BİR KİŞİLİK ANALİZİ; BOLU BEYİ EGOSU VE AŞAĞLIK KOMPLEKSİ
Çocukluğu yokluk içinde geçen ve toplum tarafından pek sosyal statü ve kabul görmeyen
şahsiyetlerde sürekli yaşanan bir kişilik bozukluğudur.
İşte bu şahsiyetler hasbelkader bu kabuklarını yırtıp saygın konumlara geldiklerinde çevrelerine ve
geldikleri topluma bir "Bolu Beyi sendromu" yaşatırlar.
Psikologların tespitine göre her iki ruh hali yani "Aşağılık kompleksinden" kaynaklanan intikamcı ego, bir
arada sergilenebilen ve çok tehlikeli davranışların oluşmasına neden olan bir kişilik bozukluğu
durumudur.
Toplum bunu fark etmez ancak bu tür kişilerin yarattığı toplumsal sorunlar ve sonuçları yıllarca
etkisini devam ettirir.
Güneydoğu insanının yapısı ile özdeşleşmiştir bu ruh hali.
Sürekli baskı altında olan toplumlarda bireysel bir çıkış çabasının bir sonucudur bu.
Şener Şen tiplemelerinde yani ‘’Ağa’’ yandaşı temalı filmlerde tasvir edilir bu ikilemli kişilik.
Ağaya köyü ispiyon eder, kendi babasını, karısını, bacısını komşusunu ağaya şikayet ederler.
Gözünü kestirdiği komşusunun tarlasını almak için her türlü hile hurda yalan ve tezgah ne varsa
yapmaktan çekinmez.
Tüm bunları yapmasının karşılığı ise başının okşanması toplumda ağanın yanında endam etmesi ve
ağanın sofrasından beslenmesidir.
Çıktığı toplumdan sıyrılma ve bireysel olarak başka katmanlarda kendini kanıtlama çabası olarak ta
düşünülebilir.
İşte bu zihniyet ve bu zihniyetten türeyen kişilik sahibi insanlar kovuğundan çıktıkları toplumlara
büyük yok olmaya ve ağır zayiatlar vermeye başlarlar.
Tıpkısı bizde yani Diyarbakır’da olduğu gibi…
Köyünde dışlanmış itibar görmemiş Ahmet Efendi yıllar sonra Ağa rolünde Fötr şapka ile döndüğü
toplumuna ve beldesine geçmişin intikamını adeta alırcasına değişik davranış ve rollere bürünür.
Bu Bolu Beyi rolüdür.
Astığım astık , kestiğim kestik ben yaptım oldu modudur.
Her gittiği yerde rengarenk kaftanlar giyer, etrafında pır pır dönen ihtiyaç sahipleri, akraba ve
talepkar gürüh içinde dimdik ve bükülmez olarak görünmeye çalışır.
Uzatılan elleri parmaklarının ucuyla tutarken gözleri ile yukarıları seyreder.
Etrafında olan kişiliklerin varlığından o kadar habersiz ki kim var kim yok onu bile fark etmez.
Konuşurken kimsenin gözünün içine bakmaz çünkü ona göre muhatap alıp şahsına konuşacak
değerde kimse yoktur.
En karakterli ve itibarlı insanlara bile öyle küçümser bir edayla bakar ki bu dağlar benim mesajı
verircesine bir ego tatmini çabası vardır.
Görev icabı girdiği toplumda kendini bir holyvood filmindeki asıl karakter, geri kalan tüm insanları da
figüran olarak algılar.
Elindeki gücün imkanlarını kullanarak ‘’bak siz bana inanmıyordunuz ben nelere kadirim’’ dercesine
içinden çıktığı toplumu geri kalmış ortaçağ kabilesi olarak düşünür.
İşte bu geçmişinden kaynaklanan kişilik bozukluğu hastalığına sahip şahsiyetlerin devletin üst
görevlerine ve yetkili noktalar geldiklerini düşünün.
Tarih boyunca toplumların çöküşüne sahip olan ve büyük trajik hadiselerin yaşanmasına neden olan
kişiler bu gruptan çıkarlar.
Ellerindeki devlet gücünü kendi egosunu tatmin etmek ve aşağılık komplekslerini yenmek için
kullanmaktan geri durmazlar.
Aslında içlerinde geçmişten gelen fırtınalar kopar ancak insanlara kendilerine meltemi sunduğunu
iddia ederler.
Devlet gücünü rakiplerine ders vermek ve dışlamak için kullanan bu tür şahıslar aslında korkak ve
kifayetsiz kişililerdir aynı zamanda...
Kendilerinden daha büyük bir güç ile karşılaştıklarında çocukluklarına döner o dönemden aldıkları
dersi hatırlar ve hemen boyun eğerler.
Çünkü Bolu Beyi rolünün ebedi olmadığını çok iyi bilirler.
Bu türler çakma rol sahipleri olup bu beylik ruh ve asaletini taşımadıklarını çok iyi bilirler.
Bu yüzden güçlü dönemlerinde karınca misali kendi gelecekleri için her türlü tedbiri de alırlar.
Geçmişe ve aşağılandığı hor görüldüğü yılları bir daha dönmek istemezler.
Gücün bulunduğu yerde görünmek ve çöplüğünde tek adam olma hevesi hep bakidir.
Aslında çıktığı bu çöplüğün ana karakteri iken bulundukları makamların ve görevlerin verdiği şaşanın
ve şuursuzluğun içinde her taraflarından ışık halelerinin saçıldığını düşünürler.
Tam bir yanılgı ve gerçeklikten kopma halini yani ruhi hastalılarının doruğunu yaşadıklarının farkında
değildirler.
Bu nedenle en yakınındakilerine bile kazık atmaktan tereddüt etmezler.
Bu tür insanlar etraflarında hep sönük, ezik, içi boş adamlar tutarlar.
Bolu Beyi egosu ve sendromu olsa da gerçek bir Köroğlu’nun karşısına çıkacak cesareti ve karekteri
barındırmazlar.
Sürekli kaçak güreşir altan pis işlerle rakiplerini ekarte etmeye çalışırlar.
Bu nedenler yanında durdukları otoriteler hep yalan ve yanlış bilgiler aktarırlar.
Toplumun öncüsü ve lideri olamazlar.
Hep yan figür olarak önüne atılan ile yetinen kendi çöplüğünün tek adamı olamaya ve rollerini
sürdürmeye adaydırlar.
Şimdi devlet büyüklerimize ve bizi yöneten tüm otoritelere sesleniyoruz.
Ortadoğu kan gölü.
Haritalar çizilip duruyor
Büyük savaşlar kapıda.
Bölge kaynıyor ve yarın ne olacağımız belli değil.
Tüm bu sorunları ortasında hiç derdimiz yokmuş gibi ilimizi halkımızı gençliğimizi ve geleceğimizi bu
tür şahsiyetlere teslim etme çabasının ne anlamı var?…
Yılardır biz bölgemizde sorunlarla cebelleşip bedel öderken, bozucular yıkıcılara karşı direnirken,
devletimizi milletimizi savunurken Başkentte bir makam elde etmek için her türlü karektere bürünün
bu kifayetsiz şahısları halkımıza baş etme çabası neden?
Bu toplum bu insanlar ne günah işledi de ego sahiplerini önümüzde arzı endam
ettiriyor.
Bu halk zalim ve hasta karakterli Bolu beylerine değil, karşısında dimdik duran ve halkın içinden çıkan
Köroğluna inanarak direnmiştir.
Recep Tayyip Erdoğan bolu beyi karakterlerini yıkarak halk için bir Köroğlu olmuştur.
Bolu Beylerine kalsa idi; Ak Parti hiç iktidara gelmezdi.
Halkımız bölgemizde bu tür ruh haline sahip kişileri gördükçe isyanlarını her platformda dile
getirmekten geri durmazlar.
Yuhalananlar Köroğlular değil, Çakma Bolu Beyleridir.
Halkın bu isyanı görülmeli ve dikkate alınmalıdır.
Bazı şeyler için vakit geç olsa da bu yanlışın en azından farkına varılmalıdır.
Mukadderat nedir belli olmaz..
Ancak görünen köy için de klavuz istenmez bu bellidir.
Her musibettin bir hayrı vardır diyelim ve bu gün bununla avunalım.
Ancak Bolu Beyi Egolu Kompleksi sahibi karakterlere de eyvallahımız olmaz.
Bu da böyle biline…