Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Muhammed Mursi için “naaş”, Ahmet Kaya için de “mezar yeri” konusunda yaptığı açıklamalarını hatırlatan HÜDA PAR, Üstad Bediüzzaman Said-i Nurs-i le Diyarbakır'da 47 arkadaşıyla idam edilen Şeyh Said’in mezar yerleri "nerede" diye sorulurken, yapılan taleplerin görmezden gelindiğine dikkat çekti.
Şeyh Said ve Üstad Bediüzzaman Said Nursi’nin mezar yerlerinin devlet arşivlerinde yer aldığını vurgulayan HÜDA PAR Genel Merkezi, “Kamuoyunun Şeyh Said ve Bediüzzaman için de bir adım atılarak mezar yerlerinin açıklanması beklenti ve talebinin olduğunu ifade etmek isteriz.” açıklamasında bulundu. HÜDA PAR Genel Merkezi tarafından yapılan haftalık iç gündem değerlendirmesinde, Türkiye’de büyüyen ekonomik sıkıntılar ve yükselen işsizlik ile simge isim haline gelen şahsiyetlerin mezar yerlerinin ortaya çıkarılması konuları masaya yatırıldı.
Büyüyen ekonomik sıkıntılar ve yükselen işsizlik
İşsizlik rakamlarının artarak korkunç bir duruma geldiğine işaret edilen iç gündem değerlendirmesinde, “En son açıklanan rakamlara göre resmi işsiz sayısı 2019 yılı Mart döneminde, bir önceki yılın aynı dönemine göre 1 milyon 334 bin kişi artarak 4 milyon 544 bin kişi olmuştur. İşsizlik oranı 4,2 puanlık artışla yüzde 14,1 seviyesine yükselmiştir. Genç nüfus olan 15-24 yaş arası nüfusta işsiz oranı ise 7,5 puan artarak yüzde 25,2 olmuştur. Bu rakam, korkunç bir durumun resmidir. Gençliğin 4'te 1'i biri sokaklara mahkûm hale gelmiştir.” denildi.
İş gücü ve istihdam rakamlarının da iç açıcı olmadığına dikkat çekilen değerlendirmede, “Ekonominin önemli bir diğer göstergesi olan iş gücü ve istihdam rakamları da hiç iç açıcı değildir. TOBB’un verilerine göre; mayıs ayında bir önceki yıla göre kurulan şirket sayısında yüzde 18,56’lık bir azalma, kapanan şirket sayısında ise yüzde 49,07’lik bir artma meydana gelmiştir. Bu veriler durumun vahametini yeterince ortaya koymaktadır. Buna rağmen bu önemli husus, kısır siyasi çekişmeler yüzünden siyasetin gündemine gelememektedir.” ifadelerine yer verildi.
“Bugün ülkenin birinci sorunu ekonomik kriz ve hayat pahalılığıdır”
Ekonominin “kriz” döneminde olduğu kabul edilerek buna dair önlem alınması çağrısında bulunulan değerlendirmede şöyle devam edildi:
“Makul sınırları çoktan aşmış bulunan işsizlik sorununun halen ‘en acil ele alınması gereken sorun’ olarak kabul görmemesi ve ötelenmesini anlamak mümkün değildir. Ekonominin ciddi bir ‘kriz’ döneminde olduğu artık kabul edilmeli ve buna göre adımlar atılmalıdır. Bugün ülkenin birinci sorunu ekonomik kriz ve hayat pahalılığıdır. Paket programların artık etki etmediği, gün geçtikçe bozulmanın ivme kazanmasından anlaşılmıştır. Bütün ekonomik sorunlara rağmen ekonomi yönetiminin rahat olması ya sorunları okuyamamasından ya da önemsemediğinden kaynaklanmaktadır. Ekonomik sorunlar, ekonomi yönetiminin inisiyatifine bırakılamayacak noktaya gelmiş bulunmaktadır. Halkın gerçek gündemine bir an önce dönülmeli ve fakir fukaranın mutfağındaki yangına müdahale edilmelidir.”
Mezardan korkan bir toplum olma ayıbından artık kurtulmak gerekir
Simge isim haline gelen şahsiyetlerin vefatlarından sonra unutturulmaya çalışıldığına vurgu yapılan değerlendirmede, “Özgürlük, adalet ve haklı taleplerden korkmanın bir yansıması; bu tür alanlarda simge isimler haline gelen şahsiyetlerin vefatlarından sonra unutturulmaları çabasıdır. Bununla ilgili karşılaştığımız son örnek, zindanda şehid olan Mısır’ın seçilmiş ilk meşru Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’nin defni olmuştur. Cenaze merasimine dostlarının katılması engellenmiş, sadece birinci dereceden akrabalarının katılımıyla defnedilmiş, taziyesine bile müsaade edilmemiştir.” denildi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Muhammed Mursi için “naaş”, Ahmet Kaya için de “mezar yeri” konusunda yaptığı açıklamaya atıfta bulunulan değerlendirmede şöyle devam edildi:
“İstanbul’da tertiplenen bir gıyabi cenaze namazında yaşanan bu zulme dikkat çeken Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan, Sisi idaresi için; ‘Korkaklar zafer anıtı dikemez. Bunlar Mursi’nin naaşından korkacak kadar hafiftirler. Bunlarda yürek yoktur. Zalimler için yaşasın cehennem’ şeklinde haklı bir tepki ortaya koydu. Yine Cumhurbaşkanı Erdoğan katıldığı bir programda Ahmet Kaya’nın durumuna dikkat çekerek ‘Ailesi arzu ederse mezarını Türkiye’ye nakletmeye hazırız’ açıklaması yaparak oluşan başka bir ayıbın telafi edilebileceğini dile getirdi.”
“Said Nursi ve Şeyh Said’in mezar yerleri için yapılan talepler hâlâ görmezden gelinmekte”
Üstad Bediuzzaman Said Nursi ile Şeyh Said ve arkadaşları için de aynı çağrının yapılması gerektiğine dikkat çekilen değerlendirmede, “Sayın Cumhurbaşkanı’nın haklı tepkisine katıldığımızı ifade etmekle beraber benzer ayıpların halen Türkiye’de devam ettiğini hatırlatmakta fayda görüyoruz. Özellikle kurucu ideolojinin ilk dönemlerde hayatını zehir ettiği Üstad Bediuzzaman Said Nursi ile idam edilen Şeyh Said ve yarenlerinin mezar yerleri hâlâ meçhuldür. Sevenleri ve aile yakınlarının Fatiha okuyabilecekleri bir mezar taşları bile yoktur. Mezar yerlerinin açıklanması için yapılan talepler hâlâ görmezden gelinmektedir.” ifadelerine yer verildi.
Şeyh Said ve Bediüzzaman’ın mezar yerlerinin devlet arşivlerinde yer aldığı hatırlatılan değerlendirmede, “Mezar yerleri her ne kadar meçhul bırakılmış olsa da bunun devlet arşivlerinde yer aldığı konusunda kimsenin şüphesi yoktur. Bu konularda hassas olduğuna inandığımız Sayın Cumhurbaşkanı’nın Şehid Mursi örneğinde verdiği tepki ortadayken kamuoyunun Şeyh Said ve Bediüzzaman için de bir adım atılarak mezar yerlerinin açıklanması beklenti ve talebinin olduğunu ifade etmek isteriz.” denildi.
Kaynak: Diyarbakır Söz