Emirdağ Lahikası
Salisen: Buradaki talebeler de Ramazan-ı Şerifinizi tebrikle beraber kendilerince pek çok nümuneler içinde eski komünistlerin işkencelerinden bir iki nümune yazıp leffen size takdim ediyorlar. Belki bir vakit bu mealde gazetelerde bir makaleyi neşredecekler. Umum kardeşlerim ve hemşerilerime selâm ve duâ eden ve hastalık sebebiyle vazife-i ubûdiyeti tam yerine getiremeyen ve Nurcuların mânevî yardımlarına ve onun bedeline duâ etmelerine ve mânevi kazançlarına muhtaç hasta kardeşiniz.
Said Nursî
Halk Fırkası iktidar partisi iken Üstâdımıza yapılan eşedd-i zulüm ile yüzer kanunsuz işkencelerinden birinci nümunesi:
Zemin yüzünde bu asırdaki kadar misli görülmeyen bir zındıka cereyanının plânlarıyla Üstadımıza yirmibeş senedir istibdâd-ı mutlak ile yapılan zulmün bir nümunesi şudur ki: Nefes almak üzere kapalı araba ile kırlara gitmek için dışarıya çıktığı zaman, buranın büyük bir memuru kıyafetine ilişmek istemiş. Bu beş cihette kanunsuz ve beş vecihle vicdansızlık olan hadsiz cüretkârlığa karşı deriz ki:
Padişahın küçük bir tahakkümüne tahammül edemeyen ve Meşrûtiyet ilânında ve Divan-ı Harb-i Örfîde mahkeme reisi Hurşid Paşaya ve mahkeme âzalarına cevaben:
“Eger Meşrûtiyet bir fırkanın istibdadından ibaret ise; bütün ins ve cin şâhid olsun ki, ben mürtecîim. Şeriatın birtek mes’elesi uğrunda bin ruhum olsa fedaya hazırım” diyen ve Meclis-i Meb’usanda Mustafa Kemal’e karşı: “Namaz kılmayan hâindir, hâinin hükmü merduttur.” söyleyen ve İslâmî kıyafeti kat’iyyen ve asla tebeddül etmeyen ve kıyafetine ilişmek isteyen ve sonra kendi kendini öldürmekle tokadını yiyen Nevzat isminde Ankara vâlisine: “Bu sarıkbu başla beraber çıkar.” tarzında konuşarak boynunu göstermesiyle dokunulmayan bir zâta; hem Isparta, hem Eskişehir, hem Denizli Mahkemeleri dahi başını açtırmadıkları ve son Afyon Mahkemesi müstesna binlerce halk ve yirmi polislerin bulunduğu sıralarda bile başını açması ihtar edilmediği ve münzevî olduğu halde; o düşüncesiz memurların mânasız ihanet için müdahale niyeti, doğrudan doğruya anarşilik hesabına vatan ve millete tehlike getirmeğe çalışmaktır. Ve bütün bütün kanunsuz olmakla beraber... senelerden beri emsaline rastlanmamış, bir feragat-ı nefs ve fedakârlıkla en ağır şerait altında yüz otuz parçadan müteşekkil muazzam ve harikâ eser külliyatiyle vatan ve milletin mânevî kurtuluşunu te’min eden böyle bir zâta bu tarzda ilişmek, elbette millet ve gençliğin mahv u perişan olmasına gayret eden gizli vatan düşmanlarına yardım etmek ve âlet olmaktır.
Afyon’da bir iki müterrid, bir zındık masonun iştirak ve teşvikiyle, o insanın bu tarz ihanet etmek fikrine; hiçbir ihaneti kabul etmeyen Üstadımızın tahammül etmesinden ve ehemmiyet vermediğinden şu hakikatı kat’iyyen anladık ki: Bu vatan ve millete kendi yüzünden bir zarar gelmemesi için haysiyetini, şerefini, nefsini, ruhunu, rahatını dahi feda etmiştir.
Konyalı Zübeyr
Aziz, Sıddık Kardeşlerim!
Evvelâ: Hem sizin, hem bu memleketin, hem âlem-i İslâmın mühim bayramlarının mukaddemesi olan, bu memlekette şeâir-i İslâmiyenin yeniden parlamasının bir müjdecisi olan Ezan-ı Muhammedînin (A.S.M) kemâl-i ferahla onbinler minarelerde okunmasını tebrik ediyoruz. Ve seksen küsür sene bir ibadet ömrünü kazandıran Ramazan-ı Şerifteki ibadet ve duâlarınızın makbûliyetine “Âmin!” diyerek Rahmet-i İlâhiyeden herbir gece-i Ramazan Leyle-i Kadir hükmünde sizlere sevap kazandırmasını niyaz ediyoruz. Bu Ramazanda şiddetli zafiyet ve hastalığımdan tam çalışamadığıma sizlerden mânevî yardım rica ederim.
Devam edecek