Emirdağ Lahikası

İşte bu vahşiyane irticaın, bu dehşetli zulümlerine karşı gelen Kur’an şakirdlerinin Kur’an’ın yüzer kanun-u esasisinden ayetinin ders verdiği kanun-u esasisi ile adalet-i i hakikiyeyi ve ittihadı ve uhuvveti temin etmeğe çalışan ehl-i iman fedakârlarına “mürteci” namını verip onları müttehem etmek; mel’un Yezid’in zulmünü, adalet-i Ömeriyeye tercih etmek misillû en vahşi ve zalimane bir engizisyon kanununu, beşerin en yüksek terakkiyatına ve adaletine medar olan Kur’ânîn mezkûr kanun-u esasisine tercih etmek hükmündedir. Hükûmet-i İslâmiye ile bu memleketin selâmetine çalışan ehl-i siyasetin mezkûr kanun-u esasisine tercih etmek hükmündedir. Hükûmet-i İslâmiye ile bu memleketin selâmetine çalışan ehl-i siyasetin mezkûr hakikatı nazara alması lazımdır. Yoksa üç veya dört cereyanın muannidane muaraza etmeleriyle, o kuvvetler, muaraza sebebiyle zayıflar. Memleketin menfaatine ve asayişine sarfedilecek o zayıf kuvvetle hâkimiyetini –hattâ istibdad ile de olsa- asayiş ve emniyet-i umumiyeyi muhafazaya kâfi gelmediğinden Fransız ihtilâl-i kebirinin tohumlarının bu mübarek memleket-i İslâmiyeye ekilmesine yol vermektir diye telâş edilebilir.

Mâdem bu ittifaksızlıktan gelen za’fiyet ve kuvvetsizlik sebebiyle ecnebinin politikasına ve ehemmiyetsiz, muvakkat yardımlarına karşı bu acib mânevi rüşvetler veriliyor, dörtyüz milyon kardeşin uhuvvetine, milyarlar ecdadın mesleğine ehemmiyet verilmiyor gibi bir mâna hükmediyor. Ve âsâyiş ve siyasete zarar gelmemek için bu kadar israfat ile bol maaşlar suretinde kuvvet te’minine kendilerini mecbur zannederek rüşvetler veriliyor; milletin fakr-u hâli nazara alınmıyor. Elbette ve elbette ve kat’i olarak şimdi bu memleketteki ehl-i siyaset, garba ve ecnebiye verdiği siyasi ve mânevi rüşvetin on mislini âlem-i İslâmın ileride Cemahir-i Müttefikası hükmünde olacak olan dörtyüz milyon Müslüman kardeşlere memleket ve milletin ve bu devlet-i islamiyenin selâmeti için gayet azim bir bahşiş ve zararsız rüşvet vermesi lazım ve elzemdir.

İşte o makbûl, lâzım ve çok menfaatli, caiz ve vâcib rüşvet ise teâvün-ü İslâmın esası ve hediye-i Kur’ân’ın semavi bir düsturu ve rabıtası ve kudsi kanun-u esasisi olan kudsi, esasî kanunlarını düstûr-u hareket etmektir.

Üçüncü Nokta, şimdilik tehir edildi.

Said Nursi

Devam edecek