarıyız. Hep birlikte dünyaya güçlü bir ses vermemiz lazım." dedi.
Çeşitli temaslarda bulunmak üzere Diyarbakır'a sabah saatlerinde gelen İçişleri Bakanı Süleyman, Ünlü İslam alimi ve sibernetiğin kurucusu olarak kabul edilen El Cezeri'nin 13'üncü yüzyılda kaleme aldığı makine çizimlerinin çalışır makinelere dönüştürüldüğü "Cezeri'nin Olağanüstü Makineleri Sergisi"nin açılışına katıldı.
Türkiye'nin ilk uçan arabası "Cezeri"nin de yer aldığı serginin açılışında konuşan Soylu, bu sergide bulunmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi. "Tarihimizin, medeniyetimizin, kültürümüzün bize bıraktığı miras içerisinde bu anlayışla tekrar burada kucaklaşma imkanına sahip olabilmek ayrı bir onur." diyen Soylu, serginin hayırlı olmasını diledi. Soylu, "Büyük bir medeniyetin evlatlarıyız. Bizi medeniyetimizden ayırmak isteyenler ilk önce medeniyetimizi karaladılar, birliğimizi ve beraberliğimizi ötekileştirmeye, ötelemeye çalıştılar. Ardından özgüvenimizi almaya çalıştılar. 'Biz yapabiliriz, biz becerebiliriz, biz gerçekleştirebiliriz.' anlayışını içimizden koparmak istediler. Ardından dış dünyanın ürettiklerine hayran hayran bakıp bizi 'Kendimiz yapamayız ancak takip ve taklit ederiz.' diyen bir anlayışın içerisine itmek istediler. Ama görüyoruz ki bizim hamurumuz, karakterimiz bu medeniyette güçlü bir şekilde yoğrulmuştur." ifadelerini kullandı.
"SAVAŞIN BİTMESİNİ KENDİSİNE SORUMLULUK HİSSEDEN YEGANE ÜLKELERDEN BİRİSİYİZ"
"Piri Reis'ten Harezmi'ye, İbn-i Sina'dan Cezeri'ye kadar hem fennin hem ilmin hem tekniğin maneviyatını bu medeniyette yoğuran bir anlayışın, güçlü bir karakterin evlatlarıyız." diyen Soylu, Ukrayna Rusya savaşına değindi. Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Barışı ve bu savaşın bitmesini kendisine sorumluluk hisseden yegane ülkelerden birisiyiz. Çünkü barışın, huzurun, kardeşliğin, hem insanlığa hem geleceğe hem de geçmişin bıraktığı mirasa sahip çıkabileceğini bilen bir anlayışın çocuklarıyız. Ancak barış ve huzurda bunları meydana getirebilirsiniz. Ancak barışta bilginin peşinden gidebilirsiniz, doğru üretimde bulunabilirsiniz. Aksi takdirde bunu gerçekleştiremezsiniz. Kargaşanın içerisinde üretemezsiniz. Sabah kalktığınızda endişeyle 'Acaba bugün hangi karmaşa ve kargaşayla, kaosla olacağım, okula gidebilir miyim, üniversiteye gidebilir miyim?' diye endişe içerisinde olursanız, bilimden, tarihinizden, size bırakılanlardan, emanet edilenlerden koparsınız. O zaman derdiniz bir tek şeydir, o da 'Acaba ne zaman huzur içerisinde olabilirim?' düşüncesinin peşinden koşmaktır."
"HEP BİRLİKTE DÜNYAYA GÜÇLÜ BİR SES VERMEMİZ LAZIM"
İstanbul Cezeri Müzesi Genel Müdür Yardımcısı Nisanur Çalışkan'ın konuşmasında söz ettiği bilgilere değinen Soylu, "20 yıl sadece müzeyi ve müzenin eserlerini bir araya getirebilmek için bir çaba ortaya konulduğunu belirtti. Sadece 20 yıl boyunca bu eserlerin bu müzenin eserlerini bir araya getirebilmek... Ya Cezeri'nin yaptığı o birikim?" değerlendirmesinde bulundu.
Artuklu Sarayı'nın başmühendisi, herkesi kendisine hayran bırakan icatları ortaya koyan, bilimin peşinde nelerin olabileceğini yüzyıllar önce gerçekleştiren bilim insanı El Cezeri için burada olduklarını vurgulayan Soylu, El Cezeri'yi şükran ve minnetle andıklarını, örnek gösterdiklerini bildirdi.
Soylu, çocukların Suriye'de, Ukrayna'da hayatlarını kaybettiklerine işaret ederek "Bu vahşilikten kurtulamıyorlar. Onun için bizim hep birlikte dünyaya güçlü bir ses vermemiz lazım ve güçlü olmamız lazım." diye konuştu. Soylu, şunları kaydetti:
"Cumhurbaşkanı'mız 'Bu ülkenin 81 vilayetinde üniversitelerin açılması lazım.' dediğinde, dediler ki; ne gerek var? Ülkenin bir takım vilayetlerinde olsun yeter. Zannettiler ki sadece bu döneme ait bir şey ortaya konuyor. Aslında öyle düşünmedi, biz açarız, donatırız, çocuklarımıza, gençlerimize imkan sağlarız, bizden sonra gelenler, çok daha geliştirirler ve bizim gençlerimizin, çocuklarımızın dünya ile rekabet etmesini sağlayabilirler. Yapacak çok işimiz var. Ama şu soruyu sormak isterdim. Bombaların altındaki Suriye, İran, Irak'ta çocuklar yıllarca sıkıntı altında kalmış, Afganistanlı çocukların hiç böyle bir şeyi düşünebilme kabiliyeti var mıdır? Ülkelerinden başka ülkelere gitmek zorunda kalan Ukraynalı çocukların böyle bir kabiliyeti var mıdır? Okul, üniversite, bilim düşünebilirler mi? Bir şey yapmaya çalışıyorlar dünyada. Lütfen bu tuzağa düşmeyelim. Nefreti, düşmanlığı artırmaya çalışıyorlar. Bizim yolumuz belli."
Soylu, kötülüğü, yakanları, yıkanları, şehirleri, kütüphaneleri ortadan kaldıranları, insanları nefret iklimine itenleri örnek göstermediklerine işaret ederek iyilikleri anlatacaklarını, kötülüklerden sakındıracaklarını aktardı.
"DÜNYAYI BİR İYİLİK DÜNYASI HALİNE GETİRECEĞİZ"
"Dünyayı bir iyilik dünyası haline getireceğiz ve orada ilmin, insanlara faydalı olmanın peşinden yürüyeceğiz. Yapmamız gereken bu. Peki bu sadece bizim coğrafyamıza mı ait bir şey? Hayır, Cezeri sadece kendi büyüdüğü coğrafyada mı icat, ilim, fen ve tekniğin gereklerini yerine getirmiştir? Bu da hayır." diyen Soylu, bilim insanının yaptıklarından bütün dünyanın istifade ettiğini belirtti. Soylu, "Sadece kendi coğrafyamızda değil, etrafımızdaki coğrafya ve dünyaya bir ölçü ortaya koymalıyız. Suriye, Irak, Afganistan, Pakistan, Yemen hep böyle mi kalmalı? Bu ülkenin Cumhurbaşkanı, Lübnan'daki 0-2 yaş arası çocuklara ekonomik krizden içemedikleri, yemedikleri süt ve mamaları gönderiyor." şeklinde konuştu.
"Kavganın, savaşın, kaosun, karmaşıklığın değil hep birlikte barışın, dostluğun ve beraberliğin içinde yüzelim. İyilik dünyaya hakim olacak ve yine bu, bu coğrafyadan yükselecek. İnancımız tam. Bu hep birlikte sağlayacağız, gerçekleştireceğiz. Hem kendi huzurumuzu hem de etrafımızdaki coğrafyamızın huzurunu sağlayacağız, gerçekleştireceğiz. Cezeri, Harezmi, İbn-i Sina, Piri Reis'i bir vesile ile örnek alıp o yolculuğu yapmanızı istiyoruz." ifadelerini kullanan Soylu, sergide emeği geçenlere teşekkür etti.
"NE OLUR MERAK EDİN, BAŞIMIZA İCAT ÇIKARIN"
Diyarbakır Valisi Münir Karaloğlu, bilim insanı El Cezeri'nin bu topraklarda doğduğunu ve yaşadığını belirterek Artuklu Sarayı'nda 26 yıl başmühendislik yaptığını söyledi. Cezeri'nin bütün icatlarını tüm deneylerini Diyarbakır'da gerçekleştirdiğini dile getiren Karaloğlu, icat ettiği makinelerin 800 yıl sonra Diyarbakır'da sergilendiğine işaret etti.
"ÇOCUKLARA İLHAM KAYNAĞI OLMASINI UMUYORUZ"
İstanbul Cezeri Müzesi Genel Müdür Yardımcısı Çalışkan ise İstanbul'daki müzede yer alan en önemli parçaları Diyarbakırlılarla buluşturmak istediklerini söyledi. Çalışkan, şöyle konuştu: "Rahmetli babam Durmuş Çalışkan, 20 yıl kadar Cezeri'nin kitabından makine ve otomatlarını bir mühendislik yaklaşımıyla yola çıkarak projelendirdi. Bu çalışmaları yaparken İstanbul Cezeri Müzesini kurduk. Ardından onu kaybettik ve vefa borcumuzu yerine getirmemiz gerekiyordu. Tüm projeleri üretilmeye yönelik yeniden ele aldık. Cezeri'nin makine ve otomatlarının yanı sıra Cezeri'nin mekanik prensiplerini çocukların ve yetişkinlerin de anlamasına yönelik tüm temel prensipleri yeniden farklı cihazlarla ürettik. Özellikle çocuklara ilham kaynağı olmasını umuyoruz."
Daha sonra Bakan Soylu ve Vali Karaloğlu gençlerle kurdele keserek serginin açılışını yaptı. Açılışa, AK Parti Diyarbakır Milletvekilleri Oya Eronat, Ebubekir Bal, Sur Kaymakamı Abdullah Çiftçi, İl Emniyet Müdürü Hüseyin Aşkın, AK Parti İl Başkanı Muhammet Şerif Aydın, kurumların temsilcileri ve gençler katıldı.
Kaynak: Diyarbakır Söz