Batman’da 8 Nisan'da aracın Dicle Nehri'ne uçması sonucu cesedi bulunan Hayriye Arıca’nın eşi Burhan Arıca’nın da aynı araçta olduğunu söyleyen ağabey Orhan Arıca, kardeşinin cenazesinin bulunması için yardım beklediğini söyledi.
Orhan Arıca, olayın bir kaza olduğunu düşündüklerini belirtti. Orhan Arıca, “Kardeşimin de aynı araçta olduğunu düşünüyoruz. Ancak ne AFAD ne de emniyet yetkilileri herhangi bir arama çalışması yürütmüyorlar. Kardeşimle ilgili ortaya atılan işsiz iddiaları da asılsızdır. SGK kayıtlarına bakıldığı zaman son 6,5 yılda 5 yıllık sigorta girişi mevcuttur” dedi.
Hasankeyf’te önceki hafta Dicle Nehri’nde bulunan Hayriye Arıca’nın cesedi sonrası aynı araçta olduğu tahmin edilen eşi Burhan Arıca’nın hala kayıp olduğunu belirten ağabeyi Orhan Arıca, yetkililerden arama çalışması yapması için yardım istedi. Olayın cinayet olmadığını ve kaza ihtimalinin yüksek olduğunu belirten Orhan Arıca, “Burhan Arıca bugüne kadar eşine bir fiske vurmuş bir eş değildir. Kendisini seviyordu ve bu olay yüzde yüz kazadır. İlk günden beri olay yerine vakıfız. İntihar söz konusu değil, cinayet söz konusu değil. Kesinlikle kazadır. Aracın görüntülerine baktıktan sonra emin olduk. Araç köprüden aşağıya yuvarlanmış. Muhtemelen 5 metre yükseklikten aracın kendi ağırlığı da yaklaşık bir ton 200 kilodur. Burun kısmı komple gitmiş, radyatörü, farları bir şey kalmamış. Bu bir kazadır, biz cenazemizi bir haftadır kendi imkanlarımızla arıyoruz ve cenazemizi bulamıyoruz. Bütün akrabalarımız seferber olmuş, emniyet yetkililerine, yetkili mercilere müracaatta bulunmuşuz. Hiçbir yerden destek alamıyoruz. Biz büyüklerimizden bize yardımcı olmalarını istiyoruz. Bütün yöre halkının ve köylülerin de el birliği ile cenazemizi bulup toprağa kavuşturmak istiyoruz. Bu bir insanlık görevidir, mümkünse yardım edin" diye konuştu.
"Yetkililer arama çalışması yapmıyor"
AFAD ekiplerinin ilk gün geldiğini ve aracı çıkardıktan sonra çalışmaları sonlandırdıklarını belirten Orhan Arıca, açıklamalarını şöyle sürdürdü:
"Burhan Arıca 6,5 yıl Manisa’da ikamet etmiş ve toplamda 5 yıla yakın SGK girişi mevcuttur sigortalı çalıştığına dair. Hakkari’de de 3,5 ay çalışmıştır. Bütün belgelerde mevcuttur işsiz değildi kendisi. Burhan Hasankeyf’e gitmeden önce eşi ile bir gün öncesinden araç kiralamıştır. Biz aracı Ağrı’ya gidip eşi ile beraber oradaki resmi işlemleri halledecekler diye kiraladığına inanıyorduk. Araç kiralandıktan sonra gelip eşini evden almış. Fakat çocuğu uyuduğu için çocuğun başında biri olsun diye annemi gidip çarşıdan almışlar ve çocuğun başına bırakmışlar. Annem nereye diye sormuş, ‘Bir sıkıntı yok. Yemek yiyeceğiz, çay içeceğiz, sohbet edip geleceğiz’ demişler. Bu şekilde çocuğu anneme emanet edip gitmişler. Hasankeyf’e gittikleri ile ilgili bilgimiz yok. Sonradan öğrendik ki Hasankeyf Seyir Cafe’ye gitmişler. Çay içeceklermiş, çay da demlik olduğu için çarşıya gitmişler. Çay veya yemek için durmuşlar. Karşıya geçmişler orada takıldıktan sonra şelale yoluna ilerlemişler. Şelale yoluna bağlantılı olan ikinci köprü var. İkinci köprüde de muhtemelen kardeşimde renk körlüğü var, tavşan körlüğü denilen gece göremiyor. O esnada artık tartışmışlar mı nasıl olmuşsa muhtemelen köprüden uçmuşlar aşağıya. Zaten köprüye paralel bir yol olduğu için ve bir tümsek olduğundan araç üçüncü viteste ve kontak anahtarı üzerinde muhtemelen oradan uçtuklarını düşünüyoruz. Kardeşimin cenazesi çıktıktan sonra birtakım şeyler aydınlığa kavuşacak. Bir haftadır orada arama çalışması yapıyoruz. Yetkililerden ricamız bu olayı aydınlatalım, dosyayı kapatalım. Bu olay bugün benim başıma geldi, başkasının da başına gelebilir. Ortada bir cenaze var, toprağa kavuşturalım. İnsanlık namına herkesin yardım etmesi gerekiyor. Yetkili mercilerin hızlandırması için müdahale etmesi lazım. Valiye dilekçe yazdık, emniyete dilekçe gitmiş, AFAD’a bildirilmiş, fakat hiçbir gelişme yok. Bilmediğimiz başka bir şey varsa bizde aramayalım.”
Kaynak: Diyarbakır Söz