7 Haziran'da tarihinin en yüksek oy oranına ulaşan ve 5 ayda 1 milyon oy kaybederek, 1 Kasım'da yüzde 10 barajını kılpayı geçerek Meclis'e giren HDP'nin sandıktaki bu kaybı ve şiddete yönelik tavrı sokağa da yansıdı. Diyarbakır'da 576 bin seçmeni gözüken HDP'nin, Kışanak ve Anlı için yaptığı ""sokağa çıkın, belediye önünde toplanın" çağrısı, sonuç vermezken HDP ve DBP yöneticileri ile bazı belediye çalışanlarından oluşan 300 kişilik grup, polisin uyarısı üzerine dağılmayınca, tazyikli su kullanarak dağıttı. 25 kişi gözaltına alındı.
BELEDİYE ÖNÜNDE TOPLANDI
Büyükşehir Belediyesi Başkanı Gültan Kışanak ile Eşbaşkan Fırat Anlı’nın gözaltına alınmasıyla ilgili olarak sokağa çıkma çağrıları bir kez daha yahıt bulmadı. Kışanak ve Anlı'nın gözaltılarının ardından "beklenilen" reaksiyonun görülmediği kent genelinde, yaşam normal seyrinde devam ederken belediye binası çevresi başta olmak üzere güvenlik güçleri tedbirlerini artırdı. HDP Ve DBP’nin çağrısı üzerine, saat 11.00 sıralarından itibaren belediye binası önünde 300 kadar bir grup toplandı.
300 KİŞİ BİLE TOPLANMADI
HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ'ın da bulunduğu kalabalığın biraraya gelip açık alanda açıklama yapmalarının yasak olduğunu belirten polis yetkilileriyle HDP’li vekiller arasında zaman zaman gerginlik yaşandı. Polisin TOMA ile tazyikli suyla müdahalesinden milletvekillerinin de etkilendikleri görüldü. Polisin belediye çevresinde aldığı önlem sürerken, aralarında eski Batman Milletvekili Ayla Akat Ata ve Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Zülküf Karatekin’in de bulunduğu 25 kişi gözaltına alındı. Polisin belediye çevresinde aldığı önlem sürüyor.
KAYYUM ATAMALARININ ARDINDAN
İçişleri Bakanlığı'nın kanun hükmünde kararname kapsamında belediyelere kayyum atamasının ardından örgüt liderlerinden Murat Karayılan, "Kayyumları hedef alacağız. Halk bunlara izin vermesin, belediyelerde nöbet tutsun" tehdidinde bulunmuştu. HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ da bu süreçte "Kayyumları tanımayacağız, çalıştırmayacağız. Gerekirse halkla birlikte belediyelerde nöbet tutacağız" açıklamalarıyla halkı sokağa dökmek istemişti. Ancak sonuç HDP açısından hayal kırıklığı oldu. Bazı küçük çaplı gösteriler dışında sokağa çıkan olmadı.
15 TEMMUZ'A BENZETTİ!
HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş da milletvekillerine yönelik soruşturmaları öne sürerek sokağı işaret etti. Ekim ayının başında bir gazeteye röportaj veren Demirtaş, darbe karşıtı direnişi kullanarak yaptığı çağrıda "15 Temmuz gecesi tankın topun karşısına çıkmak ne kadar meşruysa bizim seçmenimizin de aynı kararlılıkla sokakta olması o derece meşrudur" demişti. Demirtaş'ın bu çağrısı sokakta karşılığını bulmadı ama Meclis'teki partilerin tepkisini çekti. HDP de tepkiler üzerine geri adım atmak durumunda kaldı. Parti Sözcüsü Ayhan Bilgen, şiddet içeren bir çağrıda bulunmadıklarını, demokratik protesto hakkının kullanılmasından yana olduklarını savundu.
15 STK TEMSİLCİSİ
Bu arada aralarında Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası, Ticaret Borsası, Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği’ nin de bulunduğu iş çevrelerini temsil eden 15 sivil toplum kuruluşu, eşbaşkanların gözaltına alınmasıyla ilgili yazılı bir açıklama yaptı. Hem ülke olarak, hem bölge olarak zor bir süreçten geçildiği iş camiası olarak son gelişmelerden ciddi bir şekilde kaygı duydukları belirtilen açıklamada şöyle denildi:
KAYGILI BİR SÜREÇ
"Hepimizin bildiği üzere dün gece Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi eş başkanları gözaltına alınmışlardır. Böylesi bir tutum demokratik sivil siyaset alanlarını daraltmakta, sivil siyasete olan inancı zayıflatmaktadır. Yaşadığımız ve yaşamakta olduğumuz sorunları daha da derinleştirmektedir. Bizler aşağıda imzası olan iş camiasının sivil toplum örgütleri olarak şunu ifade etmek isteriz ki; siyasal görüşleri ne olursa olsun bölgemizde sivil siyaset yapanlara dönük silahlı saldırı, operasyon, ve tutuklamaları doğru bulmadığımızı açıkça belirtmek isteriz. Bu tür girişimler ve tutumlar toplum olarak ihtiyacımız olan diyalog kanallarını tıkamakta sorunlarımızı içinden çıkılamaz bir hale getirmekten başka bir işe yaramayacaktır. Geçmişte yaşadığımız deneyimler bunu bize göstermiştir. Bu açıdan herkesi ve her kesimi sağduyulu davranmaya davet ediyor ve toplumu geren bu gözaltı kararına biran önce son verilmesi gerektiğinin altını çizmek istiyoruz."
Kaynak: Diyarbakır Söz
