NASIL BİR EĞİTİM?

Eğitim derken hepimizin aklına okul gelir.Çocuklarımızı okula gönderelim,diploma sahibi olsun rahat bir ekmek yesin.Ötesi !!!???

   100 yıldan beri bu millet çocuklarını okullara gönderiyor.

Bazıları çocuklarını en iyi okullara gönderdiler.Hatta Avrupa'da,

Amerika'da okuttular.En güzel okul ve üniversitelerde mezun olup ülkenin yönetiminde görev aldılar.Kimi vekil,kimi mülkiyeli,

kimi asker,kimi amir,kimi diplomat,kimi bilmem ne makam!??

  Halk bunların çoğundan  memnun değildir.

   Fakir ve muhtaç olduğundan dolayı fırında ekmek çalan,  çocuklar cezaevine gönderilirken, kıravatlı ,en iyi okulda okuyanların devletin  ihalelerinde yaptığı yolsuzluktan dolayı suçu sabit olduğu halde elini kolunu salıya salıya halk arasında dolaşıyorlar.

  Bu yaman çelişki halkın gözünden kaçmıyor.Halk soruyor niye bu iş böyle? Çocuklarımız okuyup aydın olacaklardı,bize hizmet edeceklerdi ne oldu bu çocuklarımıza hiç bize benzemiyorlar ? Diyor

   Asıl meselenin özü buradadır.

Bir toplum çocuklarını ve gençlerini kendi tarih,kültür,inanç ve değerleri ile eğitip yetiştirmezse sonu böyle olur.

   Alman eğitim sisteminde çocuğun şekillendiği ilk 9 yıllık zorunlu eğitimde şu 4 ders zorunludur.

1-Alman Dili,2-Alman Dini

3-Alman tarihi, 4-Alman kültürü

Geri kalan tüm dersler veli istediğini seçmekten serbesttir.

Bundandırki Almanlar son 100 yılda girdikleri 2 büyük dünya savaşında ülkeleri yerle bir olurken kısa zamanda tekrar toparlanarak dünya devletleri arasında ilk sıralarda yerlerini aldılar.

   Ya bize ne oldu ?

    Biz eğitim sistemimizde,

çocuklarımıza gerçek tarih yerine, yalanla dolu tarihi okutuyoruz.

Dilimizi kuşa çevirip  öz Türkçe adı altında uyduruk bir dilli çocuklarımıza dayattık.

     Kültürümüzün  temeli olan alfabeyi bir geceden değiştirip geçmişle bağımızı kopardık. Kişiliğimizi oluşturan dinimizle çocuklarımızın arasına mesafe koyduk.Çocuklarımıza Kur'an öğreten  hocalarımızı cezaevine veya darağacına gönderdik.1921 ve 1924 anayasalarımızın 2.maddelerinde devletin dini  "İslam'dır "yazılı iken bilinmiyen bir sebeple 1928 de"İslam'ı" anayasadan çıkardık.Ezanı değiştirdik,hac ziyaretini yasakladık.Camiiler cemaatsiz kalınca ,camiileri satmaya başladık.Bunlar eğitim sistemimizin köküne kibrit suyu dökmüş gibi kurutu. Bunlar yetmediği gibi ABD ile yapılan "Fulbright"  eğitim antlaşması ile eğitim sistemimizi kendi  değerlerimiz yerine ABD'nin değerleri ile yol'a devam etmeye karar verdik.Fulbright eğitim komisyonunun  4 üyesi Türkiye ,4 üyesi ise ABD vatandaşı, komisyon başkanı ABD'nin Ankara büyük elçisidir.

  Bu da yetmiyormuş gibi "Köy Enstitüleri"ni kurduk  bu okullarda okutulan dersler arasında din derslerini koymadık.Dinsiz öğretmen yetiştirerek köylere gönderdik.Kürpe köy çocuklarını dinden ,imandan habersiz seküler bir şekilde yetiştirdik.

  Eğitim sistemimizdeki bu  tahribatı tamir etmek o kadar kolay değildir.

   Çare ? çok acil olarak öğretmen yetiştiren eğitim fakültelerimizin müfredat proğramını değiştirerek,

değerlerimize ve inançlarımıza uygun dersler koyarak,bize benziyen ,bizim değerlerimizle yoğrulmuş  öğretmenler yetiştirelim ki ,bu öğretmenler gittikleri her okulda  ülkesine , insanına ve değerlerine sahip  maneviyatı yüksek nesiller yetiştirsinler.

  Ülkesine ,insanına ve değerlerine

sahip çıkan esilleri yetiştirdiğimiz gün, eğitimimiz amacına ulaşmış fabrika ayarlarımıza dönmüşüz demektir.