Cumhurbaşkanı, “Kuvâ-yi Milliye ne ise HAMAS’ta odur!”

AK Parti TBMM Grup Toplantısında söz alan Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın konuşmasının ana maddeleri arasında Filistin vardı.

Cumhurbaşkanı, “Kuvâ-yi Milliye ne ise HAMAS’ta odur!”

Partisinin TBMM Grup toplantısında konuşan Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın konuşmasında,

“Hiç kimse ne şahsımın ne bu kadronun Filistin hassasiyetini sorgulayacak kalibrede, kapasitede değildir. Bizim hayatımız Filistin davasıyla anlam bulmuştur. Milli Mücadele sırasında Türkiye’deki Kuvayı millîye ne ise HAMAS da işte aynen odur. Bunu söylemenin de bir bedeli olduğunun elbette farkındayız. Tayyip Erdoğan olarak tek başıma kalsam dahi Allah ömür verdikçe Filistin mücadelesini savunmaya, mazlum Filistin halkının sesi olmaya devam edeceğim. Bazı yaptıklarımızı anlatamıyor olabiliriz ama Filistin hassasiyetimizi sorgulayanlar er ya da geç rezil olacak, nasıl bir haksızlık yaptıklarını görecekler.

Aynı zamanda bu harekette yeise yer yoktur, bu harekette umutsuzluğa asla yer yoktur. Bu hareket korkakların omuzlayacağı bir hareket değildir. Muhasebemizi yapar, hatalarla aramıza mesafeyi koyar, nerede kalmıştık der, kaldığımız yerden yolumuza daha güçlü şekilde revan oluruz. Sandıktan çıkan mesajlar ve yaptığımız değerlendirmeler ışığında gerekli adımları atmaya başlıyoruz.

Bundan sadece 10 ay önce 28 Mayıs'ta milletimiz bize bir yetki verdi. Önümüzdeki 4 yıl boyunca milletin verdiği bu yetkiyi, milletin emanetini, milletin yüklediği mesuliyeti omuzlarımızda dirayetle taşıyacağız. Milletimizin bizden ve hükümetimizden beklentilerini çok iyi biliyoruz. Artık seçimin de olmadığı önümüzdeki 4 yıl içinde enflasyonla mücadelemizi inşallah zaferle sonuçlandıracağız. Geçmişte yaptık, yine yapacağız. Terörle mücadeleden asla taviz vermeyecek, içeride ve dışarıda ülkemizin, milletimizin güvenliğini daha korunaklı hale getireceğiz. Türkiye'nin güvenliğini ilgilendiren meselelerde geri adım atmadan haklarımızın peşinde koşacağız. Bununla kalmayacak, geçmişte olduğu gibi bugün de yarın da bölgemizin, dünyanın barışı için katkı sunmayı sürdüreceğiz.

Şimdi burada bir hususu özellikle dikkatlerinize sunmak isterim. Terör devleti İsrail, 7 Ekim'den bu yana hem Gazze'de hem Batı Şeria'da insanlık dışı bir soykırımı icra ediyor. İsrail, batıdan aldığı koşulsuz destekle büyük bir şımarıklık, büyük bir pervasızlık içinde insanlık tarihine şimdiden utançla yazılmış bir katliam yürütüyor. Şimdi seçim sürecinde de seçim sonrasında da birtakım merkezlerden şahsıma ve partimize yönelik bazı insafsız, izansız ithamlarda bulunuldu. Bu ithamların, bu alçak iftiraların üzülerek söylemeliyim ki bazı çevrelerde karşılık bulduğunu hatta bize karşı kullanıldığını da gördük.

Birileri yalan olduğunu bal gibi bildikleri iddialar üzerinden bizi, partimizi, hükümetimizi ve Türkiye Cumhuriyeti Devletini töhmet altında bıraktı. Hatta bazı sözde partiler ne yazık ki bu konuda bizim nasıl tavır takındığımızı bildikleri halde bizi kalkıp eleştiri yağmuruna tuttular. Bakınız bunu gerçekten söylemek istemezdim, bunu söylemeye gerek duymazdım ama mecbur kaldım. Hiç kimse ne şahsımın ne de bu kutlu kadronun Filistin meselesindeki sorgulayacak kalibrede, kapasitede değildir.

Bizim hayatımız Filistin mücadelesiyle geçmiş, bizim hayatımız Filistin davasıyla anlam bulmuştur. Biz birileri gibi Filistin'in yerini, Gazze'de yaşanan zulmü, Filistinli kardeşlerimize yönelik işgal ve katliam politikasını 7 Ekim'de öğrenmedik. Yarım asrı bulan siyasi hayatımızın her bir safhasında Filistin'i kutlu bir emanet gibi daima yüreğimizde taşıdık. Bu hareket, bu parti, dğer bir çok ilkenin yanında Filistin davasını sorgusuz, sualsiz, şartsız omuzlama ilkesi üzerinde yükselmiştir. Şunu da belirtmek durumundayım biz Filistin davasını sadece savunmuş değil, bu uğurda çok ağır bedeller de ödemiş bir hareketiz, böyle bir kadroyuz.

Hafta sonu Filistin davasının lideri misafirim olacak. Beraber birçok şeyi dertleşeceğiz, konuşacağız. Unutmayın 12 Eylül darbesi, Konya'daki Kudüs mitinginin ardından geldi. Unutmayın, 28 Şubat darbesi Sincan'daki Kudüs gecesinin ardından geldi. Unutmayın MİT'e yapılan operasyon, 17-25 Aralık darbe girişimi, 15 Temmuz ihaneti, Siyonizm'in uşağı vatan haini FETÖ tarafından bizim Filistin hassasiyetimizi kırmak için yapıldı. Bakınız biz bundan 15 yıl önce kimse cesaret edemezken şu anda sözde partileri olanlar da dahil Davos'ta katillerin yüzüne açık yüreklikle 'One Minute' dedik. Dünyada hiç kimse konuşamazken biz çıktık Hamas bir terör örgütü değil, bir direniş grubudur dedik.

Birleşmiş Milletler kürsüsünden son 70 yılda İsrail'in Filistin'in topraklarını nasıl adım adım işgal ettiğini haritalarıyla ortaya koyduk.” İfadelerine yer verdi.

HABER MERKEZİ

Kaynak: Diyarbakır Söz