Öğretim Üyesi Prof. Dr. Halil İbrahim Sağlam, ara tatilin göz açıp yumuncaya kadar geçecek kısa bir tatil olduğunu ve buna çok büyük anlamlar yüklenmemesi, sonrasında daha enerjik olmak için soluklanmak amacıyla değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.
Eğitim öğretim dönemindeki temponun biraz düşürülerek devam ettirilmesinin önemine değinen Sağlam, "Ara tatilde eksikliklerin giderilmesine öncelik verilmesi kaydıyla derslerden uzak kalınmayacak esnek bir planlama yapılması uygundur. Daha esnek bir zaman dilimi olarak düşünülmeli, eğlenmenin, oyun oynamanın öğrenmeye engel olmadığı bilinmelidir. İmkanlar ölçüsünde dinlenme, akranlarla vakit geçirme, mümkünse ailece temiz havada yürüyüşe çıkma, film izleme, kitap okuma aktivitelerine yer verilmelidir." önerilerinde bulundu.
Öğretmenlerin çok ödevle iyi öğretmen olma unvanını elde etmek yerine öğrencilerin ihtiyaç ve seviyelerine uygun ödevler verilmesi ve öğrencilerin kendi emek ve alın terlerinin takdir edilmesinin önemsenmesi gerektiğini ifade eden Sağlam, öğrencilerin öğrenme eksikliklerinin, ihtiyaçlarının farkında olunması ve güçlü yanlarının bilinmesi halinde kişiye özel görev ve sorumluluklar verilebileceğini söyledi.
- "Teknolojik araçlara çocuk susturucusu gözüyle bakılmamalı"
Prof. Dr. Sağlam, anne baba ve çocuklar arasındaki sağlıklı iletişimin, aile üyelerinin her birinin var olmasına ve birbirlerini var etmelerine yardımcı olduğunu dile getirerek, aile bağının güçlendirilmesinde ebeveynlerin, duygu ve düşüncelerini çocuklarıyla içten, samimi ve sevgi dili kullanarak paylaşmalarının önemini vurguladı.
Tatil süresince imkanlar ölçüsünde aileyle kaliteli vakit geçirmeye özen gösterilmesi gerektiğine işaret eden Sağlam, şunları kaydetti:
"Aile üyeleri birbirlerine vakit ayırıp güzel işler yapmayı öncelikli hale getirebilecekleri gibi farkında olarak ya da olmayarak zamanlarının önemli bir kısmını dışarıda geçirip eve geldiklerinde de kendi yaşam alanlarında bilgisayar, tablet, telefon, televizyon gibi araçlarla meşgul olmayı tercih ederek aile yaşamından kendilerini soyutlayabilirler. Böyle bir yanlışa düşmemek için ebeveynlerin çocuklarıyla oyun oynamaları, yürüyüş yapmaları, kitap okumaları, film izlemeleri, ilgi ve sevgiyle gözlerinin içine bakarak karşılıklı konuşmaları, böylece çocuklarının gönüllerine dokunmaları, söz ve davranışlarıyla değer verdiklerini çocuklarına hissettirmeleri aile bağlarının kuvvetlenmesine yardımcı olabilir."
Sağlam, çocukların teknolojik araçlardan mümkün olabildiğince uzak tutulmalarının sağlanmasının önemine dikkati çekerek, "Teknolojik araçlara çocuk susturucusu gözüyle bakılmamalı, çocukların yaşlarına göre teknolojik araçlarla geçirilecek zaman sınırlandırılmalıdır." dedi.
- Ara tatil güç toplama zamanı
Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sema Karakelle, ara tatilin okula giden çocuklar için nefes alma, biraz dinlenme, daha fazla eğlenme ve güç toplama zamanı olduğunu söyledi.
Çocukların şimdiden okul-ev dengesini kuracak şekilde kendini düzenleme alışkanlığını edinmelerinin önemine işaret eden Karakelle, "Bu durumda, ebeveynler olarak bize düşen ne olabilir? Elbette çocukların yeni dönemde çabalarını sürdürebilmek için güç toplamalarına, dinlenmelerine ve eğlenmelerine yardımcı olmak. Psikolojik bir kavramla ifade edersek, onlara yeni bir çalışma zamanı için motivasyon sağlamak." ifadelerini kullandı.
Motivasyonu, "bireyleri harekete geçiren, çabasını sürdürmesini sağlayan ve davranışlarına yön veren biyolojik, psikolojik ve sosyal etmenleri tanımlamak için kullanılan bir kavram" olarak tanımlayan Karakelle, ilerideki bir hedef için bugünden çaba göstermenin ancak motivasyon ile mümkün olduğunu belirtti.
Karakelle, bu tanımdan hareketle ebeveynlerin ara tatilde yapabileceği şeylerin ana hatlarının belli olmaya başladığını aktararak, şunları kaydetti:
"Yorucu bir dönemin ardından yeniden çaba göstermeye başlayabilmek için küçük bir ödül gibisi yoktur. O halde ebeveynlerin yapabileceği en güzel şey, bu molanın keyifli geçmesine destek olmaktır. Çocuğunuz mola günlerini keyifli kılmak için neler yapabileceğiniz size, çocuğunuza, diğer aile üyelerine; aranızdaki ilişkinin doğasına ve olanaklarınıza bağlıdır. Bütün çocuklar ve aileler için geçerli bir keyif reçetesi olamaz. Her ebeveyn kendi dokusuna uygun reçeteyi oluşturabilmelidir."
- "Çocukları sevdiği etkinliklere yöneltmenin fiziksel ve sosyal gelişimine önemli katkısı var"
Yıldız Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süleyman Doğan, çocukların tatil boyunca istedikleri kadar televizyon izlemek, internete girmek ve bilgisayarda oyunlar oynamak isteyebileceklerini, bunların kısıtlanmasının çocuğun okul dönemindeki gibi genel gelişimi için de önemli olduğunu, bu nedenle televizyon ve bilgisayar sürelerine aşırıya kaçmadan kontrol altında izin verilmesi gerektiğini belirtti.
Çocuklar okul döneminde istedikleri kitapları okumaya zaman bulamayabildiklerini aktaran Doğan, ara tatilin çocukların kitabı sevmelerini sağlamak için çok uygun bir dönem olduğunu, zevk aldığı kitapları okumanın çocuğun okuma alışkanlığının gelişmesine katkı sağlayacağını kaydetti.
Ara tatilin ailecek vakit geçirmek için de bir fırsat olduğunu dile getiren Doğan, şunları söyledi:
"Çocuklara odasını toplamak, dişlerini fırçalamak gibi günlük sorumlulukların da verilmesi, ayrıca spor, satranç, drama gibi sevdiği etkinliklere yöneltilmesinin fiziksel ve sosyal gelişimlerine önemli katkısı vardır. Çocuk zamanını iyi yönetmeyi öğrenmişse bu tutumu, tatildeki etkinlik ve aktivitelerine, zamanının ne kadarını arkadaşlarıyla ne kadarını kendisine ayırdığına yansıyacaktır. Yeni döneme hazırlanmak için günlük planlamalar, kısa ders tekrarları ve kitap okuma saatlerinin ilave edilmesi faydalı olacaktır."
- "Spor ve sanatla ilgili aktivite yapılmasını tavsiye ediyorum"
Uzman Psikolojik Danışman Hakan Karaman, ara tatil uygulaması başlamadan önce 5 ay gibi uzun bir süre bilişsel performans sergileyen öğrencilerde dikkat dağınıklığı, okuldan sıkılma ve akademik sorunlar yaşanabildiğini belirterek, ara tatille uzun süren eğitim öğretim dönemlerine yarıyıl tatili öncesinde kısa bir mola verildiğini, bunun hem öğrenciler hem de öğretmenler için faydalı olduğunu anlattı.
Öğrencilerin eylülden bu yana yoğun bir tempoda çalıştıklarını ve bilişsel anlamda yüklü hale geldiklerini kaydeden Karaman, "Muhakkak doğaya uygun aktiviteler, sanat ve sporla ilgili aktiviteler faydalı olacaktır." diye konuştu.
Çocukların teknolojik aygıtların başında vakit geçirmesinin belirli bir süreyle kısıtlanması gerektiğini vurgulayan Karaman, şöyle devam etti:
"Bunun çok çeşitli tehlikeleri ve ruhsal anlamda olumsuz yansımaları olabiliyor. Çocuklarda sinirlilik, öfke patlaması, uykusuzluk, sosyal olarak içe kapanma, okul derslerinde başarısız düşme gibi durumlar gözlemlenebiliyor. Anne babanın denetimi altında ve belirli bir saati -mesela ilkokul ve ortaokul çocukları için maksimum 1-2 saati- geçmeyecek şekilde teknolojik aygıt kullanılabilir. Lisede okuyanlar da ihtiyaçları kadar kullanma noktasında anne-babayla birlikte karar verilebilir. Liseye giden bir öğrenci online dersleri vardır, ödevlerini yapıyordur ancak sadece oyun oynamak, sosyal medyada vakit geçirmek söz konusuysa günlük 1-2 saati geçmemelidir."
Tatile sadece ders ya da eğlence odaklı bakılmaması, bunun bir ortasının bulunmasının önemine dikkati çeken Karaman, "Kitap okuma bir kültür haline getirilmesi lazım. Günde 8 saat okul varmış gibi ders çalışmayı kurslara göndermeyi doğru bulmuyoruz. Dinlenmek de çocuğun en doğal ihtiyacı. Çocuğun uyku ve oyun ihtiyacını karşılaması, bunun yanına kültürel ve spor faaliyetlerinin konulması lazım." dedi.
Kaynak: Diyarbakır Söz