BÜYÜK İSLAM GÜNÜ OLAN KURBAN BAYRAMINI GEÇİRDİK!?

Günlük sohbetimize geçmeden önce bir kez daha idrak ettiğimiz Kurban Bayramımız mübarek olsun... Duamız ve temennimiz odur ki bu kutsal ve ulvi günlerde, hayır ve hasenatın, bolluk ve bereketin, yardımlaşma ve dayanışmanın, birlik ve dirliğin ulaştığı doruk noktanın her daim vaki olmasıdır... Ebediyete kadar İslam’ın nurlu meşalesi, yeryüzünü hep aydınlatacaktır.

***

Ve tabi ki Kurban bayramı süresince herkesin iyi niyetine göre kestiği kurbanları Allah kabul etsin.  Kâbe’de ellerini semaya açan hacıların dualarını Allah kabul etsin… Hacılar kimlere dua etmişse, onların da dualarını Allah kabul ve karin eylesin. Bizleri de o hacıların ihlaslı dualarının kapsamına alsın inşallah…

***

Yüce İslam dini, Kur’an’ın dediği gibi “Allah katında din, kesinlikle İslam dinidir.” Bu İslam dini kıyamete dek yürürlükte olacaktır. Ve onun dışında herhangi bir din, onunla yarışamaz, mukayese edilemez…

***

Zira Kur’an diyor ki;

“İnne-ddîne ‘inda(A)llâhi-l-islâm”

“Şüphesiz Allah katında din İslâm’dır.”

***

Bu itibarla ne mutlu o insanlara ki Yüce İslam dininin bayrağı altında, tüm kutsallara riayet edici şekilde, ibadetini de yaşam biçimini de idame etsin… Bu kutsal ve anlamı önemli günleri, sadece hayatımızın belli gün ve dönemleri içerisinde değil, nefes aldığımız her an için “ruhi derinliklerimizde” yaşamalıyız.. Unutmamamız gerekir…

***

Zira Kurban Bayramı sıradan bir bayram değildir.. Kurban Bayramı, büyük bir tarihi vakanın eseri ve sonucudur… Dört bin sene evvel Hz. İbrahim’in (a.s) gerçekleştirmek istediği bir tarihi vakadır. Peygamberden kalan bu vaka, elbette ki Allah’a ve Peygamberler silsilesine inananlar için ebedidir… Kıyamete dek inanarak, kutsal gün idrak edilecektir…

***

Kurban manevi bir yardımlaşmadır, dayanışmadır, şefkattir, sevgidir, muhabbettir, uzlaşıdır.. Fakirin zengini, zenginin de fakiri bilmesi, hatırlaması, Yüce yaradana karşı da görev ve sorumluluğun yerine getirilmesidir.. Onun için İslam camiasının bunları kaçırmaması gerekiyor... Ki bu müstesna zamanı ve sevabı Allah herkese nasip eylesin.

***

Kurban’ın hikmeti şöyle.. Hz. İbrahim (a.s) Allah-ü Teâlâ’ya vaat eder… Der ki; “Eğer ki bir erkek evladım olursa Allah yolunda gönlümden geçen en sevdiğim ne ise onu feda edeceğim..” Ve bir süre sonra oğlu olur… Develer kesiyor, öküzler kesiyor, koçlar kesiyor, kabul görmüyor?.. Vaadi yerine gelmiyor…

***

Hz. İbrahim (a.s) üç gece üst üste Cenab-ı Allah’ı rüyasında görür.. “Sen oğlunu kurban edeceksin?”.. Hz. İbrahim de aile fertlerine ve oğlu Hz. İsmail’e anlatıyor.. “Ey evladım, rüyamda gördüm. Seni Allah’a kurban edeceğim..” O da der ki; “Ey babacığım, sana emredileni yap ve yerine getir, ben hazırım..”

***

Hz. İbrahim’de, oğlu Hz. İsmail’i Allahû Teâlâ’ya “kurban etmek” ister… Tam bıçağı Hz. İsmail’in boğazına vurup kesecekken, Allahû Teâlâ kendisine seslenir… Der ki; “Sen rüyanı gerçekleştirdin, imtihanı kazandın, vazgeç..” Hz. İsmail yerine manevi alemden bir koç getirilir ve o koçu keser Hz. İbrahim.. Tabi zannediyor ki oğlunu Allah için kesmiştir.. Oysaki Cenabı Allah oğlunu Hz. Cebrail vasıtasıyla elinden alıp, koçu bırakıyor…

***

İşte bu imtihandan hem oğul, hem de baba geçiyor.. İkisi de, nübüvvet (Peygamberlik) gibi bir mertebeye ulaşıyor.. Şerefli ve kurtarıcı bir görev veriliyor Allah-ü Teâlâ tarafından kendilerine... Allah’la samimi olmak, Allah’ın istediğini yerine getirmenin mükâfatıdır…

***

Onun için hep ifade ediyorum; “Allah’ı ben seviyorum” deyip, onun emirlerini yerine getirmemek nifaktır ve münafıklıktır.  Onun için Peygamberlerden yüz milyon defa haşa, onların Allah’a vermiş oldukları sözler ne ise illaki yerlerine getirmişler ve onun için Peygamberlik mertebesine nail olmuşlardır.  Allah bizi onların şefaatlerinden mahrum etmesin.

***

Evet, Peygamberlerin atası olan Hz. İbrahim geçirdiği imtihan sonrasında Allah’ın dostu olmuştur.  Peygamberlikten sonra “Hullet” vasfını almıştır. Yani Allah’ın dostluğu..  “İbrahim Halil..” Hem Allah’ın Peygamberi hem de Allah’ın dostu. Çok büyük bir şeref. 

***

İşte bu yüzden Allah bizi o inançtan, o sevgiden, o bağlılıktan mahrum etmesin.  O büyük Peygamber, oğlunu Allah yolunda kesmeye çalışıyordu.  Bu imtihandan daha büyük bir imtihan olabilir mi? Dört bin sene evvel bu tarihi vaka Peygamberle Allah arasında gerçekleşmiştir.

Kıyamete dek inşallah bu devam edecektir, etmelidir de zaten.

En derin saygı ve sevgilerimle.