Emirdağ Lahikası

Bu tarzda müsadere ne derece kanuna muhalif ve Demokrat hükümetini tanımamak ve Adliye Bakanının verdiği emri ne derece dinlemediklerini ve ehemmiyet vermediklerini gösteriyor. Ve adliye adâleti hâricinde dehşetli bir garaz hükmediyor. Kitaplarımızın ellerindeki tamamını, binler kelimeden bir-iki kelimeyi suç mevzuu bahanesiyle vermek istemediklerini ve bu suretle Nurların neşrine mâni olmak istediklerini ve suç diye gösterdikleri noktalarda bizim tarafımızdan müdafaatımızda onların seksenbir hatâlarını “Hata-Savab Cetveli”nde isbat edilmekle açık garazkârlıklarının gösterildiğini; hem elyevm yasak olmayan yüzbinler tefsirlerde yazılı bulunan tesettür ve irsiyet hakkındaki iki âyetin birkaç satırlık tefsiri yüzünden dünyada hiçbir kanunun müsaade etmediği acib bir zulüm ile dörtyüz sahifelik Zülfikar Mecmuasını müsadere edip bize vermemek suretiyle bir zulüm irtikâb ettiklerini; hem Afyon’da iki sene ellerinde kalan bütün Risale-i Nur’un parçaları, daha evvelden hem Denizli, hem Ankara, hem Isparta hükümeti müsadere edip dört sene zaptettikten sonra hiçbiri noksan olmadan yüzyetmiş mecmuayı bize iade ettiklerini ve bizim en mühim suçumuz, Risale-i Nur’un mahrem bir parçasında elli sene evvel bir hadisin tefsirinde, cebri kanunlarla şapkayı giydiren ve Din-i İslâmı bu mübarek Türk Milletinden kaldırmak için Lozan Muahedesinde söz veren ve pek şiddetli ve dehşetli hücumlarına rağmen hiçbir hakiki Müslüman Türkü Protestan yapamayan ve Millet-i İslâm için pek çok zararlı olduğunu ef’aliyle isbat eden ve Hadîs-i Şerifin haber verdiği o müthiş şahıs kendisi olduğunu, hayat ve mematiyle gösteren Mustafa Kemal’e bir mahrem eserde “Din yıkıcı, Süfyan” dediğimizi ve “kalblerdeki sevgisini bozmağa çalıştığımızı” isnad edip kararnamede mahkûmiyetimize sebep olduğunu ve Mahkeme-i Temyizin Afyon Mahkemesinin bu haksız kararını bozmasıyla yeniden görülmeğe başlanan dâva af kanunu çıkmasiyle, dosyalarıyla ve bütün Nur eserleriyle çürütülmek için mahzene atıldığını ve bilâhare Adliye Bakanlığınca, Sungur’un keşide ettiği telgrafı üzerine, bütün eserlerin verilmesine emir verildiği halde hiçbiri iade edilmeyerek yeniden suç mevzuu olanlarını tefrik etmek; belki tamamını suç mevzuu yapmak istemeleriyle Risale-i Nur’un tam serbestisine mâni olmak istediklerini bildiren ve üç seneden beri bizi aldatan böyle eşhasa, Nurun işlerini bırakmamak için Başbakan ve Adliye Bakanının nazar-ı dikkatlerine arzedilmek üzere bu meâldeki adaletperver Demokratlara istida yazılması, vatan ve millet menfaatine lüzumu var.

Lâfza-i Celâl üzerinde i’cazı gözle görülen Kur’ân’ımızı almak için istida ile Diyanet Riyasetine müracaat edilmesi gibi sırf garazla ve ecnebi parmağıyla aleyhimize dönen işlerden ve işkencelerden bizi ve âlem-i İslâmı pek çok sevindiren Demokratların dikkat edip nurcuları kurtarmalarını, hürriyetperver hükûmetten rica ederiz.                 

Devam Edecek