40 TAS SUYLA YIKANSALAR!?..
Ülkedeki muhalif siyasetin hal-i pür melali karşısında korkmamak gelde değil.. Özellikle de, muhalefetin ortaya koyduğu siyaset, benimsediği politika der demez dehşete düşürücü!!.. Ürkütüyor!.. Haktan, hukuktan, adaletten, güvenden, istikrardan, istikbalden ve istiklalden söz ediyor!.. Sosyo-ekonomik kayıptan bahsediyor.. Hayat pahalılığı.. Gelir adaletsizliği.. İşçi ve memurun ezilmesi!.. Hırsızlık, yolsuzluk, usulsüzlük, rüşvet ve suistimalden, dem vuruyor!..
***
Ama gel gör ki, iktidara rahmet okuturcasına, bizatihi kendisi baş aktörlük yapıyor!.. Tüm bu şikayet edilen, ağızlardan düşmeyen, pelesenk haline gelen rezaletler zincirinin odak noktada bulunanların alayına baktığımızda ekseriyetiyle, muhalefet partilerinin aktörleri karşımıza çıkıyor!.. Yani bizatihi kendileri kirli çarkı döndüren!.. 40 tas suyla yıkansalar bile temizlenemez hale gelen kirliliğin, yasadışı tüm yapıların üreme membası!!!
***
İşte böylesi bir siyasi muhalefet!. Vaki mi Türkiye dışında başka bir ülke ve coğrafyada böylesi bir siyasi muhalefet icra eden parti-lerin varlığı!.. Bilemiyorum.. Bilen beri gelsin.. En akıl almazı ise, kendini Türkiye’nin kurucu partisi olarak gören, CHP’nin bu işin, en büyük müsebbibi olarak karşımıza çıkması!?. Partinin başına kim gelirse gelsin, gelen gideni aratıyor!. Kimse özüyle, sözüyle, aklıyla hareket etmiyor; illa ki Pinokyo misali birilerinin komutasında!!!..
***
Bırakın günü, artık saat başı bir vukuatla irkilip duruyoruz!!!.. Ülke ve millet olarak, konuştuğumuz, tartıştığımız, odaklandığımız tek şey muhalefetin kendi iç dünyasındaki çekişmeler!.. Bir akıl tutulması hakim!.. Bu kısır muhalefet yüzünden toplum olarak asıl meselelerimize, çektiğimiz çilelere, yaşadığımız ızdıraplara karşı, gündemleşemiyoruz?.. Sürekli gölgede kalıyoruz!.. Açlığımızı da, sefaletimizi de, yoksulluğumuzu da, zamları, hayat pahalılığını konuşamıyoruz!..
***
Bu da haliyle iktidara ömür üzerine ömür katıyor!.. Çeyrek asırdır ülkeyi AK Parti idare ediyor.. Lider olarak da, Erdoğan.. Muhalefetin arsızlığının yarattığı atmosferden azıcık azat olduğumuzda, iktidara yüklenip, yakınmalarımızı dile getiriyoruz!.. Sosyal, siyasal, ekonomik, kültürel, hak, hukuk, adalet, insan haklarında yaşananlardan söz ediyoruz!.. Ahalinin tek demokratik silahı olan, sandığı hatırlatıp iktidarı silkeliyor, sarı kart gösteriyoruz!!..
***
Ne hazindir ki, muhalefet cephesinde bi bakıyorsunuz ki bir rüzgar esiyor ya da estiriliyor, “denize düşen yılana sarılır” misali, kötünün iyisinin ipine sarılmak zorunda kalıyoruz!!.. Uzun soluklu AK Parti'ye tanınan ve her seçimde altın tepside sunulan “iktidar” nimetinin en büyük sağlayıcısı, muhalefetin muhalefetsizliği, kısırlığı, bağnaz siyaseti, kişilere özgü menfaatperestliğidir!.. Altısı birleşti, hiçbir halt edemediler; kendi kendileriyle kavga ettiler, el altında iş tuttular!!.. Netice boşa kürek çekmekle son buldu!
***
Bir de, ders-i ibret noktasında, bir tecrübe, akıl çıkarma yok!.. Şuan bile, altılı masa evresindeki gibi nafile turları yapılıyor?.. O gün, aylarca konuşuldu, tartışıldı.. Masalar kuruldu.. Gelmeler, gitmeler, kalkmalar, restler.. Hatta ıslak imzalı, protokoller.. Bakanlık devşirmeleri.. Sonra; ayak oyunları!.. Çıka çıka yenilgi çıktı!.. Ne diyordu mahallede kapı önüne konulan, “adam kazanıyor, adam kazanıyor?”.. Ve kaybeden hep ana muhalefet!..
***
Bugün bile, aynı terane!?.. Adam Belediye Başkanlığına oturur oturmaz, “Ben Cumhurbaşkanı Adayı” olacağım diyerek, başkanlık koltuğunu bırakıp, şehir şehir gezmeye başladı.. Sonra, CHP’nin içine müdahale etti, Kılıçdaroğlu’nu devirdi, Özel’i getirdi.. Bu seçime de şaibe karıştırdı.. Şimdi davalık; “delegeler satın alınmış!..” Parayı cukkalayan İmamoğlu!..
***
Terazi, siklet!.. Tutmayınca, heybeden de turplar dökülünce, “değirmenin suyunun nerden geldiği” ortaya çıktı!.. Suç örgütü, yolsuzluk, rüşvet, ihale?.. Şimdi İmamoğlu cezaevinde!.. Ki hergün bir dosya patlak veriyor.. Sonu nereye varır bilmem.. Ama bilinen şu ki, Türkiye bir kez daha “muhalefetin iç kavgasının” buhranıyla kendi dertleriyle içten içten yanıp duracak!?..
***
Ve şunu da ifade ederek, yazıya nokta koymak istiyorum!.. Bugün Ekrem İmamoğlu üzerinde oluşturulan “mağduriyet algısıyla” CHP bir şeyleri hanesine çekiyorsa da!.? Göreceksiniz ki, tartışmalar, çekişmeler, küskünlükler daha bir ivme kazanacak.. Kısır döngü, bir çok kişinin de gerçek yüzünü ortaya koyacak!.. “Kep düştü, kel göründü” misali İmamoğlu’ndan daha çok, Özel ve Yavaş çekişmesi, sahne alacak!… Şimdiden diyorum.. Sonra; demedi demeyin!…
***
MIZRAK ÇAVULA MI?..
Değil.. Artık İBB’deki mızrak, sığmıyor!.. Bavula bile sığmıyor.. Çünkü her geçen gün, yeni bir boyut alıyor mızrak!.. Büyüdükçe büyüyor.. İşte son görüntüler!.. Siyah bant.. Jammer.. Ve bavul… Bakıyorum kimse şu soruya yanıt vermiyor.. Ya da görmezden mi geliyor!.. Özellikle, dosyaların boş, düzmece olduğu yönündeki iddiaların sahipleri!.. Sahi ya, “İBB’den ihale alanların ekseriyeti, neden İmamoğlu İnşaat’ın müdavim müşterileri?”… Panik yok!..
***
Şeffaflıktan, dürüstlükten, hakkaniyetten, demokratlıktan, hak, hukuk, adalet, eşitlikçi, sosyal belediyecilikten anladıkları ne?!.. Görünen o ki anladıkları tek şey; “mahremiyet gizliliği..” Kameraları siyah bantla bantlamak, peçetelerle kapatmak, jammerleri bavula koymalar, onlarca belediyede toplantı salonu var iken, “beşli çete” diye tabir ettikleri holdinglerin otellerinde para harcayarak, iş adamlarıyla, müteahhitlerle toplantı yapmak!.. Mahirlik burada! mengenede” tutuluyor!?..
***
VİTESİ KİM YEDİRECEK?
Özgür Özel ve Yılmaz Özdil.. İkisi de aynı mahallenin, çocuğu.. Fena kapıştılar.. Şimdi de; “vitesi kim yedirecek” polemiği var.. Malum, Sırrı Süreyya Önder’in anma etkinliğine katılan CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e “tokat atılmıştı..!” İşte bu tokada Özdil kendi üslubuyla “Armut gibi geziyor” diyerek, güvenlik önlemi almadan dolaşma diye tepki vermişti!..
***
Önceki gece, Özel işte buna yanıt verdi.. Tabi Sözcü Tv’ye de bindirme yaptı.. Dedi ki; "Bir cenaze var. Ben cenazenin önüne geçtiğime utanıyorum. Benim eşimin evi, kızımın adresini televizyonda hedef gösteriyorlar her şeyi çok bilen kahraman abi Özgür Özel geri vites mi yapıyor diyor. O Özgür Özel geri vites yaptı diyor, o geri vitesi yedirirler adama. Elini boş yollamayın diyor. Bir kişinin ismimi söylemek yerine hakaretamiz şeyler söyleyip burada koltukta oturabiliyor. Uyarılsın bir şey söylensin ya! O dediğiniz eleştiriyi yapan adam o 1 kişi yaptı o bir kişinin hakaretiyle birileri hareketlenmeye çalıştı. O kişi onu hangi çatı altında yaptıysa o çatı bir ülkenin ana muhalefet liderine adı yerine o kişinin kendi taktığı lakapla hitap etmesine susuyorsa ben bir şey demiyorum."
***
Özdil de Özel'in sözlerine sosyal medya hesabından yanıt verdi.. Dedi ki; "Özgür Özel Sözcü televizyonunda beni ne kadar çok sevdiğini anlatmış sanırım, dışardayım izleyemedim, unuttuğu şu var, benim onu niye bu kadar çok sevdiğimin -toplumun bilmediği ama illa ki öğreneceği- sebepler var, aşkımız sebepsiz değil yani. Vitesi yedirmesini heyecanla bekliyorum..."
***
GÜNÜN SÖZÜ..
Evinin önündeki çöpleri temizlemekten imtina ediyorsan, şehrin kirliliğinden söz edemezsin!..