Sahil Güvenlik Komutanlığı'na bağlı ekipler, 3 günde Ege Denizi'nde Türkiye'den bindikleri lastik bot ve teknelerle başka ülkelere gitmeye çalışan 962 mülteciyi kurtardı.
(18 ŞUBAT 2016) BALIKESİR, MUĞLA VE İZMİR'DE 422
MÜLTECİ KURTARILDI
Balıkesir Ayvalık Güneş Adası kuzeyinde mültecilerin olduğu ihbarı üzerine görevlendirilen Sahil Güvenlik Botu tarafından hareketli saç tekne içerisindeki Suriye 132, Afganistan uyruklu 32 ve Irak uyruklu 2 olmak üzere 166 mülteci yakalandı.
Muğla Bodrum önlerinde mültecilerin olduğu ihbarı üzerine görevlendirilen Sahil Güvenlik Botu tarafından tespit edilen bir tekne içerisindeki Suriye uyruklu 144 mülteci yakalandı.
İzmir Çeşme Fener Adası önlerinde hareket halindeki lastik bot içerisinde mültecilerin olduğu ihbarı üzerine görevlendirilen Sahil Güvenlik Korveti tarafından tespit edilen lastik bot içerisindeki Suriye uyruklu 46 mülteci yakalandı.
İzmir Dikili Killik Burnu açıklarında mültecilerin olduğu ihbarı üzerine görevlendirilen Sahil Güvenlik Botu tarafından, hareketten sakıt lastik bot içerisindeki Suriye uyruklu 66 mülteci kurtarıldı.
(17 ŞUBAT 2016) İZMİR, ÇANAKKALE, BALIKESİR'DE 162 MÜLTECİ KURTARILDI
Görevli Sahil Güvenlik Korveti tarafından İzmir Çeşme Karaabdullah Burnu güneyinde hareketten sakıt lastik bot içerisinde bulunan 35 Suriye, 4 Irak,5 Eritre uyruklu olmak üzere toplam 44 mülteci kurtarıldı.
Görevli Sahil Güvenlik Botu tarafından Çanakkale Ayvacık Behramkale güneyinde hareketten sakıt motorlu lastik bot içerisinde bulunan Afganistan uyruklu 63 mülteci kurtarıldı.
Görevli Sahil Güvenlik Botu tarafından Balıkesir Ayvalık Altınova batısında hareketten sakıtmotorlu lastik bot içerisinde bulunan Suriye uyruklu 55 mülteci kurtarıldı.
(16 ŞUBAT 2016) AYDIN, MUĞLA, İZMİR'DE 378 MÜLTECİ KURTARILDI
Aydın Didim önlerinde mültecilerin olduğu ihbarı üzerine görevlendirilen Sahil Güvenlik Botu tarafından tespit edilen lastik bot içerisindeki Suriye uyruklu 50 mülteci kurtarıldı.
Muğla Bodrum Akyarlar önlerinde mültecilerin olduğu ihbarı üzerine görevlendirilen Sahil Güvenlik Botu tarafından tespit edilen lastik bot içerisindeki Pakistan uyruklu 12 mülteci kurtarıldı.
İzmir Çeşme Pırlanta plajında mültecilerin olduğu ihbarı üzerine görevlendirilen Sahil Güvenlik Botu tarafından hareketli motorlu lastik bot içerisinde bulunan Afgan uyruklu 80 mülteci yakalandı.
İzmir Dikili batısında mültecilerin olduğunun bildirilmesi üzerine görevlendirilen Sahil Güvenlik Botu tarafından areketten sakıt lastik bot içerisindeki Suriye uyruklu 54 mütleci kurtarıldı.
Görevli Sahil Güvenlik Botu tarafından İzmir Çeşme Azmak Koyu'nda tespit edilen hareketten sakıt motorlu lastik bot içerisindeki Afganistan uyruklu 85 mülteci kurtarıldı.
İzmir Dikili Körfezinde lastik bot içindeki mültecilerin yardım talebi üzerine 3 Sahil Güvenlik Botu görevlendirildı. Bölgede görevli Sahil Güvenlik Uçağı tarafından tespit edilen iki lastik bot içerisinden Sahil Güvenlik Botları tarafından Suriye uyruklu 44 mülteci ve Afganistan uyruklu 53 mülteci kurtarılarak, Dikili Limanına götürüldü.
Ege Denizi (Yunanca: Αιγαίο Πέλαγος: "Egeo Pélagos") veya Türkçe diğer adı ile Adalar Denizi, Balkan ve Anadolu Yarımadaları arasında, Akdeniz'e bağlı bir denizdir. Marmara Denizi ve Karadeniz'den Çanakkale ve İstanbul Boğazları ile ayrılan bu denizin kuzey sınırları karalarla çizilmiş olmakla birlikte, güney sınırlarını Yunanistan'a bağlı adalar olan Rodos ve Girit çizer. Ege Denizinin tüm kıyıları Türkiye ve Yunanistan ile çevrilidir. Karadeniz üzerinden taşınan petrol ürünlerinin dünya pazarına ulaşmasında başlıca yoldur.
Ege denizi ile ilgili kelime kökeni konusunda ortak bir görüş yoktur. Ama en yaygın ve eski görüş, ismin mitolojik köken anlatısıdır. Ama daha sistemetik yapılan modern araştırmalar kelimenin kökeni konusunda başka bakışlarınında ortaya çıkmasının sağlamıştır. Ege kelimesinin Türkçeye nasıl geçtiği konusunda ise, kelimenin bu denizin Fransızcadaki karşılığı olan "Mer Égée" den Türkçeye geçtiği düşünülmektedir. 1941 yılındaki 1. Coğrafya Kurultayında Ege ismi, coğrafi adlandırmalarda standartlaşmayı sağlamak için resmi olarak seçilmiş ve bu sayede yaygınlaşmıştır.[1]
Hem Ege (Egiopelago) ve hem de Arşipel (Archipelago) ismini gösteren bir harita
Mitolojik, inanışa göre ismin kökeni Aegeus efsanesine dayandırılmaktadır. Bu efsaneye göre Atina'da düzenlenen bir bayram olan Panathenaia'da Girit Kralı Minos'un oğlu Androgues öldürülür. Buna karşılık Girit kralı Atina'dan her yıl yarı insan yarı boğa olan Minotaur'a kurban edilmek üzere yedi kız ve yedi erkeğin gönderilmesini talep eder. Bundan hoşlanmayan Atina kralı Aegeus, oğlu Theseus'a Minotaur'u öldürme görevi verir. Bu görevi başarması halinde geri dönerken gemisine beyaz bayrak çekmesini, başaramaması halinde ise siyah bayrak çekmesini ister. Girit'e giden kralın oğlu Theseus, görevini başarıyla sonlandırır ve zafer sarhoşluğuyla geri dönerken babasının söylediklerini karıştırır ve gemisine yanlışlıkla siyah bayrak çeker. Bunu gören kral oğlunun başarısızlığa uğradığını düşünerek kendini denize atarak intihar eder. Bu olay sonunda kralın atladığı yer olan Atina Körfezi'ne "Aegeus Pontos" (Ege Denizi-Aegeus'un Denizi) denilmeye başlar ve isim yaygınlaşır.
Bazı tarihi görüşler ise "Pelagos" ismi üzerine yoğunlaşır. Tarihi açıdan, Yunan soyunun öncüsü sayılan Hellenler Yunanistan bölgesinde yaşayan yerli bir halk değil, Balkanlardan gelen bir halktır. Batı Anadolu ve Yunanistan'da erken dönemde Pelasg adlı başka bir kavim yaşamaktadır. Hellenlerin denizin bu ilk sakinleri nedeniyle Pelasg Denizi olarak adlandırdığı savunulur. Kimi dil bilimsel görüşlerde deniz anlamının pontus sözcüğünden değil, kesin olmakla beraber anlamın Yunanca dalgalar anlamına gelen "aiges" kelimesinden türemiş olabilceğini söyler.
Ege denizi isminin etimolojik olarak yunan dili ile açıklanamayan bir isim olduğu Bilge Umar'ın "Türkiye'deki Tarihsel Adlar" isimli eserinde savunulmaktadır. Aynı kitapta bu ismin eski Anadolu dillerinden olan Luvi dilinden gelen bir miras olduğu savunulmaktadır. Yunanca "Aigaion Pelagos" kelimesinin, Luvice toprak anlamına gelen "Aia/İa" kelimesinden türediğini iddaa eder ve adı ana tanrıça kültü ile ilişkilendirir.
Piri Reis'in haritası
Adalar denizi ya da takımada anlamından gelen Arşipel adı denizin teknotik yapısı neticesinde sahip olduğu çok sayıda adadan gelen tamamen coğrafya kökenli bir isimdir. Yabancı dillerde "Archipelago" olarak geçen adlandırma, "üzerinde pek çok ada bulunan deniz; adalar grubu; takımadalar" anlamındadır.
Ege Deniziyle Türkler ilk olarak 1081 yılında karşılaşmış ve bu denize "Adalar Denizi" ismini vermişlerdir. Bu dönemden sonra Aydın Oğulları ve Osmanlı kaynaklarında bu denizden "Adalar Denizi" şeklinde bahsedilmektedir. Piri Reis'in 1519 yılında tamamladığı kitabı "Kitab-ı Bahriye" de,Piri reis şu ifadeyi kullanır, "Şunu bilmek gerektir ki, 'adalar arası' denen yere "Erso Peloga" derler".Bu şekilde denizin Türkçe ve yabancı ismini belirtir. Bir başka Osmanlı yazarı Katip Çelebi de benzer şekilde 1656 yılında yazdığı "Tuhfetü'l-Kibar Fi Esfari'l-Bihar" (Deniz Savaşları Hakkında Büyüklere Armağan) adlı eserinde Ege Denizi için "Adalar Arası" derler ifadesini kullanır.Avrupa'daki örnekler içinde de Archipelago ismi oldukça yaygındır. Bu ismi tercih eden kimi eserler ve yapımcıları
Natoliae Quae Olim Asia Minor Mova Descripto Abraham Ortelius (1584)
Turcia Turci Cive İmperli, Gerard De Jode (1593)
Carte Particolare dei Archipelago, Sir Robert Dudley (1661)
20.yy örneklerine bakarsak, 1913 yılında Ali Tevfik tarafından tamamlanan Memalik-i Osmaniye'nin Coğrafyası adlı eserde Adalar Denizi adı kullanılmaktadır. Aynı kaynağa göre 1931 yılında Latin harfleriyle basılan ve Mektep Haritaları Mürettibi Muallim Abdülkadir, Kuleli Askeri Lisesi Coğrafya Muallimi kaymakam Mehmet Rüştü ve Kandilli Lisesi Muallimlerinden Hattat Süreyya tarafından hazırlanan "Mükemmel Umumi Atlas" da Ege Denizi, Adalar Denizi adıyla belirtilmiştir.[4] Aynı isim 1938 yılında Faik Sabri Duran'ın yazdığı lise 3. sınıf "Türkiye Coğrafyası" adlı ders kitabıda sayfa 70 ve 338'de sunulan haritalarda yer almıştır ve 26. sayfasında da geçmiş Ege bölgesi için ise Garbi Anadolu ifadesi kullanılmıştır. Ancak aynı kitabın farklı bir sayfasında Ege Denizi ifadesi de kullanılmıştır
Ege Denizi Anadolu ve Yunanistan Yarımadası arasında bulunan irili ufaklı 3000 kadar ada ve ada görünümündeki kara parçalarına da içine alan yarı kapalı bir denizdir. Anadolu Yarımadasının batı kıyılarının çok fazla girintili ve çıkıntılı olması ve bu kıyılara çok yakın konumda çok sayıda ada bulunması, Ege denizinin daha önce büyük bir kara parçası olduğunu düşündürmektedir. Ege denizinin, başka yerlerde çok az görülen, girintili çıkıntılı kıyılara; bu kıyılarda bulunan çok sayıdaki koy, körfez, boğaz ve yarımadaya sahip olma gibi bir başka özelliği daha vardır.
Ege Denizi, yakın bir geçmişte “Aegeis” ya da “Egeid” adı verilen bir kara parçasının, büyük bir bölümünün sular altında kalmasıyla oluşmuştur; üstündeki adaların çokluğu nedeniyle “Adalar Denizi” diye de adlandırılır.
Ege'de gelgit önemsizdir ve yol açtığı düzey genişliği ancak bazı dar boğazlarda, rüzgarlarla meydana gelen yığılmaların da etkisiyle 30–40 cm'yi bulur. Adalar arasındaki bazı dar ve dolambaçlı boğazlar şiddetli ve karmaşık yerel akıntılara neden olur. Bunların en ünlüsü Eğriboğaz Körfezi'nde görülür.
Ege Denizi'nde, kuzeyde Saros Körfezi'nden başlayarak güneye doğru “S” biçiminde uzanan, tabanının derinliği yer yer 1000 m'yi aşan bir oluk yer alır. Ege Denizi'nde çok sayıda ada bulunur. Toplam yüzölçümleri yaklaşık olarak 23.000 km² olan bu adalar, her yana serpilmiş gibi görünmelerine karşın, belli bir düzen ve gruplaşma gösterirler.
Denizi üstünde egemen olan Akdeniz iklimi, bu büyük su kütlesinin etkisiyle bazı değişikliklere uğrar: Ege Denizi'nin etkisi, donlu günlerin sayısını azaltır. Denizi suyu sıcaklıkları da genelde kuzeyden güneye doğru artar. Bu artış kışın daha çok belirlidir. Kıyı ve adalarda kışları yağışlı bir Akdeniz iklimi görülür.
Yazın bütün Ege Denizi ısınır. Kuzey ve güney yüzey suları arasındaki sıcaklık farkı, 1°-2 °C'a iner. Sıcaklığın en yüksek olduğu ayda Ege Denizi'nin her yanında deniz suyu sıcaklığı 23°-24 °C arasındadır.
Ege Denizi'nde yıllık yağış tutarı kuzeyden güneye gidildikçe azalır. Yağışlar genellikle kış aylarında toplanmıştır. Komşu karalarda olduğu gibi, Ege Denizi alanında da yazlar çok kuraktır. Yazın Ege Denizi'nin her yanında, kuzeyden ve kuzeydoğudan “etezyen” adı verilen şiddetli bir rüzgar eser. Ege Denizi, biyoloji ve hidroloji özellikleri bakımından Karadeniz ile Akdeniz arasında bir geçiş alanı oluşturur.
Kaynak: Diyarbakır Söz