Tiyatro Tempo, organizasyonunu yaptığı ve bu yıl 5. kez düzenlenen Uluslararası Kukla Festivali ile dünyanın çeşitli yerlerinden kukla tiyatrosu gruplarını da başkentilerle buluşturuyor.
Tiyatronun kurucusu Haluk Yüce, 35 yıl önce sadece çocuklara yönelik tiyatro yapma fikriyle yola çıktıklarını, zamanla seyirci kitlelerini çeşitlendirdiklerini söyledi.
Yüce, kendilerini hala "çocuk tiyatrosu" olarak tanımladıklarını vurgulayarak, "Çocuk ve gençlere yönelik tiyatro yapıyoruz ama bunun yanında yetişkinlere de sesleniyoruz. Çünkü kuklanın kendine has olağanüstü bir büyüsü var. Bu büyüyü yetişkinlerle de paylaşmayı istiyoruz." diye konuştu.
Kukla sanatına yetişkinlerin ilgisininin giderek arttığını ifade eden Yüce, "Yaptığımız festival de yetişkinlerin kuklayı keşfetmelerine imkan sağlıyor." dedi.
Tiyatro Tempo'nun bugün geldiği noktanın yola çıkarken kurduğu hayallerin de ötesinde olduğunu dile getiren Yüce, sözlerine şöyle devam etti:
"Bu tiyatroyu 35 yıl ayakta tutmanın sırrı adanmışlık, sevmek, yaptığımız işe ve kuklanın gücüne inanmak. Kukla sanatının sahne sanatları içinde farklı bir yerinin olduğunu düşünüyoruz. O inancımızın karşılığını da görüyoruz."
Yüce, 35 yılda büyük bir aile haline geldiklerini, oyunların çok büyük bir kısmında yazarından afiş tasarımcısına ve besteciye kadar aynı ekiple çalıştıklarını belirterek, 35. yıl kutlamalarını bu yol arkadaşları ve her zaman kendilerini destekleyen seyircileriyle birlikte yaptıklarını aktardı.
Haluk Yüce, "Sokrates'in Son Gecesi" oyununun sergilendiği 35. Yıl Kutlama Etkinliği'nde oyun yazarı Ahmet Önel, besteci Nedim Yıldız, afişleri tasarlayan fotoğraf sanatçısı Semih Yolaçan, çocuk tiyatrosu alanında çalışmaları olan Prof. Dr. Tülin Sağlam ve kuruldukları günden beri kendilerini destekleyen Denizbank Genel Müdürü Hakan Ateş ile bir araya geldiklerini anlattı.
- "Bir 35 sene daha kukla tiyatrosu yapmak isterdik"
Tiyatro Tempo Direktörü Marina Yüce de popüler olmayan bir sanat dalıyla ilgilenen özel bir tiyatronun 35 sene ayakta kalmasının bir mucize olduğunu söyledi.
Bu başarının hem seyircilerin desteğinden hem de kukla tiyatrosunu azim ve istikrarla sürdürmelerinden kaynaklandığını belirten Marina Yüce, şöyle konuştu:
"Tiyatro temponun oyunlarıyla büyümüş, tiyatro sevgisi kazanmış eski izleyicilerimiz, şimdi de çocuklarını alıp oyunlara geliyorlar, 'Ben çocukken sizi şu okulda izlemiştim' diyorlar. Bu çok hoş bir duygu. Sadece biz çok mutlu olmuyoruz, aynı zamanda o kişi de bizi aynı yerde bulmanın mutluluğunu yaşıyor. Çocuğuyla aynı lezzetti tattığını ifade ediyor. Bazen de bir genç geliyor ve 'Ben kreşteyken sizi izledim ve sonra da tiyatrocu olmaya karar verdim' diyor. Bunlar gerçekten çok güzel duygular."
Marina Yüce, geniş bir repertuvara sahip olduklarını, zaman içinde yeni kukla teknikleri kullanarak ilerlediklerini anlatarak, "Farklı yaş gruplarına yönelik oyunlar yaparak hep kendimizi geliştirme çabasında olduk." dedi.
Nitelikli çocuk oyunlarının kıymetini bilen okullardan her zaman destek gördüklerini anlatan Yüce, "Çocukların iyi şeyleri seyretmeye layık olduğuna inanıp, onlara bunu tiyatromuzla sağlamış olan bu okullarımız sayesinde biz bu yolda sağlıklı bir şekilde yürüyebildik." diye konuştu.
Kukla tiyatrosunun oyuncuya sonsuz fırsatlar sunduğunu, çeşitli nesneleri canlandırma imkanı sağladığını dile getiren Yüce, "Bu son derece tatmin edici bir sanat dalı ama bunu keşfedecek kadar sabırlı olmak gerekiyor. Biz kendi adımıza bir 35 sene daha kukla tiyatrosu yapmak isterdik." değerlendirmesinde bulundu.
Kaynak: Diyarbakır Söz