Diyarbakır’da bir kamu kurumundan emekli olan 57 yaşındaki Baki Işıktaş, iddiaya göre 10 yıl önce yüksek tansiyondan dolayı ayağıyla gittiği bir özel hastanede yanlış yapılan iğneden dolayı hayatı karardı. Felç geçiren, o günden bu yana 10 yıldır yatağa mahkum bir hayat yaşayan Baki Işıktaş’a vefalı eşi Özlem Işıktaş bir bebeğe bakar gibi bakıyor.
"Eşimin hakkını ödeyemem"
Bu süreçte 10 kez kalbinin durduğunu belirten ve eşinden gördüğü bu vefalı davranışların kendisini hayata bağladığını anlatan Baki Işıktaş, "Eşimin hakkı üzerimde çoktur bana helal etmese halim iyi olmaz hakkını hiçbir zaman ödeyemem ne kadar dua etsem eşime azdır. Bir dediğimi iki etmiyor. Allah binlerce defa razı olsun ben çok duacıyım hiçbir zaman benden taraf aciz olmadı bir of bile demedi bana çok memnunum ondan, dünyada tek unutulmayan dalım kıymetli eşimdir vefakardır cefakardır ve fedakardır müthiş derecede tedavimde yardımı oluyor ne kadar onun insanlığından bahsetsem azdır. Allah ondan razı olsun. Ben ondan memnunum. Eşim benim bakıcım, eşim, arkadaşım, her şeyim oldu. Çok mutluyum eşlerini bırakan aileleri görüyoruz" diye konuştu.
"Evlendiğimizde iyi günde de kötü günde de diye söz verdik"
Evlendiklerinde iyi günde de kötü günde de beraber olacaklarına dair söz verdiklerini belirten ve ömrünün sonuna kadar eşine bakacağını dile getiren Özlem Işıktaş ise, eşinin yaklaşık 10 yıldır hasta olduğunu söyledi. Işıktaş, "Gece gündüz demeden eşimin tedavisi için sağlığı için elimden gelen imkanlarımı seferber ediyorum sahip çıkıyorum. Çünkü iyi günde de kötü günde de beraber olacağım için söz vermiştim. Çok yoruluyorum çok zorlanıyorum. İhtiyaçlarını görüyorum. Tedavisi ağır bir hastalıktır. Onun için haftada iki defa özel rehabilitasyon merkezine götürüyorum devlete bağlı rehabilitasyon merkezine götürüyorum masrafları devlet ödüyor. Tek dileğim eşimin iyi olmasıdır. Eşime çok iyi bakıyorum. Doktorlarda şaşırıyorlar. Diyorlar ki; bu kadar iyi bakıyorsun hiçbir yerinde vücudunda yatak yarası olmadı. Doktorlarda sağ olsun eşimle ilgileniyorlar. Nihayetinde ahiretimdir. Hesap günü Allah’a hesap vereceğiz. Cenab-ı Allah görüyor yeterdir bana. Mecburum yapmak zorundayım. Eşimden memnunum yaşantımızdan memnunuz Allah’ın vermiş olduğu bir hastalıktır. Şükrediyoruz. Eşim aldığı ilaçlardan dolayı psikolojisi bozuldu. Ben hayatta olduğum sürece eşime bakmak zorundayım. Rabbim biliyor, halimize şükrediyoruz. Her tarafa götürdüm çare bulamadık. Tedavilerini yapıyoruz. Evde bakım için evde bakım hizmeti geliyor ayda 2 defa. En iyi şekilde tedavilerini yapıyorlar. Acil durumlarda doktorlara haber veriyorum. Evde bakım hizmeti geliyor gereken müdahaleyi yapıyor. Fizik hareketlerini yaptırıyorum. Allah kimseyi yatağa mahkum etmesin eşim bana Allah’ın emanetidir" diye konuştu.
Kaynak: Diyarbakır Söz