Emirdağ Lahikası

Aziz, Sıddık Kardeşlerim!

Medresetü’z-Zehra erkânlarına ehemmiyetli bir mes’eleyi havale ediyorum.

Seyyid Sâlih: “Arabistan’da Asâ-yı Mûsa’nın çok lüzûmu ve çok faidesi olduğunu, oralarda seyahatimde anladım. Herhalde Arapçaya tercümesi lâzım geliyor.” Dedi. Benim hâlim ve hastalığım müsaade etmediği için benim bedelime Medresetü’z-Zehra erkânı, dört yere, güzelce Arapçaya tercümesi için muhabere etsinler.

Bir Mektubu Câmiü’l-Ezhere, Emirdağ’lı Kılınç Ali vasıtasıyla orada birkaç edip zatlar tercüme etsinler. Bir mektup da, Ankara Diyanet Dairesinde Risale-i Nuru ciddî takdir eden ve alâkadar olan bir-iki âlim Arapçaya tercüme etsinler.

Biri de; Kayseri kazalarından Ürgüp Müftüsü kardeşim Abdülmecid’e yazsınlar ki, yirmi sene bütün kuvvetiyle Nura hizmet etmek ona lâzım iken etmediği için, onun bedeline bütün kuvvetiyle Arapçaya tercüme etsin.

Biri de, Isparta havalisinde Nur dairesindeki âlimler dahi Asâ-yı Mûsa’yı taksim suretinde her biri bir kısmını tercüme etsinler.

Aziz Sıddık Kardeşlerim!

Evvela: En büyük müjde ve Risale-i  Nur’un tam serbestiyetine bir mukaddeme olarak, çok ziyade beşaretinize sevindik. Isparta adliyesinin üç sene bir menzilde saklamaları, o menzilin kirası olarak o üçyüz lira bedeline, yeni yazı Tarihçe-i Hayatı bana bırakılan beşyüzden ikişer lira fiyat ile üçyüz liraya o fiyatı mukabil tutarak o Tarihçe-i Hayattan elli tane gönderirsiniz.  Dört sene hapis çeken mübarek Asa-yı Mûsa ve Zülfikar mecmuaları benim nazarımda pek fazla kıymetdar olduğu için bana elli liralık göndeririz.

Saniyen: Nazif’e bin Barekallah, bin Maşaallah. İkinci bir Husrev; İnebolu ikinci bir Isparta olduğunu isbat ediyor. Tarihçe-i Hayatın en mühim mes’elesi Medresetü’z-Zehra olması cihetiyle Nazif’in bu neşriyatı, Reisicumhurun Medresetü’z-Zehra manasında ve Doğu Üniversitesi namında Şark Camiü’l-Ezherine ciddi çalışmasına bir vesile olduğunu zannediyoruz.

Salisen: Dinar’ın Baraklı imamı Süleyman’n ehemmiyetli mektubuna karşı yazınız ki: Türkler hakkında senâ-i Peygamberi muhakkaktır. Birkaç yerde Türklerden ehemmiyetle bahsetmiş. Hadîs var. Fakat bu hadisin hakiki sureti ne olduğunu yanımda Kütüb-ü Hadîsiye bulunmadığından bilemiyorum. Fakat mânası hakikat ve Türk Milletinin senâ-i Peygamberiye mazhar olduğu hakikattır. Bir numunesi Sultan Fatih hakkındaki hadistir.

Nurun birinci talebelerinden Hulûsi Bey’in, Ankara’da dostlarına Risale-i Nur dairesine girmesine teşvik eden mânidar ve güzel mektubu dahi gösteriyor ki, yirmibeş seneden beri hiç sarsılmadan Nur hizmeti yapmasına bir numunedir.

Umum kardeşlerime ve hemşirelere binler selam.

H H H

Aziz, Sıddık Kardeşlerim!

Evvela: Cenâb-ı Hakk’a hadsiz şükrolsun, mahkemede üç sene hapsedilen Asa-yı Mûsa Risalesinden ve Sikke-i Gaybiye Risalesinden beş nüshayı kemâl-i sürur ile aldık. Cenâb-ı Hak sizlerden ebediyen razı olsun. Amin.

Devam Edecek