DİYARBAKIR’DA DEVLET ERKANI VE GERÇEKLER..

Ülkedeki tüm illerimizde Devleti temsil eden kurum amirleri devlet erkanı olarak kabul edilir.

Bu Validen başlar, İş-Kur müdürüne, emniyet amirlerine , garnizon komutanlarına kadar devam eder.

İl'deki devlet erkanının görevi kanunlar içinde halka hizmet etmek.

Merkezi hükümetin icraatlarını tabana yaymak aynı zamanda devlet kurumsallığı ve disiplini içinde

tüm vatandaşlara eşit mesafede durmak ve herkesi dinlemek.

Gelen vatandaşlardan zengin, fakir, sıradan tanınmış ayırt etmeden dinlemek.

Halkın istek ve taleplerini yerine getirmek ya da üstlere iletmek.

Halkın içinde olup biten her hadiseyi merkeze doğru ve tarafsız iletmek.

Sorunları yerinde çözmek için halkın içinden çıkan ihtilaflara aracı olmak haklıyı haksızı ayırmak.

Tüm kapılarını herkese eşit olacak şekilde açık tutmak.

Vatandaşları eski tabir ile Bab ı Alide fazlaca bekletmemek.

Efendim şimdilerde bakıyoruz durum böyle mi? Diye...

Bu güne kadar Diyarbakır’a gelen tüm Valiler hükümet ile eş güdüm içinde halk ile beraber hareket

etmiş halka kapılarını hiç kapatmamışlardı.

Geçenlerde sayın Cumhurbaşkanımız ilimizi ziyaret etti ve kanaat önderleri saydıkları kişiler ile bir

iftarda buluştu.

O iftara gelen kişileri incelediğimizde

Din adamları dışında, temsil edilen kişilerin çoğunluğunun bölge kanaat önderleri değil, kendi

klanlarının temsilcileri olan işadamları...

Belli bir temsiliyeti olmayan zengin olmuş şahsiyetler..

Kim oldukları bilinmeyen adamlar…

Velhasıl kelam devlet erkanı kimi uygun görmüşlerse işte onlar.

AK Parti il ve ilçe örgütlerinden isim istemişler, kim kimin dostu, kim kimin yakını ise onun adını

yazdırmış.

Ey Devlet erkanı!..

Allah için elinizi vicdanınıza koyun ve doğruyu söyleyin.

İlimize yabancı bir heyet gelse ve halkı temsilen bazı şahsiyetler ile görüşeceğim der ise onların

karşısına Cumhurbaşkanımızın huzuruna çıkarttığınız hazirunu koyar mısınız?

Olay sadece bundan ibaret değil.

Siyasi Terminatör lakaplı Ak Partinin ildeki büyük abisi olan zatı muhterem kim biliyorsunuz...

Şimdi bu zat çıkıp valilik makamına; şunu çağır, bunu çağırma, şununla görüş, bununla görüşme , bu

bendendir bu değil, gibisinden talimatlarla ilimizin gerçeklerini yok edip tersyüz edebilir mi?

Eder…

Peki eder ise ne olur?

Tüm yalanlar gerçek olur…

Yani şehir dinamizmi ve gerçekliği tersyüz olur.

Hırsızlar muteber, soyguncular işadamı, ihaleciler yatırımcı, kifayetsizler makam sahibi olur...

Devlet erkanının etrafından bir sürü yalaka ve çıkarcı güruh oluşur.

Sayın… sayın…. Sayın..im diyerek gününü gün eder.

Tüm bunları kimin sayesinde yapar?

Tabi ki siyasi terminatör (yok edici)’ün talimatları ile.

Şimdi açık ve net olarak İlimizdeki Devlet erkanına söylüyoruz ki bunların içinde kayyumlarda var.

Etrafınız kuşatılmış ve kirli bir çevre oluşmuş.

Halkın gerçek temsilcilerinden gayet uzaksınız.

Devlet ile en işi olan esnaf, tüccar, sanayici tümünün seçildiği seçimlerde kimi desteklediyseniz

karşısındaki kişiler kazandılar.

Yani devlet erkanının etrafındaki şakşakçı takımı tam bir hezimet yaşadı.

Eskiden bu kişiler Devlet erkanından işaret bekler idi kimi seçelim diye.

Ya da devlet erkanını eskisi gibi liyakat sahibi kişilerden seçilmiyor mu diye düşünmemek elde değil.

Çünkü gerçeklikten bu kadar kopmuş bir irade olsa olsa Bolu Beyi sendromu sahiplerinin yansıması

olabilir kanaatimizce.

Şimdi etrafınızda öyle sahte adamlar var ki gerçekleri görmelerine engel adeta.

Bu işinize mi geliyor…

Sağlam çalışan şerefli namuslu işadamları gerçekleri söyler,

Ben de bunlara inanırım , sonra başıma ne işler gelir diyorsanız o sizin bileceğiniz bir şey.

Ya da sizin de frekansınız bunlarla bir değil..

Sebep ne olursa olsun yolunuz yol değil.

Etrafınızdaki müteahhit ve çıkarcı çevreden uzaklaşın.

Halk bunları biliyor ve görüyor.

Yapılan hiçbir şey unutulmuyor.

Bu şehrin namuslu şerefli yüzyıllık geçmişe sahip şahsiyetleri, kanaat önderleri var.

Diğer tüm partiler bunları buluyor , değer veriyor ve gidip danışıyor.

Hatta önerilerini dikkate alıp gereğini yapıyorlar.

Sizin etrafınızda ise kimler var şöyle bir bakın.

Kapınızda haftalarca görüşmediğiniz bu ilin gerçek sahiplerini bir kenara attığınızda

Onlarda sizi kalplerinin bir kenarına atar.

Sonuçlarını ise tüm halk ve bölge öder.

24 Haziranda genel ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri var.

Sayın Cumhurbaşkanımıza çizdiğiniz o pembe tablodan haberdarız.

Umarız ki sizin dediğiniz gibi olur.

Gerçekleri Cumhurbaşkanımızdan saklayabilirsiniz ancak 12 gün sonra tüm gerçek ortaya çıkacak.

Biz devlet erkanıyız herkes ile çalışıp gelen ağam giden paşam demek için de her türlü hazırlığımız var

diyorsunuz.

Bundan pek emin olmayın.

Sayın Cumhurbaşkanımız kesinlikle gitmeyecek.

Ancak sizin akıbetiniz, size yanlış talimatlar veren çakma Bolu Beyinizden farklı olmayacak…

Ondan önce gitmemeye bakın.

Çizdiğiniz yanlış tablonun ve doğruları örtmenin bedelini önce siz verirsiniz.

Seçimden sonra Sayın Cumhurbaşkanımız bunun hesabını sorar.

Bundan eminiz…

Vakit çok geç olmadan.

Aklınızı başınıza alın!.

Ve kendinize gelin…

Vesallam