SAHADAKİ HALET-İ RUHİYE NİCEDİR?..
Yılın bölgesel nabzına binaen son saha araştırması SAMER’den geldi.. Kapsamı kadar, satır arası çok fikri beyanı içeren ayrıntılar yer alıyor.. Araştırma, bölgedeki 16 İl’i kapsıyor.. Yeni sürece dair 2025 yılı içerisinde “Dönemsel Söylem ve Pratikler Bağlamında” vatandaş olup-bitene ne diyor sorusuna yanıt aranmış?!..
***
Malum, MHP Lideri Bahçeli ezber bozan çıkış yaptı!.. “Öcalan Gelsin, Meclis’te konuşsun, örgütünü feshetsin..” Bu çıkışa, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın iradeyi sahipleniyorum deyip, atılması istenilen adımlara kapı açtırması!.. Tabi ki, Öcalan ve PKK, DEM’in çözüme odaklı yaklaşımları!..
***
Tüm bu bileşenlerin halk nezdinde yüksek derecede kabul görmesi!.. İşte bu aksiyonel nihayi gelişmeler, dondurucu da denilse, raftan indirildi de denilse, yeni bir yol seyrine girildi.. Farklı isimlerle anılıp, söylense de özü itibariyle; yeni bir çözüm süreci diyerek, ülkenin yarım asırlık meselesine, köklü neşter trafiği hal-i hazırda, istenilen rotada ilerliyor!..
***
Her ne kadar arada bir yol kazası ya da tümsek, barikat kurma gayretleri olsa da gidişat kesintisiz!.. Evet, SAMER bir yılı deviren “şiddetin, terörün, kan ve gözyaşının” bir daha yaşanmaması adına çıkılan bu yolun mevcut ruh halini ortaya koyan bir rapor!.. Ki beri yanda önümüzdeki süreçte neler yapılabileceğine dair veriler de içermektedir!…
***
2025’in Aralık ayına ait analiz raporu, Ocak, Mart, Mayıs ve Ekim aylarında 6 bin kişiyi kapsayan yüz yüze görüşmelerin nihai sonucunu, karşılaştırmalı olarak ele alıyor!.. Gündem öncelikleri, güven algısı, hukuki talepler, rotadaki aktörlere biçilen roller, ve bileşenler kadar, sokaktaki halkın, beklentileri?!..
***
ÜLKENİN EN BÜYÜK SORUNU NEDİR?
Gündem başlıkları ve oransal verilerle sizlere aktarmak istediğim raporun, ilk sorusu!.. Değişmez.. “Size göre Türkiye’nin en büyük sorunu nedir?”.. Yanıt, yurdun dört bir yanında olduğu gibi, bölge halkının da birinci gündem maddesi, değişmedi!.. “Ekonomik kriz, hayat pahalılığı, işsizlik ve gelir dağılımındaki dengesizlik?”.. Diğer sorunlarla açık ara önde!..
***
Ekonomik kriz, hayat pahalılığı, işsizlik diyenlerin, üçer ay arayla oransal verileri şöyle;
Ocak 2025: Yüzde 53.6
Mart 2025: Yüzde 62.3
Mayıs 2025: Yüzde 68.9
Ekim 2025: Yüzde 59.7
***
SİZE GÖRE İKİNCİ SORUN?..
Ekonomik krizden sonra, katılımcılardan “Kürt sorunu, meselesi ya da, şiddet, terör” diyenlerin oransal verilerine bakıldığında, dönemsel farklılıklar dikkat çekiyor.. Dalgalanma var.. SAMER bunu, “somut adımların atılmaması ve belirsizliğin artmasına” dair gelişen algılara bağlıyor!.. Verilere bakalım..
***
Ocak 2025: Yüzde 27.7
Mart 2025: Yüzde 23.7
Mayıs 2025: Yüzde 16.4
Ekim 2025: Yüzde 21.2
***
SÖYLEM VE EYLEM!..
Özellikle hükümetin sürece dair söylemleri ile sahadaki pratiklerinin ne kadar uyuştuğuna dair ahalide geliştirdiği algı dozajına bakıldığında, yıl sonuna doğru olumsuz bir seyir öne çıkıyor!. Ekim ayında olumsuz görüş bildirenlerin oranındaki artış “güven sorgulaması” yaptırıyor.. Oransal veriler şöyle;
Söylem ve pratik uyumunu olumlu bulanlar:
Ocak 2025: Yüzde 16.0
Mayıs 2025: Yüzde 27.7
Ekim 2025: Yüzde 25.6
***
Söylem ve pratik uyumunu olumsuz bulanlar:
Ocak 2025: Yüzde 27.1
Mayıs 2025: Yüzde 29.9
Ekim 2025: Yüzde 47.7
***
HUKUK VE GÜVENCE İSTEĞİ
Vatandaşlara “sürecin sağlıklı ilerlemesi için hangi adımların atılması gerektiği” yönünde yöneltilen soru var.. Yıl içerisinde soruya Mart ve Ekim ayları arasındaki saha araştırmasında, tüm başlıklarda talep artışının olduğu görülüyor.. En yüksek artış ise cezaevlerinde sıkça gündeme gelen tahliye engellemeleriyle ilgili "İnfaz kanununda verilen yetkiler”.. Hane halkı bu yetkilerin değiştirilmesini yaygın olarak istiyor..
***
Başlıklar Mart ve Ekim arasındaki değişkenlik verileri şöyle;
İnfaz kanununda değişiklik?
Mart'ta yüzde 65.0 iken Ekim'de yüzde 78.0'e yükseldi.
Hasta mahpusların bırakılması?
Mart'ta yüzde 68.5 iken Ekim'de yüzde 74.9'a yükseldi.
Ceza süreci dolmuş mahpusların koşulsuz serbest bırakılması?
Mart'ta yüzde 66.7 iken Ekim'de yüzde 74.5'e yükseldi.
Umut hakkının yasal olarak tanınması?
Mart'ta yüzde 68.9 iken Ekim'de yüzde 71.9'a yükseldi.
Terörle Mücadele Kanunu’nun kaldırılması?
Mart'ta yüzde 60.4 iken Ekim'de yüzde 62.4'e yükseldi.
Süreci yürütenlere yasal güvencelerin tanınması?
Mart'ta yüzde 66.7 iken Ekim'de yüzde 74.7'ye yükseldi.
Kayyım uygulamalarının sonlandırılması?
Mart'ta yüzde 71.2 iken Ekim'de yüzde 76.5'e yükseldi.
***
SÜRECİN OLUMLU SONUÇ BEKLENTİSİ.
Sürecin başarıya ulaşıp ulaşmayacağı konusundaki belirsizlik devam ederken, hem "evet" hem de "hayır" diyenlerin oranında yıl sonuna doğru artış olduğu görülüyor. Bu durum kararsız kitlenin süreçteki işaretlere göre pozisyon aldığını gösteriyor. Yani ani değişikliğe, hazırlar!.. Bugün evet, yarın hayır diyebilir!..
**
Evet (Olumlu sonuçlanacak):
Ocak 2025: Yüzde 18.9
Ekim 2025: Yüzde 23.3
Hayır (Olumlu sonuçlanmayacak):
Ocak 2025: Yüzde 20.4
Ekim 2025: Yüzde 24.8
***
SORUMLULUK ATIFI VE AKTÖRLER!
Anketin en kritik soruları içerisinde, ana başlıktaki sorup "Aktörler sorumluluklarını ne derece yerine getiriyor?..” Bu soruya araştırmaya katılım gösterenden gelen yanıtlara bakıldığında, en yüksek yeterlilik atfı Abdullah Öcalan’a yapılırken, muhalefet partileri listenin sonunda yer aldı.
Aktörleri yeterli bulanların oranı:
Abdullah Öcalan: Yüzde 42.9
PKK: Yüzde 40.5
Sivil Toplum Kuruluşları (STK’lar): Yüzde 25.3
Hükümet: Yüzde 24.8
Meclis: Yüzde 22.1
Muhalefet: Yüzde 20.3
Analizde, sorumluluk atfının TBMM ve iktidar bloğunda yoğunlaşmasına rağmen kurumsal performans algısının zayıf kaldığı vurgulanması dikkat çekti.
***
KUZEY VE DOĞU SURİYE!..
Yeni sürecin en kritik ve can alıcı noktasını hiç kuşkusuz ki, Türkiye’nin içi kadar, Suriye’deki gelişmeler de, büyük önem teşkil ediyor!.. PKK ve tüm bileşenleri ki buna SDG de dahil ediliyor!.. Silah bırakacak, Şam yönetimiyle entegre olacak, koşulu masada!.. İşte buna dair Ekim ayında yapılan çalışmada, bölge halkının süreci sadece Türkiye içi dinamiklerle değil, sınır ötesi gelişmelerle birlikte okuduğunu görüyoruz.. Yanıtlara bakalım..
***
Yapıcı ve samimi ilişkiler kurulmalı: Yüzde 34.5
Kuzey ve Doğu Suriye Yönetimi ile işbirliği yapılmalı: Yüzde 23.3
***
SÜRECİN KURUMSALLAŞMASI İSTENİLİYOR?
SAMER'in veriler ışığında yaptığı analize göre, kamuoyu sürece "koşullu destek" veriyor. Barış fikri desteklense de belirsizlik, takvimsizlik ve hukuki güvence eksikliği güven zayıflatıyor. Raporun sonuç bölümünde, "Toplum sürecin bitmesini değil, ciddileşmesini ve kurumsallaşmasını beklemektedir. Talepler infaz düzenlemesi ve yasal güvenceler ekseninde yoğunlaşmaktadır" değerlendirmesine yer verildi.
Silahsızlanma ve kurumsallaşma beklentisi;
Raporda, kamuoyunun silahsızlanmaya bakışı sayısal veriden ziyade bir "güven ve kalıcılık" sorunu olarak ele alınmıştır.
Silahların Susması Yetmiyor?
Literatürde barış süreçleri için silahsızlanmanın (demobilizasyon) kritik olduğu kabul edilse de, silahlı boyutun geri çekilmesinin tek başına "kalıcı barış algısı yaratmadığı" vurgulanmaktadır.
***
Velhasıl.. Raporun sonuç bölümünde ise şu değerlendirmeye yer verilmiş: “Toplum sürecin bitmesini değil, ciddileşmesini ve kurumsallaşmasını beklemektedir. Silahlı boyutun geri çekilmesine yönelik destek güçlüdür; ancak bu destek, hukuki güvence olmadan kalıcı barış beklentisine otomatik olarak dönüşmemektedir.”
***
GÜNÜN SÖZÜ..
Zoru başarmakta en büyük azim, çıkılan yoldaki cesareti devam ettirmektir!?.