DEPRESYONUN DANSI

Günümüzde birçok kişinin kendisinin yaşadığı bir duygu durum olduğunu düşünerek ifade ettiği bir kavram var: Depresyon. Özellikle sosyal medya ve blog sayfaları üzerinde yapılan paylaşımlarda depresyonun kısa süreli depresif duygu durumunun ifade edileceği şekilde anlatılması, karşılaştığımız birçok kişinin kendisi için bu tanıyı koymasına yol açmaktadır. Depresyonu bu şekilde tanımlamamızın sebebi, alanında bir uzman ile yapılan görüşmeler sonunda kişi için depresyonda olup olmayacağı kararına varılmasıdır. Karşılaştığımız birçok kişinin içinde olduğunu savunduğu bu duygu ve durum aslında nedir?

Depresyon, insanda bazı şeylerin meydana gelmesine sebep olmaktadır. Bunlar, kişinin içinde olduğu en az son iki hafta içerisinde kendini uzun süreli olarak mutsuz, değersiz, depresif, kaygılı, çökkün hissetmesi ve kendinden nefret etmesidir. Bunun yanında kişinin uyku ve iştahta değişiklikler yaşaması, hiçbir şeyden zevk alamaması, enerji düşüklüğü yaşaması, odaklanma ve anlama güçlüğü çekmesi, ilgi kaybı, yaşamanın anlamsız olduğunu düşünmesi gibi durumlar da depresyondan kaynaklanmaktadır. Depresyon, kişinin aktif olmasını engelleyen, kapasitesini daraltan bir durumdur. Kişinin duygu, düşünce ve davranışlarını büyük ölçüde etkiler. Bu durum fiziksel ve psikolojik sorunların yaşanmasına yol açabilir. Kişi sürekli bu gibi duygu durumlar içerisinde olması sebebiyle günlük yaşam, sosyal ve iş ilişkilerinde olumsuz sonuçlar yaşayabilir.

Çocuk/ergen, yetişkin ve yaşlılarda depresyon belirtileri değişkenlik gösterse de her yaş için ortak belirtilerin keyif alamama, konsantrasyon bozukluğu, uyku düzeninin bozulması, aşırı hassasiyet, değersizlik hissi, yalnız kalma isteği olduğunu söyleyebiliriz.

Hareket halinde olmak, depresyon ve onun var ettiği sonuçlarla baş etmek için en etkili yoldur. Küçük basit hareketlerle bedeni hareket ettirmek, kişinin fiziksel canlılığını sağlar. Stres hormonunu düşürüp gerginliği azaltır, mutluluk hormonu salgılayarak ruhsal çöküşü hafifletir. Kan dolaşımı hızlandığı için enerji seviyesi artar, yorgunluk hissi azalır böylece kişi kendini hareketlerini devam ettirebilecek güçte hisseder.

Özellikle pandemi ile alternatif bir terapi yöntemi sayılan doğa sporları, depresyon ile mücadele etmede de tercih edilmektedir. Yapılan araştırmalar kişinin doğal alanda zaman geçirmesinin depresyon ve kaygıyı azalttığını göstermektedir. Dikkat ve konsantrasyon gerektiren faaliyetler beden hareketliliği ile canlı tutulur. Böylece fiziksel ve ruhsal düzenlemeler meydana gelir, enerji seviyesi artar. Yaptığımız gözlemleri göz önünde bulundurduğumuzda kamp, yürüyüş, tırmanış gibi sporları yapan bireyler daha zinde, enerjik, umutlu, sakin ve kendindedirler. Grupla yapılan faaliyetler ile kişiler sosyal ilişkilerini düzenler, dahil oldukları gruplarda kendilerini ifade eder ve sorumluluk alarak ekip çalışmalarında rol oynarlar.

Diyarbakır’da yaşayan bir birey olarak yaşadığım coğrafyanın doğa sporlarına elverişli olduğunu düşündüğüm çoğu parkura katılıyorum, çeşitli faaliyetleri deneyimliyorum. Dahil olduğum çalışmaların olumsuz düşüncelerimi düzenlediğini, kendimle vakit geçirdiğim için öz düzenleme yapma fırsatı sunduğunu, grup faaliyetleri ile daha sosyal biri haline getirdiğini ve toplulukta kendimi ifade etme becerisi kazandırdığını, bedensel hareketliliği sağlayarak daha zinde tutuğunu kısacası iyi oluşumu engelleyen duygu ve düşüncelerim üzerinde düzenleyici bir role sahip olduğunu söyleyebilirim. Depresif duygu ve düşüncelerimin hareketliliğim sebebiyle kısa sürede etkisiz hale geldiğini, daha üretken biri olmam konusunda destekleyici olduğunu fark ettiğim ve rutinlerim arasında yer verdiğim haftalık doğa yürüyüşlerimin doğanın yanı sıra kendimi keşfetmem için bana sunulmuş bir fırsat olduğunu düşünüyorum.

İyi oluşu engelleyen tüm etkenler için önleyici çalışmaların yapılması gerekmektedir. Depresyonun sizinle olan dansını doğa ile dans ederek sonlandırabilirsiniz sevgili okur.