MUHATAP KONUŞSUN!..

Elbette ki, siyasi kulvarda muhatap konuşmalı!.. Birileri o muhatabın nam-ı hesabına arz edici, olmamalı.. Ya da böylesi bir ortam yaratılmamalı.. Konuşan, konuşması gereken bizatihi işin muhatabı, kanadı, birinci ağzı olmalı ki, sadra şifa verici, sıhhatlilik hasıl olsun.. Ama ne yazık ki, son yıllarda özellikle iktidar kanadı bu alanı, kasti yönde kısır tutucu duvar örüldü!!!..

***

Muhalefetin!.. Ki burda, büyük, küçük, orta fark etmiyor.. Bila istisna vücut bulduran eleştirilere, ortaya koyduğu idda ve belgelere, söylem ile eylemlere kadar.. Sosyal, siyasal, ekonomik, kültürel ve pek tabi ki hukuki, adli tartışmalar dahil olmak üzere!.. Ne parti kurmayları, ne kabinenin, ne de seçilmiş milletvekillerinin hikmeti cevabına nail olmak, çok nadir!

***

Sus konuşma, fikrini beyan etme!.. Endişe, kaygı ve korku.. Maalesef şirazesinden çıkan bir kategoriyle kimi gazeteci, yazar, akademisyen ya da hukukçu ünvanlı şahsiyetler misyon yüklenerek, ya da yüklenilerek bu açığı kapatma gayretinde bulunup durduğu hep tartışılır oldu.. Ki bu vasfı alanların da ne haltlarla meşgul oldukları bilahare ortaya çıkınca, kaş yapayım derken, göz çıkarıcı bir hal-i durumu ortaya çıkardı? Son vakılara bunun göstergesi!

***

Bugünlerde görüyoruz; bu iktidar bunlarla mı yol alıyor, bunlar böyle ise, onlar nasıl denilmeye başlandı. Yıpratıcı, güven kaybettirici. Neyse ki, her zamanki gibi partinin seyir yalpasında imdada yetişen Erdoğan oldu minvalinde bir medya operasyonu geldi.. “Bu böyle olmaz! Biz muhatapsak, bizim konuşmamız gerekir, başkası değil..” Bu çıkış bir ölçüde, Milletvekillerine medya ambargosu kalktı!

***

Yani, artık halkın seçtiği kendi milletvekilleri, hem muhatap olan seçmenin beklentileriyle alakalı, hem de muhalefetten gelen, eleştiri, tepki ve iddialarına, onlar muhatap olacak. İktidarın kimi isimleri buna dair itiraz ve kaygılı bakıyorsa da, muhataplıkta aracı kullanmak ya da kullandırtmak, kendini ifade etmekte, hep kısır kalması, kaybedici olmuştur. Tarih şahit..

***

Zaten bizler de iktidarın sözcüleri olarak ekranlarda boy gösteren!.. Ki sayıları bir elin parmağını geçmeyecek olan, gazeteci ve akademisyen diye görülenleri, dinlemekten, konuşmaktan, soru sormaktan itiraf etmek gerekirse gına gelmişti!.. Titriyle ekrana çıkanların klasik, benzer, cemşit pilavı gibi aynı sözcüklerin sıralanmasına ahalinin de, tepkili olduğunu biliyoruz!..

***

Doğrusu kendimden örnek vereyim!.. Siyasi tartışma programları yaptığımda hep şu soruyla karşılaşıp, muhatap olurdum!.. “Abi ya başka adam mı yok?.. Niye iktidardan bir temsilci yok!..” Ve ben de her seferinde, çağırıyoruz, hem milletvekili, il teşkilatı başkanı, biz birebir olursa geliriz, çok konuklu muhalifler varsa gelmeyiz.. Merkez izin vermiyor” cevabını veriyordum.

***

Neyse!.. Görünen, konuşulan, Ankara kulislerinden aktarılanlara göre artık birebir partiyi temsilen, milletvekilleri, bakanlar, parti kurmayları ekranlara arz-ı endam edecekler! Onlar muhataplık noktasında, muhalefete birebir kesilip, konuşacak, tartışacak!. Burada parantez açarak itirazım var.. Talimat odaklı muhataplık eski tas eski hamamdan öteye gitmez derim!

***

Meseleye nitelik ve nicelik kategorisinde büyük katkı sunacağını düşündüğüm, bu hamle önem arz edici!..  Kaldı ki siyasi havayı da daha aktif bir şekilde, canlandırır!.. AK Parti açısından, hele ki kabine değişikliği, Parti yönetiminde yeni isimlerin dahil olabileceği, teşkilatlardaki kan yeniliği, yüksek derecede isimlerin kendi cevherlerini dökebilme fırsatını da yakalar!

***

İşin sakıncalı yönü yok mu var?!.. Hiç bir iş riskli olmadığı gibi siyasi faaliyetler de risksiz değildir. Önemli olan temkinliği tutumda icra mekanizmasını kısırlaştırmak değil, bilakis sınırsal özgürlükle, üreme ve de verim sağlayıcı olunmalı!. Ve bir önemli katkı da, parti liderinin omuzundaki yükü de, cevap verme noktasında hafifletmiş olur.. Politik kazancı çok olur!..

***

Haydi hayırlısı diyelim!.. Biz de, ahali de, yeni yüzlere tanışmış olur, hadiselere dair muhataplık noktasında doğru sorular ve birebir ağızlardan yanıt almaya başlarız. Kim ne der bilmem!.. AK Parti’den gelecek olan bu dizginleri serbest bırakma kararı, en çok bizlerin işine gelir!.. Kendimiz de, klasik, klişeleşmiş, biz bize hayran modundan çıkmış oluruz!..

***

Ne diyoruz!.. İkna kabiliyeti, hitaptaki üstünlük kişiyi öncü kılar!.. Siyasetin ana omurgasına da, kabiliyet üstünlüğü sağlar!.. O kabiliyet kimin karakterinde, söz ve eyleminde güçlü şekilde aktif mekanizmaya sahipse, o daha işin başında muhalifini alt etmiş sayılır!.. Hadi bakalım, inşallah bir neticeye hasıl olur bu mevzu!..

***

Bir önemli nokta da, asparagaslıktan hem biz, hem de, ekranları başında tartışma programlarını izleyen, bizleri okuyanlar, kurtulmuş olacaklardır.. Birinci ağızdan, öğreneceklerdir olup-biteni?.. Ne kulis, ne de şu veya bu kurmaydan, isim zikretmeden aldım verdim, görüştüm kabilinde, zihin bunaltan fikri beyanlardan da kurtulur, önü de kesilmiş olur!.

***

Her ne kadar iktidarları döneminde yönetimsel bir istikrarsızlık vaki olsa da, siyasi tartışmalarda, 80’lerin, 90’ların, 2000’lerin özellikle seçim dönemlerinde, tüm rakipler birebir aynı masanın etrafında, buluşup, tartıma ortamına yeniden kavuşuruz.. Makulü olan da bu.. Ahali de, işte beni savunan bu der alkış tutardı!.. Sizce!…

***

GÜNÜN SÖZÜ

Siyaseti diri tutan karakterindeki ikna kabiliyetinin özgürlüğüdür!!!..