Emirdağ Lahikası

Aziz, Sıddık Kardeşlerim!

Ben size bugün mektup yazacaktım. Ziyade rahatsızlığım sebebiyle telâşta iken, aynı dakikada Mustafa Gül ve İbrahim Gül geldiler. Hem bana ilâç, hem teselli, hem büyük sevince vesile olduklarından, o iki mübarek kardeşimi benim vekillerim ve bir mektup olarak size gönderiyorum. Onlar birer Said olarak benim bedelime sizi ziyaret ve tebrik edip sâir şeylerimi de size beyan etsinler.

Said Nursî

[Üstadımızın tebrik telgrafına Reis-i Cumhur Celâl Bayar’ın telgrafla verdiği cevaptır.]

Bediüzzaman Said Nursî

Emirdağ

Samimî tebriklerinizden fevkalâde mütehassis olarak teşekkürler ederim.

Celâl Bayar

Aziz, Sıddık ve Mübarek Kardeşlerim!

Evvelâ: Nurdan bana çok lüzumu bulunan Medresetü’z-Zehranın fütuhatçı mahsulâtını ve kahraman Tahirî’nin merhume haremi ile ve merhume iki kerimesi namına gönderdiği mecmualarını ve iki hafta evvel merhum Hâfız Ali’nin bir hayrü’l-halefi Mustafa’nın tam zamanında tamam Mektubatını ve Nurun metin bir kumandanı Re’fet Beyin kendi kalemiyle yazdığı mübarek mecmuasını ve pek güzel ve mânidar rüyalı mektubunu aldım ve çok sevindim. Onların her bir harfine Cenab-ı Erhamürrahimîn sizin her birinize ben hasene ihsan etsin. Merhume Hatice ve merhume Hicret’in ve merhuma Âişe’nin ruhlarına ve kabirlerine binler rahmet eylesin. Âmin.

Saniyen: İkinci bir Husrev olan Mustafa Osman’ın mektubunda Sabri namında bir kardeşimizin benim hizmetim için, yanıma gelmesini istemesi beni çok memnun etti. O gelmiş ve birkaç ay hizmet etmişçesine kabul ediyorum. Fakat şimdi benim hizmetime hariçten gelmeğe ihtiyaç kalmamıştır. Ne vakit ihtiyaç olursa o zaman haberdar edeceğim. Hakikaten Eflâni havalisinde Isparta kahramanları mahiyetinde küçük kahramanlar yetişmeğe başlamıştır.

Sâlisen: Nurun demirbaş kâtibi ve şâkirdi Kâtib Osman’ın Risale-i Nur bahçesinden gönderdiği yaş üzüm teberrükünü ve Medresetü’z-Zehranın çok ehemmiyetli bir şubesi ve bir merkezi olan Sava’nın gayet mübarek teberrüklerini kaideme muhalif olarak onların hatırı için kabul ettim. Ve kime yedirsem de, onların hayrı olarak yedireceğim.

Râbian: Nur kahramanı Husrev’in, ben Emirdağ’ında iken bana yazdığı umum mektuplarından mühim parçalarını, hususan benim yazdığım mektupların hulâsalarını hâvi kısımlarını bir defterde yazmıştım. Fakat ben hapiste iken birisi, hoşuna gitmiş, almış; kayboldu. Şimdi tekrar eski mektuplarından kırk kadar bende var. Onları inşâallah ben işaret edeceğim; burada yazdıramazsam size göndereceğim. Bir defterde cem’edilerek belki ehemmiyetine binaen taksir edilecek.

Hâmisen: Sözler Mecmuasından onbeş tanesini Ankara’ya gönderdim. Çok faide vermiş. Oradaki Nurcular kahramancasına ihtiyat perdesi altında çalışıyorlar.

Sâdisen: Sizde bulunmayan ve Husrev’in istediği Mektubatı tashih ettim. Birisiyle göndereceğim. Bu defa Yirmidördüncü Mektubu çok kıymetli, çok ince, çok derin ayn-ı hakikat gördüm.

Umuma binler selâm.

Said Nursî

Devam Edecek