ÜLKENİN GELECEK MANZARASINI MERAKLA BEKLEYEN MİLLET!? (III)
Sohbet başlığımız yerini koruyor ve bugün üçüncü faslı işliyoruz!.. Meslek icabı, günün ilk saatlerinde, elbette ki ilk etapta yazılı medyaya odaklanıyoruz.. Bir önceki gün yaşananlar neler ve manşetlere, köşelere nasıl yansıtılmış!.. Diğer yandan görsel medyayı ise, kritik haber saatlerinde, izliyor ve dinliyorum!..
***
Öyle ya; kim ne yapıyor, kim ne söylüyor?.. Sağ veya sol cenahta neler oluyor, neler bitiyor.? Dindar, dinsiz, onların dünyasında, olup biten nedir?! Siyasi partiler de, esen rüzgar.? Liderlerin birbirlerine söyledikleri?.. Kısacası günlük gelişmeleri, acizane onları takip ederek, öğreniyoruz..
***
Ki “görünen köy kılavuz istemez..” Ülkenin de, milletin de hal-i per melali orta yerde cereyan ediyor.. Vahim bir toplumsal “ahlaki çürümüşlük” söz konusu.. Yaşamın her alanında, halk deyimiyle A’dan Z’ye neden söz ederseniz edin; bir yozlaşma, bir devşirme, bir asimilasyon, bir yıkıntı var!.. Ne insani, ne rahmani ve ne de vicdani bir yaşam biçimi?.. Tüm değerler yerle yeksan misali..
***
Biliyorum diyeceksiniz ki yine mi “karamsar tablo çiziyorsunuz?..” Haklısınız.. Ama hakikat saklanamaz.. Kaldı ki, görüyoruz, duyuyoruz, yaşıyoruz!.. Ve toplum da, her şeye vakıf.. Terörü kısm-i olarak çökerdikse de, bugün aile içi şiddet, hırsızlık, yolsuzluk, usulsüzlük, rüşvet, adam kayırma.. Beri yanda, uyuşturucu ve fuhuş, cadde ve sokaklada bağımlı gençlerin zombi halleri..
***
Yoksulluk, fakr-ü zaruret!.. İşsizlik.. Yatırım ve istihdam alanlarının, yetersizliği.. En önemlisi de, Türkiye’nin para değerinin hızla kayıplara uğrama hali.. Bunları detaylı şekilde bir önceki yazılarımda aktardım ve sorguladım.. Yaşanan ve yaşatılan halin geldiği nokta, bugüne özgü oluşa gelmiş değildir.. Geçmişi vardır.. Ve o geçmişte, 1925’lere, 1950’lere dayanmaktadır..
***
Kimse de inkar edemez!.. Tarih sayfaları sabittir.. Türkiye’de yıllar yılı insanlar, özellikle inanan Müslüman kesim inancından, ibadetinden, fikrinden ve yaşam biçiminden dolayı dışlandı, ötekileştirildi, asimile edilmeye zorlandı.. Büyük esaretler yaşadı.. Kitapları yasaklandı, Kur’an-ı Kerim’e ambargo konuldu, yakıldı.. Camilere, medreselere kilit vuruldu..
***
Toplumun bin yıllık tarihi, inancı, aba ecdatı inkar edildi.. O nurlu, o imanlı ahlakı, askıya alındı.. Ne adına, batı adına, ne adına batıl anlayışı bünyesinde barındıran “Laiklik” adına.. Çünkü, Türkiye’de “laiklik” dinsizlik olarak, dayatıldı ve uygulandı… Devlette, toplumda, birey de dinden uzaklaştırıldı..
***
Ve bunun tek uygulayıcı ve savunucusu, batı odaklı bir proje olan CHP anlayışı oldu.. 1. Dünya harbinde “kaybedilmeyen” ülke insanı kadar, CHP’nin tek parti, şeflik ve dipçik döneminde, kaybedildi.. Kimi idam edildi, kimi zindanlarda çürüdü, kimi de sürgünlere tabi tutuldu.. Kaldı ki, Anayasaya kendini nüfuz ettirdi, devletin kılcal damarlarına kadar kendisini yerleştirdi.
***
Tüm bu şirretli organizasyon ve projeye rağmen bu ülke insanı, “batıla” biat etmedi.. Her ne kadar kısm-i olsa da, bugün onun eseri olan “asimile edilmiş, dinden, inancından, geleneğinden, göreneğinden, tarihden, aba ecdadından” uzak bir kesim var ise de.. Milletin ekseriyeti, tarihsel realitesinden sapmadı!…
***
Kimin ne yaptığının farkına vardı.. Uyandı, CHP’nın “batıl ve seküler” bir tarikat olduğunu.. Kendi toparladı, çekin düzen verdi.. Ve 1950’den itibaren, CHP anlayışına kırmızı kart gösterdi.. “Yetti artık, dur.. ileri gitme..Bu millet senin densizliğine ve sana imkân vermez” dedi.. O günden bugüne imkan vermedi.. Ne iktidar şansı ve yüzü verdi, ne de temsiliyet!..
***
Bu millet “Elhamdülillah” bin seneden beri aba ecdadının inancıyla, İslam kültürüyle, medreseleriyle, ezanlarıyla kalkıp oturmuştur.. Öyle inanıyor ve ümit ediyoruz ki, bu oturuş ve duruş baki olacaktır.. Dün de ifade ettim.. Bu millet yabancı mahsulleri, ithal malı olan kirli ideolojilerin mefkurelerini, yaşam alanında istemiyor…
***
Şunu da, vurgulamadan geçmek istemiyorum!.. Ne yazık ki, bir çok siyasi parti gelip gitti.. Demokrat Partisinden tutun da Adalet Partisine kadar.. Milli Selametten, bugün iktidarda bulunan AK Partiye kadar.. Maalesef hiçbiri aba ecdatın kültürüne ve dinine, samimi ve ihlaslı, kapsayıcı bir şekilde sahip çıkmadı… Çıkan da, denir ya dostlar alışverişte görsün misali!..
***
AK Parti için.. Denir ya “yiğidi öldür, ama hakkını ver?”.. İktidarları döneminde; “biz medreseleri kapatmıyoruz, camileri kapatmıyoruz” dedi…Pek tabi ki, bu imkânı da sağladı millete… İnkar edilemez.. Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan da aynı o kültürden geldiği için.. İman ve İslam kültürünün gereği olarak; “Ayasofya Camisini ibadete açtı..”
***
Hiç kuşkusuz ki bu adım, Türkiye ve İslam dünyası için bir milattı.. Allah razı olsun ebediyen kendisinden.. Bu bile, yeter de artar.. Camileri, cemaatleri, inananları koruyan bir lider… Ama kendisinden öncekiler öyle yapmadı.. Keşke yapmış olsalardı…Bugün, Erdoğan ahlakı çürümüşlükle, toplumsal dejenerasyonla boğuşmazdı.? Bunlara dair çözüm üretme gayretinde bulunmazdı, prangaları kırmazdı?!
***
Hatırlarsak.. Bir dönem; Risale-i Nur okuyanlar biraraya gelemiyorlardı.. Toplandıklarında, “irtica-i faaliyet var” diye gözaltına alıyorlardı.. Sohbetlerine, hatta içlerine ajan sokuluyordu.. Sonrasında, polis sohbete katılanları yakalayıp sorguluyordu…Çok şükür; o günler eskide kaldı.. Şimdi her şey sapasağlam.. O da, imanlı dindar devlet adamlarının sayesinde oldu.
***
Hep ifade ediyorum.. Erdoğan’ın yaptığını cumhuriyetin kuruluşundan beri, İslam alemi için, hiçbir siyasi lider yapmamıştır.. Menderes Ezan’ı aslına döndürdü ama şehit oldu, Allah rahmet eylesin. Erdoğan da kozmopolit bir anlayışla milletin karşısına çıkmamıştır. Sapasağlam, dosdoğru, imanlı bir anlayışla milletin karşısındadır. Güzel konuşmaları da imandan geliyor diye düşünüyoruz.
***
Gelirsek, madalyonun diğer yüzüne!.. Ne yazık ve hazindir ki, partinin bünyesinde partiyi kirleten, lekeleyen çok yanlış insanlar türemeye başladı.. Çok yanlış anlayışları benimsiyorlar.. İşte bunları ivedi bir şekilde, ayıklamaları lazım. Vurguncu, rantçı, menfaatçi, ihaleci insanların varlığı artık inkâr edilemez boyuta gelmiştir!.
***
Yıllardan beri bunları yazıyoruz, çiziyoruz, ama her şey yerinde sayıyor. Keşke Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan buraya da bir el atsaydı, partinin bünyesini böylesine çapulcu anlayışları barındırmayıp, temizleseydi… Parti daha doğru bir istikamette menzilini alırdı diye düşünüyorum.
***
Çevresine ağ kurmuş, parti yönetiminde yer alan bazı yanlış insanlar var.. Ve gerek il teşkilatlarında olsun, gerek genel merkezde olsun, gerek Ankara İl teşkilatında olsun, yorulmuş veyahut adı hep rantçı olarak görüntü vermiş insanların yarattığı tahribat “mızrak çuvala sığmaz” hale gelmiştir.. Bu insanların artık partinin semtinden bile geçmemeleri gerekir…
***
Bizlerin de, Partiye gönül verenlerin de temel beklentisi bu minvaldedir.. Birileri partiye girmeden evvel baldırı çıplak, hiçbir şeyi yoktu, çulsuz idi!. Amma parti iktidara geldikten sonra partiyle imtizaç sağlayanlar çullu olmaya başladılar.. O kadar servet, o kadar mal varlığı nereden geldi dememek elde değil? Hepsi de iktidar partinin gölgesinde servet sahibi oldular.
***
Gerek Ankara’da, gerek Doğu’da, gerek Güneydoğu’da her tarafta böyle insanların varlığı söz konusudur. Burada isim zikretmiyorum. Eğer bu isimler olmasaydı CHP oyların üçte birini bile alamayacaktı? Ama ne fayda, bunlar bu partiye zarar veriyorlar. Öyle inanıyoruz ki büyük devlet adamı Sayın Recep Tayyip Erdoğan ilerleyen zamanlarda da olsa gözden geçirecektir.
***
Bu itibarla zaman zaman bu tür olaylara değiniyoruz, yazıyoruz, çiziyoruz. Bu parti milletin partisidir.. Türkiye’nin partisidir, 85 milyonun partisidir. Allah korusun, eğer Erdoğan bu partinin başında olmazsa batıya ilhak etmiş bazı kirli düşünceler, rantiyeciler daha fazla yol almış olacaktı, belki de Türkiye çoktan sömürülen ülke haline gelmiş olurdu…
***
Temennimiz ve beklentimiz, Erdoğan, bunları da parti bünyesinden temizleyecektir… Erdoğan’ın kurduğu bu parti, o hayatta olduğu müddetçe inşallah milletin gözünden düşmeyecektir diye de temennide bulunuyoruz.. CHP ve onun rotasında yürüyen partilere bu ülke insanı “iktidar şansı vermez..” Erdoğan hayatta olduğu müddetçe, bu parti Â’la-yı İlliyine kadar ilerler diye düşünüyorum.
En derin saygı ve sevgilerimle.