TÜRKİYE ÇOK BÜYÜK SORUNLARLA BOĞUŞUYOR!? (II)
Ne yazık ki; sorunlar yumağı içerisinde halk deyimiyle, derbeder olunmuş... Dün de ifade ettim, hal-i pür melalimiz, bugüne özgü gelişen çileleri ve dertleri içermiyor?
Yılların, hatta 1,5 asırlık zaman diliminin sonucudur bugün yaşana gelen, kangrenleşmiş çözümsüz sorunlarla ülkenin boğuşur halde olması!..
Nedeni de açık ve net bir şekilde, kendini söyletiyor... İslam ülkeleri ki Türkiye dahil olmak üzere, İslam dünyası, fersah fersah İslam hakikatlerinden uzaklaşmanın neticesini bugün yaşıyor!
***
Özellikle Türkiye’mizde kasıtlı ve organizeli bir şekilde, yüz yıldan beridir İslam’ın vasfı, İslam’ın hakikatleri, İslam’ın kültürü ve tabi ki bin yıllık medeniyetimiz, Milli Eğitim sistemi ve batı endeksli müfredatıyla, unutturmaya çalışılmıştır... Peyderpey ustaca(!), toplumun maddi ve manevi yaşam alanından uzaklaştırmıştır... Nice yasaklar ihdas edilerek, prangalar atılmıştır?..
***
Peki, kim için, ne amaçla bunları yaptı?.. Kim kimi kimden kurtardı?! Ya da kurtarıcılık libasını giyenler, kimin nam-ı hesabına, bin senelik tarihimize, kültürümüze, medeniyetimize, hatta toplumsal inancımıza silgi çekti!.. Ne hazindir ki bunu da kademeli olarak ülke insanına ve nesline yaptıranları hala tanıyabilmiş değiliz?
***
Batının ve batılın hıyanet elleri, içimize kadar nasıl uzandı! Elbette ki, bir çok beyinsizleri satın aldı, batı hayranlığını onlara aşıladı... Mason localarının oluşumuyla, kısa sürede Türkiye’nin dört bir tarafında “devşirmeler” peyda ettirdi... Devlet kurumlarına, en mahrem alanlara nüfuz edici şekilde palazlandırarak, toplumu adeta temel değerlerine yabancılaştırdılar!
***
Oysa ki daha 1,5 asır önce Batı, İslam dünyasına, Osmanlı’ya biat eden, hayranlık besleyendi... Yeryüzünün üçte birine hakimdi... Ama tersi işledi... Biz batı kültürüne hayranlığımızı peşinen ne yazık ki sorgusuz, sualsiz ilan ettik. Bunu da içimizdeki hıyanet erbabı beyinlerin istek ve arzuları doğrultusunda yaptık. Yani, teslimiyet bayrağı çektik... Onun için tarih sayfalarında yer alan nice “kahramanların” zaman tünelinde ülkeye ve millete nice ihanetlerde bulundukları yazılıdır?
***
Yoksa, Cumhuriyet sonrasında “besmelesiz” bir kültürle yetişen gençlik olabilir miydi? Hele ki “laiklik” adına, dinsizlik aşılanır mıydı? Kaldı ki bugün bile toplum, milli inanca dayalı milli tarihimizin ve milli kültürümüzün arayışı içerisinde olduğunu Hindistan’daki sağır sultan dahi biliyor!.. Amma velakin duymayanlar var…
***
Maalesef, gençlik kültürsüz bir eğitime mahkûm edilmiş… Aba ecdadın kültürü ne yazık ki ustaca (!) ortadan kaldırılmıştır... Ladini bir kültürle gençlik yetiştiriliyor. Ki bu da hıyanet beyinlerin müdahalesiyle, istek ve arzuları doğrultusunda yapıla gelmektedir... Gençlik ateizm gibi “izm”lerle, o kültürle yönetilmek isteniyor ve eğitimi de bu minvalde veriliyor…
***
İşte bu girdaptan kurtulmamız gerekir... Onun için de gençliğimizi, okul kitaplarımızı, maarif sistemimizi tamamen aba ecdadın kültürüyle donatmamız lazım... Ki gençlik ne yaptığını bilsin, nereye gideceğini bilsin, önünü görsün ve geleceğini planlayabilsin. Ama ne yazık ki heyhat; o anlayış, o kültür ve gayret mevcut gidişatımızda söz konusu değil…
***
Teknolojiden habersiz, sadece inançsızlık yönünden Kemalizm veya Laisizme dayalı bir kültürle gençliğimiz oyalanıp duruyor. Onun için de ülke ve millet olarak, bir yere varamıyoruz, huzuru, istikrarı, güveni tesis edemiyoruz…
***
Demem o ki… Gerçek bir ilerleme ve gerçek bir milli kalkınma gerçek manada beyni imanla dolu bir toplum yaratmak istiyorsan; öncelikle gençliğin böylesi bir kategoride yetiştirilmesi gerekir…
Bunu yapmaz isek, kıyıda köşede bilmem geceleri sokakta veyahut meyhanede, pavyonda zamanını geçiren gençlik ve edindiği kültür ile medeniyetle, alınacak bir arpa boyu kadar bile bir yolumuz olamaz…
***
Osmanlının, Selçuklunun kültürü iman kültürüdür. Bu kültür, hiçbir zaman bu milletin tescilinden, ruhi derinliklerinden silinmemelidir. Daima küllerinden, yeniden dirilmeyi beklemiştir…
***
Eğer milletin tescilinden bu kültür silinmiş deniliyorsa, kesinlikle bilinmiş olsun ki batı dünyası adına çalışan hıyanet ellerinin müdahalesiyle olmuştur… Millet artık yavaş yavaş uyanmalıdır, öğrenmelidir, bilmelidir. Benim aba ecdadımın kültürü, iman ve inanç kültürüdür, tarihi gerçeğe dayalı bir kültürdür.
***
Eğer Kur’an kültürü, Hadis kültürü, tefsir kültürü, Osmanlı kültürü ve tarihi yoksa biz bu kültürle gençliğimizi bir yere götüremeyiz. Dolayısıyla bu milletin alın terinden akan vergilerle oluşturulan devlet bütçesi, eğitim ve öğretimde boşa harcanmıştır…
***
O bütçe, milletin istek ve arzuları paralelinde harcanması lazım... Ki o da iman ve İslam kültürüne dair, harcamadır… Yoksa şuraya buraya para harcanıp da boş teneke gibi ses veren bir gençlikten, bir siyasi iradeden bir şey çıkmaz.
***
Kaldı ki milletin alın terinden dökülen vergiden oluşan maliyetin vebali çok ağırdır... Hem maddi hem de manevi, faturası ağırdır... Bakınız yüz yıldan beri koalisyonlar da dahil olmak üzere nice iktidarlar gelip geçti…
***
Ne hazindir ki, hiçbiri gerek kültür açısından gerek teknolojik açıdan gerek ekonomik açıdan kayda değer bir şey getirmemiştir millete. İşte bundan dolayıdır millet tepkili. Millet bu kültürle yaşamayı istemiyor ve desteklemiyor.
***
Siyaset ve politika adeta milli iradenin karşısında yürümüştür. Bir olamamıştır... Hala da bildik istikamette yürümektedir… Ne diyoruz; Milli irade milli kültür demektir, milli tarih demektir. Bu olmadığı takdirde yapılan her şey milletin tersine harekettir ve millete ihanettir.
En derin saygı ve sevgilerimle.