HALK, MEVCUT DÜZENLE BARIŞIK DEĞİLDİR!? (II)
Dün de olmadı bugün de olmaz, yarın da olacak gibi değil… Zira halkın derin tarihinden gelen kültür, sistemle hiçbir zaman barışık olmadığı için, halkın da uzlaşı ve barışık olması da mümkün olmamıştır…
***
Çünkü sistem ve uygulayıcıları, milli ve yerli olmadığı için; ecdadın kültürü ve tarihini temsil etmemektedirler…
Var olan işleyiş sürekli tahrifata uğramış, uğratılmıştır… Tabiri caizse, bizans oyunları oynatılmıştır...
***
Mevcut sistemin işleyişi, milli kültüre dayanmamaktadır. Ki kültür de milli değil… Şu bir gerçektir ki bu milletin kültürü Kur’an’dır… Şu anki medeniyet ise Kur’an ve Hadis kültürüne dayalı bir medeniyet değildir. İşte bundan dolayıdır ki bu millet bunun dışındaki kültüre ve kültürlere itibar etmiyor, inanmıyor.
***
Bakınız bir örnek vermek istiyorum.. Tatil aylarında, çocuklara Kur’an-ı Kerim Tedrisatı verilmediği için, okullarda Kur’an alfabesi öğretilmediği için, birçok aile çocuklarına Kur’an eğitimi için özel hocalar tutuyor... Ve o hocalar, sadece ve sadece 3 ay süreyle Kur’an alfabesini öğretmeye çalışıyor…
***
Vaziyet bu iken, halkın ısrarlı tutumu bu minvalde iken demek ki bu millet Müslüman’dır, inançlıdır, Kur’an’ın gölgesinde yürümek istiyor.
***
Aldatıcı Kemalizm’in, Laisizmin, içi boşaltılmış sözde bir demokrasinin, milleti oyalamasına, aldatmasına, kandırılmasına, bu millet gelmiyor... Ama ne yapsın, mevcut sistem bunu dayatıyor ve milletin elinden bir şey gelmiyor?
***
Dayatıcı bir rejim ve sistem, bunu zorla millete kabul ettiriyor. Hal böyle iken buna rağmen tatil günlerinde, yaz aylarında milletin yüzde 85-90’ı din hocasını özel olarak tutuyor ve çocuklarına Kur’an alfabesini öğretiyor… Bu eğitim süresi içerisinde fıkıh ilmihal öğretiyor, okutuyor.
***
Bu millet Müslüman’dır… Ama gel gör ki devlet ise “Ben laikim” diyor. Oysaki laiklik eşittir dinsizliktir. Yüreği olan çıksın desin ki “laiklik kelimesine yeni bir mana buldum”… Ne mümkün?
***
O zaman, lügate bakacaksın “Laiklik” nedir diye? Karşına dinsizlik çıkar. Bu laiklik yaftası yüz yıldan beri bu millete yapıştırılmış, aldatılmış ve mana değeri de kimseye öğretilememiştir. Bu itibarla millet hakkını aramak için çok önemli yöntemlere başvursa da, elinden bir şey gelmiyor.
***
Vaziyet, hukuki değildir! Demokrasi deseniz, hiç değildir… Bilakis İslam dışı bir uygulamadır.
Bu millet bin seneden beri tarihe belini bağlamıştır…
***
Selçuklu imparatorluğundan tutun da Selahaddin-i Eyyubilere kadar.. Osmanlıdan tutun da günümüze kadar. Hep Kur’an alfabeleri yürürlükteydi. Herkes çocukları Kur’an-ı Kerim okusun, ezberlesin diye büyük çaba gösteriyordu.
***
Demokrasinin usulü tek taraflı değildir. Terazinin iki kefesini aynı tutması gerekir. Kur’an bunu emrediyor. Millet de Müslüman’dır.
Millet diyor ki; “benim çocuklarımın öğrenmesi gereken ilim Kur’an ilmidir, bu Kur’an ilmi eğer yeni nesle enjekte edilmiyorsa, sorumlular bunun vebalinin altından kalkamaz.”
***
Allah huzurunda da sorulacak. Bu milletin çocuklarının Kur’an dersleriyle tedrisat görmeleri lazım. Kur’an terbiyesiyle, ahlakıyla ahlaklandırılması gerekiyor. Ama heyhat! Bu sistem sadece milleti kandırıyor.
Millet nereye kadar kanacak ki? 85 milyon insan. Hepsinin gözü Kur’an’dadır, çocuklarına Kur’an-ı Kerim’in öğretilmesini bekliyor. Ama ortada bir şey yok.
Yine masum milletin hep günahına giriliyor.
Tarihi unutturuluyor, kültürü unutturuluyor, Kur’an alfabesi resmen ortada yok, kaldırıldı.
***
Oysaki 85 milyon insan devletini destekliyor, vergisini veriyor, bütçesini sağlıyor. Maliyesini koruma altına alıyor. Çocuklarını askere gönderiyor, ondan ordu teşkil ediliyor.
Ama milletin istek ve arzularının semtinden bile geçilmiyor. Kandırıcı, aldatıcı bir sistem, Avrupa’dan ithal edilmiş balyoz kafalı adamların anlayışıyla memleket böyle yönetiliyor.
***
Hâlbuki çok yanlış bir uygulama. Hadis böyle demiyor, Kur’an böyle demiyor, şeriatımız böyle demiyor.
İllaki laiklik. Ama millet laik değildir, öyleyse devlet de laik olamaz. 85 milyon insanın hepsini laiklikle yani dinsizlikle itham etmek hakarettir, rezilliktir ve ihanettir.
***
Devlette hiçbir zaman yanlış kavramlar kullanılamaz. Bu itibarla devlet, AK Parti iktidarının elinden geçiyor, güzel bir çekidüzen vermesi lazım, çekidüzen verilmediği takdirde her şey muattal kalıyor. Halkın beklentisi de elinden uçuyor, gidiyor.
***
Peki, sonuç nereye varacak? Bu memleket nereye gidecek?
Ülke insanının yüzde 99’u Müslüman’dır. İnançlıdır. İnancını yaşayamıyorsa, sistemin insanları bataklığa sürüklemesinden dolayı yaşayamıyor bazı insanlar.
Yoksa mevcut sistem olmasaydı, bu millet Müslüman’dır dediğim gibi hiçbir zaman İslamiyet’le ters düşmemiştir ve ters de düşmez.
Ama sistem aldatıcı bir sistemdir. Makyajlı görüntü veriyor ama uygulaması tam tersine.
***
Onun için biz de acizane yetkililere hatırlatmak üzere istirhamlarımızla beraber kamuoyu adına diyoruz ki;
Başta Kur’an alfabesi dâhil olmak üzere tüm sınıflarda İslam ahlakı çocuklara okutulsun, çocukların zihnine enjekte edilsin.
Yoksa sadece göstermelik olarak İmam Hatiplerle bir şey elde edilemez.
***
Genel bir uygulama istiyor millet. Gelen giden iktidarlar da bunun sorumlularıdır. Hiç unutmayalım ki bu sorumluluk da çok ağır bir sorumluluktur.
Milleti din tedrisatından, Kur’an tedrisatından uzaklaştırmakla bir yere varılamaz. Eğer uzaklaştırılmışsa da AK Partiye düşen görev yeniden milleti uyarıp, uyandırıp yeniden demokratik yöntemlerle diriliş için harekete geçmektir.
En derin saygı ve sevgilerimle.