SEÇİM SÜRECİ
Ak Parti ve diğer partilerin seçim süreçleri hem ülke genelinde hem de yerel baz da son sürat devam
ediyor.
Geçen günkü yazımızda Ak Parti ile ilgili Diyarbakır’da yaşanan sürece değinmiştik.
Son Samurayın sonu filminin sonunu hep beraber izleyelim demiştik.
Gün geçtikçe ‘’görünen köy klavuz istemez’’ misali her şey açık ve berrak görünmeye başladı bile.
Büyükşehirdeki kayyum ve müteahhit çevresine, İl başkanlığının iyi etüt edilmeden hazırlanmış
raporlarına ve birkaç çok bilmiş sözde siyasetçiye güvenilip hazırlanmış liste halkın önüne konuldu.
Sayın Cumhurbaşkanımıza ‘’efendim listeyi bana ver size en az 5 vekil getireyim’’ söylentileri dolanıp
duruyor.
Eğer Ak Parti 1. Sıra adayı Sayın M. Mehdi Eker bunu söylemiş ise büyük bir hedef koymuş sayılır.
Bu beşin rabiası gider ve elde bir kalır ise;
Korkarız ki bir tane 5 birilerinin yüzüne patlayacak…
Ama kime patlayacağını süreç gösterecek.
Kardeşim!
Yıllardır bu şehre ne yaptın ki bu gün kafana göre liste yapıp milletin önüne koyuyorsun diye sormaz
mı halk?
Nitekim gittikleri her yerde vatandaş bu soruyu soruyor.
Bu güne kadar ne yaptınız diye!...
Belediyeler…
Büyükşehir belediyesine kayyum atadınız iyi hoş da etrafında filizlenen gruplara rantçılara ne demeli?
Bu halk görmüyor mu?
9 ay sonra yerel seçimler yapılacak.
O zaman ne yapacak Ak Parti?
Sayın Mehdi Eker bey seçilmez ise Belediye başkanlığına aday olur mu?
Yada; aday sayın Oya Eronat’mı olacak?
Halk bu iki tercih arasında karar vermekte zorlanır mı?…
Geçen yanımıza gelen bir belediye görevlisi Diyarbakır’da belediye ve diski ihaleleri bir iki aile
arasında paylaşılıyor diye sitem etti.
Güya tüm ‘’ Odalar’’ bu ailenin mensupları ile doluymuş.
Tüm yetkili ‘’başlar ’’ bunlara aşırı ilgi gösteriyorlarmış.
Belediyede bu tür söylentiler ‘’Filizlenmeye’’ başlamışsa artık gerisini siz tahmin edin.
Her devrin her iktidarın adamları gününü gün ederken;
Gerçek dava sahipleri heba edilmiş yılların ardından nereye gideceklerine dair bir hayali bile olmadan
savrulmaya başladılar.
Bunun için mi belediyeler devralındı?
Batan geminin malları ya da devletin malı deniz zihniyeti nereye kadar götürecek sizi…
Ak Parti Adayları…
Halkımız önlerine konan tabiri caiz ise ‘’acı acuru’’ yemeye zorlandığının farkında.
Gerçek Ak Partililer ortada Sayın Cumhurbaşkanımız olmaz ise bunlara ne cevap vereceğini biliyor
ancak davaları için kurulan tuzağa düşmeyecek ondan eminiz.
Ama sonunda bunu kimin yiyeceğine halk karar verecek bundan da eminiz…
Bunca yıl saltanat süren tatlı su kaptanları gemilerini güvenli bir limana çekmek için fırsat kolluyorlar.
Aslında olanın bu gariban dava sahiplerine ve halka olacağını da çok iyi hesaplıyorlar.
Diyarbakır halkının önüne konulan Ak Parti listesi çaktırmadan sıvışma ve köşeye çekilme listesidir.
Ya da tek olayım listesidir.
İki olasılıklı bir plan ile hazırlanmışa benziyor.
Her iki durumda da kaybeden halk oluyor maalesef.
Bu anlaşılıyor ki Reis yalnız ve etrafı ihanetçiler ile dolu.
Diyarbakır listesi bu ihanetin en büyük göstergesi.
Ak Parti adaylarının gittikleri çoğu ilçede tepki ile karşılanmaları sadece listeye değil yıllardır ilimizde
kurulan derebeylik ve ağalık düzenine karşı bir duruş olarak ta okuyabiliriz.
Emin olun bunlar halkın umurunda değil.
Ancak tek endişe, bunların yüzünden Sayın Cumhurbaşkanımızın da etkilenecek olması.
Herkes bu seçimde Recep Tayyip Erdoğan ilk turda çıksın istiyor.
Aday listelerinde öyle tuzaklar kurulmuş ki Cumhurbaşkanı seçimlerinin etkilenmemesi imkansız gibi.
Bu seçimin Diyarbakır’daki anlamı hem ülke hem dünya için oldukça önemli.
Bu yüzden sadece Ak Parti değil diğer partilerinde alacakları oyların anlamı oldukça büyük.
Kürtler şu veya bu şekilde sistemin içine mi girecek ya da küresel politikaların paralelinde bir netice
mi çıkacak merak edilen o işte…
Buradaki sonuçlar Irak ve Suriye politikası üzerinde oldukça etkili olacak.
Devletin istediği şey Kürtlerin etnik endişeler ile değil sosyal ve ekonomik göstergeler üzerinden
tercih yapmaları.
Ortadoğu haritaları yeniden şekillenirken Kürt oylarının özelikle Diyarbakır’daki sonuçların bir çok
başkent tarafından merakla izlendiğinden kimsenin şüphesi yok.
Hal böyle iken dar görüşlü çıkar peşinde koşan zevatın ben tek olayım, saltanatım devam etsin çabası,
topladıklarım bana kalsın çabası bu ülkenin tümünün geleceğini etkiler nitelikte.
Bunun dahi farkında olmadan yaverini, yeğenini, finansörlerini listelere dizenler ülkeye ve millete ne
kadar zarar verdiklerinin farkında olmaları beklenebilir mi?
Seçim sürecini yakından izlerken gözümüze çarpanlar ve tespitlerimiz bunlar…
1-Henüz halka inilmedi
2-Saha çalışmaları başlamadı
3-İlçelerde tanıtımlar yapılıyor sadece
4-Grup psikolojisi ile hareket ediliyor
5-Adayların bireysel çalışmaları fark edilmiyor ya da hiç yok.
6-Yoğunluk olarak en çok ilgiyi akademisyen aday olan hocaya olduğu görülüyor.
Bu şartlarda kimden nasıl oy alınacak hangi bölgeye hangi köye gidilecek hiçbir plan program yok gibi
duruyor.
Kısacası Ak Parti milletvekilliği için işler zor görünürken, Cumhurbaşkanına olan teveccüh eksilmiyor.
Deme ki Recep Tayyip Erdoğan ismi olmadan Ak Parti tek başına bir anlam ifade etmiyor.
O halde Pazar günü mitingte herkes meydana çıksın…
Listeler ile ilgili isteğini haykırsın.
Pazar günü buluşmak üzere…
Hayırlısı…