Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Menteşe Spor Salonu'nda düzenlenecek 8. Olağan İl Kongresi'nde konuştu.
Erdoğan, konuşmasının başında Erzurum Palandöken Dağı'nda antrenman yaparken çığ düşmesi sonucu vefat eden milli sporcu Emre Yazgan'a Allah'tan rahmet diledi. Judo genç milli takımına da geçmiş olsun dileklerini ileten Erdoğan, Yazgan'ın ailesine de sabrı cemil niyaz etti. Başkan Erdoğan, konuşmasında şunları kaydetti:
"GEREKTİĞİNDE CANIMIZI ORTAYA KOYMAKTAN ÇEKİNMEDİK"
Coğrafyamızdaki bin yıllık varlığımızın her anı kesintisiz bir mücadeleyle geçmiştir. Nice medeniyetlerin doğduğu, yükseldiği ve battığı bu toprakları vatanımız kılmak için çok fedakarlık yaptık, çok ter döktük, çok kan akıttık. Dişimizle tırnağımızla elde ettiğimiz kazanımları korumak için gerektiğinde canımızı ortaya koymaktan çekinmedik. Tüm bu süreç içerisinde sadece dışarıdan gelen saldırıları göğüslemekle kalmadık, aynı zamanda içerdeki gaflet, dalalet hatta ihanet odaklarıyla da uğraştık.
Tarihe baktığımızda Osmanlı'nın Avrupa içlerine doğru sürdürdüğü ilerleyişin her safhasında önce geriye dönüp arkasını sağlama alma ihtiyacı duyduğunu görüyoruz. Osmanlı'nın son dönemde asırlarca bir arada yaşadığımız kimi kesimlerin nasıl müstevlilerin kuklası haline dönüştüğüne şahit olduk.
"HEYBELERİNDE ÜLKENİN VE MİLLETİN SORUNLARIYLA İLGİLİ EN KÜÇÜK BİR ÇÖZÜM PAKETİ YOKTUR"
Cumhuriyet döneminde kendi ülkesinin potansiyeline, kendi halkını değerlerine düşman mankurtların yol açtığı tahribatların bedelini ödedik. Bugün de sırf kendi çıkarları uğruna insanımızın özgüvenini kırmaya, onu küresel siyasi ve sosyal saldırılar karşısında savunmasız bırakmaya çalışanlar var. En büyük caniler, insanların umudunu öldürenler veya buna teşebbüs edenlerdir. Yaşadığımız geçici sıkıntıları sanki dünya yıkılmış biz de altında kalmışız edasıyla anlatanların gayesi asla milletimizin derdiyle dertlenmek değildir. Bunların heybelerinde ülkenin ve milletin sorunlarıyla ilgili en küçük bir çözüm paketi yoktur. Daha önemlisi böyle bir niyetleri, gayretleri, hazırlıkları da bulunmuyor. Yıllardır milletin umudunu, enerjisini tüketenlerin bu ülkede dikilmiş tek bir ağaçları olmadığını en iyi sizler biliyorsunuz.
Yaptıkları hiçbir eser ve hizmet olmadığı halde kafaları karıştırmakta, kabadayılık taslamakta, kavga çıkarmakta maşallah pek mahirdirler. Halbuki siyaset sadece yıkmakla, sadece engellemekle, sadece içi boş nutuklarla, sadece kameralara şov yapmakla yürütülecek bir iş değildir. Ne diyor gönül sultanı? "Kamil insan odur ki, koya dünyada bir eser. Eseri olmayanın yerinde yeller eser."
"PROJELERE EN ÇOK TAKOZ KOYANLAR ŞİMDİ BUNLARDAN EN FAZLA FAYDALANANLARDIR"
Şöyle dönüp ülkemizin son bir asrına baktığımızda kimlerin eserleriyle gönüllerde yaşadığını, kimlerin yerinde yeller estiğini herkes görüyor. Hadi bir asır çok diyelim. Son çeyrek asra bakalım. Türkiye'nin AK Parti'nin eser ve hizmet siyasetiyle demokrasi ve özgürlük reformlarıyla ülkemize nasıl çağ atlattığını kim inkar edebilir? Hayata geçirdiğimiz projelere en çok karşı çıkanlar, en çok takoz koyanlar şimdi bunlardan en fazla faydalananlardır.
Mahalli idare düzeyinde yıllardır yönettikleri yerleri altyapısı ve üstyapısıyla nasıl geri bıraktıklarını buna karşılık imkanlarını nasıl yağmaladıklarını cümle alem biliyor. Üstelik son dönemde bu yağmaya bölücü terör örgütü ile irtibatını bir türlü kesmeyenleri de ortak ettiler. Kendi işlerindeki kavganın temelinde de işte bu rant kavgası var. Evet kimden bahsediyorum? CHP'den bahsediyorum.
"KARŞIMIZDA AYNI AMBLEM ALTINDA 4-5 PARÇAYA BÖLÜNMÜŞ BİR YAPI VAR"
Gerçi bu partiden söz açılınca insanın aklına ister istemez hangi CHP diye bir soru geliyor. Çünkü karşımızda aynı amblem altında 4-5 parçaya bölünmüş her biri diğerinin ayağını kaydırmakla, gözünü çıkarmakla meşgul bir yapı var. Her neyse kendi içlerinde ne yapacakları onların bileceği iş. Biz bu partinin genel duruşuyla ilgiliyiz. Esasen CHP tek parti faşizminden beri tarihinin her döneminde milletle kavgalı bir partiydi. Ama son dönemde işi artık ülkemize yönelik küresel projelerin taşeronluğunu üstlenmeye kadar vardırdılar.
Türkiye'nin bölgesinde ve dünyada giderek etkin bir güç haline gelmesinden rahatsız olanların içerideki aparatı haline dönüştüler. Her geçen gün dibe batmalarına rağmen maalesef bunlardan en küçük bir kendini düzeltme emaresi de göremiyoruz.
"SÖYLEDİKLERİMİZİN HEPSİ APAÇIK HAKİKATTİR"
Bu söylediklerimizin hiçbiri de ilzam değildir, itham değildir. İftira hiç değildir. Hepsi de apaçık hakikattir. CHP'nin tüm bünyesini saran bu gaflet haline her alanda şahit oluyoruz. Mesela Türkiye güney sınırlarının güvenliği için sınır ötesi harekatlar yapıyor. Karşımıza kim çıkıyor? CHP. Türkiye Akdeniz'deki çıkarlarını korumak için Libya'da pozisyon alıyor. Karşısına kim çıkıyor? CHP. Türkiye Rusya, Ukrayna savaşından Filistin'de yaşanan trajediye kadar bölgesindeki tüm çatışmalarda dünyanın takdirini kazanan tutumlar geliştiriyor. Karşısına yine CHP çıkıyor. Türkiye Türk dünyasının siyasi, kültürel, sosyal, askeri, beşeri birliğini sağlayacak tarihi adımlar atıyor karşısına yine CHP çıkıyor. Türkiye Afrika'dan Güney Amerika'ya kadar geniş bir alanda kazan kazan esasına dayalı açılımlara girişiyor, karşısına yine CHP çıkıyor.
Uluslararası hemen her konuda kendi ülkesi yerine başkalarının safında yer almayı alışkanlık haline getiren CHP, millîlikten ve yerlilikten giderek daha fazla uzaklaşıyor. Bu savrulmanın en önemli delillerinden biri de FETÖ'den PKK/YPG'ye kadar farklı örgütlerle kurdukları alengirli ilişkilerdir. Küresel güçlerin soytarısı haline gelen CHP'ye gönül verenlerin önemli bir kısmının da bu tablodan rahatsız olduklarını biliyoruz, görüyoruz. Biz bu hakikatleri vicdanları rahatsız, kafaları huzursuz ama aynı zamanda çaresiz aklı selim sahibi CHP'liler adına da dile getiriyoruz.
"ARTIK KOMİK BİLE DEĞİL"
Eski genel başkanları gerçeklerden kopmuş bir şekilde eline FETÖ'cülerin tutuşturduğu argümanlarla 13 yıl güya siyaset yaptı. Şimdiki genel başkanları da yalan yanlış bilgiler içeride ve dışarıda karşılığı olmayan vehimler ve komplo teorileri üzerinden siyaset yapıyor. Sayın Özel'in iç ve dış politikada kırdığı potları üst üste koysak buradan Halep'e yol olur. Hakkını vermek lazım. İlk başta milletimizi ve gençlerimizi eğlendiriyordu. Ama artık komik bile değil. Türkiye gibi güçlü bir ülkenin ana muhalefet liderinin kendini bu durumlara düşürmesi Türk siyaseti adına utandırıcıdır.
Demokrasilerde iktidarın icraat gücüne en çok katkıyı yapan unsurlardan biri de muhalefetin tutarlılığı ve alternatif politika geliştirme kabiliyetidir. Bizdeki muhalefet ne tutarlı ne de politika geliştirme kabiliyetine sahip. Muhalefet temsilcileri tuğla üstüne tuğla koymak yerine laf üzerine laf koymakla iş yaptıklarını sanıyorlar. Aslına bakılırsa mevcut hallerinden gayet memnunlar. Aksi olsaydı kendilerini şunca zamandır iktidardan uzak tutan bu yanlış üsluptan vazgeçip milletin gönlünü kazanacak işlere yönelirlerdi.
"DEĞİŞİM BAYRAĞINI ELDEN HİÇ BIRAKMADIK"
Demokratik siyasetin muhalefet vasıtasıyla kendini yenileme erdemini biz kendi kendimize gerçekleştiriyoruz. AK Parti kurulduğu günden bugüne kadar kesintisiz bir değişim sürecini kendi içinde yaşatmayı hep başarmıştır. Parti yönetimimiz ve kabinelerimizde vizyon belgelerimiz ve programlarımızla, eserlerimizle hizmetlerimizle, reformlarımızla, milletimizle kurduğumuz bağın temellerini güçlendirecek adımlarımızla velhasıl hayatın her alanına dokunan icraatlarımızla değişim bayrağını elden hiç bırakmadık.
Bugün de ülkenin ihtiyacı olan her konuda programı, projesi, vizyonu olan parti ve ittifak biziz. Milletimizin yaşadığı sıkıntıları çözme noktasında iradesi çabası reçetesi olan parti ve ittifak yine biziz. Bölgemizde ve dünyada yaşanan gelişmeleri en doğru şekilde okuyabilen parti ve ittifak biziz. Gerektiğinde her türlü riski alarak tavır geliştirebilen biziz. Sözümüzü milletin gönlüne yazıyoruz. Bölgemizde ve dünyadaki gelişmeleri en doğru okuyan parti ve ittifak biziz. Ülkemizin itibarını, devletimizin çıkarlarını, milletimizin onurunu korumak için gerektiğinde her türlü riski alarak tavır geliştirebilen parti ve ittifak biziz. Sadece günü kurtarmaya değil, asıl geleceği inşaya yönelik vizyona sahip parti ve ittifak biziz. Sözünü suya değil, milletin gönül defterine yazarak arkasında duran parti ve ittifak biziz. Saymaya kalksak saatlerce sürecek vasıflarımızla ülkemizin dünü gibi yarınının da umudu, inşacısı, yol açıcısı yine AK Parti ve Cumhur İttifakıdır.
"MUĞLA'YA 302 MİLYAR LİRA YATIRIM YAPTIK"
Muğla üretmenin, emeğin, kazanmanın, paylaşmanın kıymetini bilen bir şehirdir. Tarımıyla, ormanıyla, deniziyle, turizmiyle ülkemizin gurur kaynağı bu şehir aynı zamanda dünyada olup bitenleri de yakından takip eder. Biz de fırsat buldukça Cumhurbaşkanlığımızın Okluk koyundaki tesisine gelerek Muğla'nın güzelliklerinden istifade etmeye çalışıyoruz. Dolayısıyla kendimizi bir anlamda fahri Muğlalı da sayıyoruz.
Kaynak: Diyarbakır Söz