'Yılsonu enflasyon beklentisi yüzde 6.5'

Merkez Bankası Para Politikası Kurulu, kısa dönemde enflasyonun dalgalı bir seyir izleyeceğine dikkati çekerken, enflasyonun mayıs ayında kayda değer bir düşüş göstermesi beklense de yılın son çeyreğine kadar hedefin belirgin olarak üzerinde seyredeceğinin tahmin edildiğini, öte yandan, çekirdek enflasyonun kısa vadede sınırlı bir artış göstermesi, yılın ikinci yarısından itibaren ise düşüş eğilimi sergilemesinin beklendiğini bildirdi.

'Yılsonu enflasyon beklentisi yüzde 6.5'

Para Politikası Kurulu'nun 29 Mayıs tarihinde gerçekleştirdiği toplantıya ilişkin özet, Merkez Bankası'nın sayfasında yayımlandı.

Özette, nisan ayında tüketici fiyatlarının yüzde 1,52 oranında arttığı ve yıllık enflasyon yüzde 11,14'e yükseldiği hatırlatıldı.

Bu yükselişte elektrik ve doğalgaz tarifelerindeki artış sonucunda enerji fiyatları etkili olduğu, giyim fiyatlarındaki yüksek oranlı artışlara bağlı olarak temel enflasyon göstergelerinin de yükseliş gösterdiği ve bu dönemde yıllık enflasyonun enerji ve hizmet grubunda yükselirken, temel mallar grubunda sabit seyrettiği belirtildi.

Gıda ve alkolsüz içecekler grubunda, mevsimsellikten arındırılmış işlenmemiş gıda fiyatlarının son üç aydaki ılımlı görünümünün devam ettiği, diğer taraftan işlenmiş gıda grubunda ise nisan ayı itibarıyla yıllık enflasyonun yüzde 9,80'e yükseldiği, mayıs ayına ilişkin göstergelerin, taze meyve fiyatlarındaki baz etkisi sebebiyle yıllık işlenmemiş gıda enflasyonunun keskin bir şekilde azalacağı, işlenmiş gıda enflasyonunun ise sınırlı oranda artmaya devam edeceği ifade edildi.

Enerji grubunda, nisan ayında doğalgaz ve elektrik tarifelerinde gözlenen artışın yıllık tüketici enflasyonuna etkisinin öngörüler paralelinde 0,51 puan olduğu, diğer enerji kalemlerinde fiyatların ılımlı seyrettiği, mayıs ayında ise akaryakıt fiyatlarındaki azalışa bağlı olarak enerji fiyatlarının yıllık artış oranında düşüş öngörüldüğü bildirildi.

Hizmet grubunda yıllık enflasyonun nisan ayında 0,56 puanlık artışla yüzde 6,73'e yükseldiği belirtilerek, söz konusu artışın bir kısmının haberleşme hizmetlerindeki baz etkisinden kaynaklandığı lokanta-oteller ve ulaştırma hizmetlerindeki yükselişe dikkat çekildi.

Bu dönemde mevsimsellikten arındırılmış fiyat ve yayılım verileri hizmet fiyatlarının ana eğiliminde sınırlı bir artışa işaret ettiği vurgulanarak, temel mal grubunda ise yıllık enflasyonun nisan ayında sabit seyrettiği dayanıklı mallarda yıllık enflasyonunun gerilemeye devam ederken, giyim ve ayakkabı grubunda ithalat vergisi artışının süregelen etkileri ile son dönemde gözlenen artış eğilimini hızlandırdığı ve bu çerçevede, temel enflasyon göstergelerinin yıllık artış oranının da yükseldiği kaydedildi.

ENFLASYONU ETKİLEYEN UNSURLAR

Kurul'un, iktisadi faaliyette bir süredir gözlenen ivme kaybının 2012 yılının ilk çeyreğinde iç talep kaynaklı olarak sürdüğü belirtilerek, ''Sanayi üretim endeksi ocak ayındaki hızlı daralmanın ardından şubat ve mart aylarında bir miktar toparlanmış olsa da, üretim bir önceki çeyreğin altında gerçekleşmiştir. İlk çeyrekte yurt içine yapılan araç satışları bir önceki döneme göre gerilerken, mevsimsellikten arındırılmış tüketici kredileri ılımlı bir büyüme sergileyerek iç talepteki yavaşlamayı teyit etmiştir'' denildi.

Özette, öncü verilerin ikinci çeyrek için ılımlı bir toparlanmaya işaret ettiği belirtilerek şu ifadeler yer verildi:

''Kurul yılın ilk aylarında gözlenen yavaşlamanın sıkılaştırıcı politika tedbirlerinin yanında olumsuz hava koşulları ve dış belirsizlikler gibi geçici unsurların etkisini de yansıttığı ve ikinci çeyrekte yurt içi talebin bir önceki çeyreğe kıyasla artacağı değerlendirmesini yinelemiştir. Bununla birlikte, yakın dönemde küresel büyüme görünümünde ve risk iştahında gözlenen bozulma nedeniyle iktisadi faaliyetteki toparlanmanın beklenenden yavaş olabileceği ifade edilmiştir. Nitekim imalat sanayi firmalarının sipariş beklentilerinde son iki ayda bir miktar gerileme gözlenmektedir.''

Son dönemde açıklanan verilerin, iç ve dış talep arasındaki dengelenmenin öngörüldüğü şekilde sürdüğü teyit edilerek, mart ayında, tahminlere paralel olarak, 12 aylık cari işlemler dengesinde ciddi oranda düzelmenin gözlendiği belirtildi.

Avrupa ekonomisinde süregelen sorunlara rağmen ihracatın istikrarlı artış eğilimini koruduğu ve yurt içi talepteki yavaşlamanın ve Türk Lirasının birikimli değer kaybının ithalat talebini ve enerji dışı cari açığı sınırlayıcı etkilerini sürdürdüğü belirtilerek, dış ticaret hadlerindeki iyileşmenin de cari işlemler dengesindeki düzelmeye katkıda bulunduğu ve bu doğrultuda, cari işlemler açığının kademeli olarak azalmaya devam edeceği kaydedildi.

Yılın ilk çeyreğinde iktisadi faaliyetteki yavaşlamanın etkisiyle istihdamda zayıf bir seyrin gözlendiği belirtilen özette, şunlar kaydedildi:

''2011 yılı son çeyreğinde başlayan ve ocak döneminde duraksayan inşaat sektörü istihdamındaki azalma eğilimi şubat döneminde de devam etmiştir. Bunun yanı sıra, hizmet sektöründe de istihdamın artış hızında belirgin bir yavaşlama gözlenmiştir. Öte yandan, sanayi istihdamı 2011 Aralık döneminden itibaren sergilediği toparlanma eğilimini sürdürmüştür. Öncü göstergeler kısa vadede ılımlı bir istihdam artışına işaret etse de, küresel ekonomiye dair aşağı yönlü risklerin sürmesi önümüzdeki dönemde istihdam artışını sınırlayabilecek bir unsur olarak öne çıkmaktadır.''

PARA POLİTİKASI VE RİSKLER

Toplantıda, kısa dönemde enflasyonun dalgalı bir seyir izleyeceğine dikkat çekilerek, ''Enflasyonun mayıs ayında kayda değer bir düşüş göstermesi beklense de yılın son çeyreğine kadar hedefin belirgin olarak üzerinde seyredeceği tahmin edilmektedir. Diğer taraftan, çekirdek enflasyonun kısa vadede sınırlı bir artış göstermesi, yılın ikinci yarısından itibaren ise düşüş eğilimi sergilemesi beklenmektedir'' denildi.

Kurul üyeleri, enflasyonun ulaştığı yüksek seviyelerin beklentilerin dikkatle izlenmesini gerektiğini belirtirken, özette ''Bu doğrultuda fiyatlama davranışlarına dair riskleri sınırlamak amacıyla önümüzdeki dönemde mevcut sıkı duruş korunacaktır. Bu çerçevede Kurul, Nisan Enflasyon Raporunda yer alan yüzde 6,5 düzeyindeki yılsonu enflasyon tahminini korumaktadır'' ifadelerine yer verildi.

PARA POLİTİKASININ SIKI DURUŞU

Merkez Bankası Para Poltikası Kurulu toplantı özetinde, ''Önümüzdeki dönemde uygun şartlar oluştuğunda Türk Lirası zorunlu karşılıklar için döviz ve altın cinsinden tesis edilebilen oranların sırasıyla yüzde 60 ve yüzde 30 düzeylerine kadar, kademeli olarak artan fazla bulundurma katsayılarıyla yükseltilebileceği ifade edilmiştir'' denildi.

Para Politikası Kurulu'nun 29 Mayıs tarihinde gerçekleştirdiği toplantıya ilişkin özet, Merkez Bankası'nın sayfasında yayımlandı.

Özette, Kurul üyelerinin, getiri eğrisinin aşağı yönlü eğiminin para politikasının sıkı duruşuna işaret ettiği belirtilirken, bunun yanı sıra, tüketici kredilerindeki ılımlı artış eğiliminin sürmesinin finansal koşulların sıkı olduğunu gösterdiği vurgulandı.

Son dönemde ticari kredilerde ivmelenme gözlense de, bu durumun büyük ölçüde arz yönlü geçici unsurları ve mevsimsel etkileri yansıttığı, dolayısıyla kalıcı olmayacağı düşünüldüğü belirtilen Para Politikası Kurulu Toplantı Özeti'nde, ''Mayıs ayında yaşanan gelişmeler küresel ekonominin kırılganlığını bir kez daha ortaya çıkarırken Merkez Bankası'nın uygulamakta olduğu mevcut politika çerçevesinin gerekliliğini de teyit etmiştir. Kurul, küresel ekonomiye dair belirsizliklerin sürmesi nedeniyle para politikasında esnekliğin korunmasının uygun olacağını belirtmiştir. Alınan tedbirlerin krediler, yurt içi talep ve enflasyon beklentileri üzerindeki etkileri dikkatle takip edilecek, Türk Lirası fonlama miktarı gerekli görüldüğünde aşağı veya yukarı yönlü ayarlanacaktır. Bu çerçevede, gerektiğinde daha kısa süreli ek parasal sıkılaştırmalar da kullanılabilecektir'' denildi.

Ayrıca Kurul'un, finansal istikrarı desteklemek amacıyla, Türk Lirası yükümlülükler için tutulması gereken zorunlu karşılıkların döviz cinsinden tesis imkanına dair getirilen esnekliğin sınırlı ölçüde artırılmasını uygun bulunduğu kaydedildi. Kurul üyelerinin, söz konusu esnekliğin bankaların Türk Lirası ve döviz likidite yönetimlerini kolaylaştırarak dış finansman şoklarına karşı otomatik dengeleyici rol oynayacağını belirttiği ifade edildi.

Öte yandan, Türk Lirası zorunlu karşılıkların Türk Lirası veya döviz cinsinden tesis edilmesindeki maliyet farkının azaltılması amacıyla, ilave imkanlar için birim Türk Lirası başına tutulması gereken döviz cinsi miktarının fazla bulundurma katsayısı yoluyla artırılmasının yararlı olacağı belirtildi. Ayrıca, önümüzdeki dönemde uygun şartlar oluştuğunda Türk Lirası zorunlu karşılıklar için döviz ve altın cinsinden tesis edilebilen oranların sırasıyla yüzde 60 ve yüzde 30 düzeylerine kadar, kademeli olarak artan fazla bulundurma katsayılarıyla yükseltilebileceği ifade edildi.

Para Politikası Kurulu Toplantı Özeti'nde ''Kurul, para politikası stratejisini oluştururken maliye politikasına ilişkin gelişmeleri yakından takip etmektedir. Mevcut para politikası duruşu Orta Vadeli Program'da (OVP) belirlenen çerçeveyi esas almakta, dolayısıyla mali disiplinin devamını öngörmektedir. Maliye politikasının söz konusu çerçeveden belirgin olarak sapması ve bu durumun orta vadeli enflasyon görünümünü olumsuz etkilemesi halinde para politikası duruşunun da güncellenmesi söz konusu olabilecektir.

Orta vadede mali disiplini kalıcı hale getirecek ve tasarruf açığını azaltacak yapısal reformların güçlendirilmesi, ülkemizin kredi riskindeki göreli iyileşmeye katkıda bulunarak fiyat istikrarını ve finansal istikrarı destekleyecektir. Bu yönde atılacak adımlar aynı zamanda para politikasının hareket alanını genişletecek ve uzun vadeli kamu borçlanma faizlerinin düşük düzeylerde kalıcı olmasını sağlayarak toplumsal refahı destekleyecektir. Bu çerçevede, OVP'nin gerektirdiği yapısal düzenlemelerin hayata geçirilmesi konusunda atılacak adımlar büyük önem taşımaktadır'' denildi.

AA

Kaynak: Diyarbakır Söz