AK PARTİ İL BAŞKANI?..

Mevzu çok konuşulduğu için, üzerinde duruyorum!.. Ki dün, bizler Genel Merkeze, Diyarbakır da bize odaklanmıştı!.. Merak edilen; “ne oldu, ne bitti, İl Başkanı kim oldu, olacak, isim açıklandı mı, netleşti mi?.. İlk beşe kimler girdi?.  Teşkilat Başkanı Erkan Kandemir, görüşme yaptı mı, Erdoğan’a isimler sunuldu mu?.. Son durum nedir?”.. Bu minvalde bir dizi soru ve yanıt arayışı..

***

Sorulara yanıt arandı!.. Ancak dün somuta erici bir netice alınmadığını söyleyebilirim.? Tabi benim, görüşmelerin ve yansıyan hal-i hazırdaki bilgiler noktasında!.. Ama, son 24 saatte “sıkça dillendirilen” bir isim vaki oldu!.. Kesin olmamakla birlikte! O da, Abdülkadir Akboz!..

 

***

Merak giderme noktasında, kulislere yansıyan ilk beşe giren isimler şunlar.. Tabi kesin değiller.. Alaattin Parlak.. Abdulvahit Güvensen.. Abdulkadir Akboz.. Zeynep Alkış.. Hüseyin Denli.. Ancak mevcut durumda, en ağır basan isim olarak Alaattin Parlak gözüküyor!?. Ya yarın ya da Perşembe günü, deklare edilecek..

***

Gelirsek, MKYK’yla alakalı gelişmelere.. Mevcutlardan hiçbiri olmayacak.. Yani Parlak ve Abdurrahman Kurt.. Mehdi Eker ismi kulislerde ağır konuşulmaya başlandı.? Kesin olabilir diye..

***

Peki onun ötesinde bir başka isim olabilecek mi, evet deniliyor.. Aranan kişinin profilinde; sivil örgüt yapısı, akademik kariyeri, toplum nezdinde tanınmışlığı, entellektüel yapısı ve de, her eğilimle teması olabilen tercih edilecek!?. Bu minvalde; ser verip, sır verilmeyecek ketumlukla  sadece üç isim deniliyor…

***

Tabi tüm bu gelişmelerin yarattığı aksiyonel bir de “eski ve yeni vekiller çekişmesi var?”.. Bunu, hem İl başkanı seçiminde, hem de MKYK üyeliğinde, görüyoruz.. Gelen kulis bilgilerine göre; taraflar “satranç oyunu” misali, hamleye hamle yapıyorlar.. Hal-i hazırda, mevcut vekiller İl Başkanı değişikliğinde gösterilen direnci aşmalarıyla bir sıfır öndeler.. Eğer ki atanacak İl Başkanı da kendi “işaret ettikleri isim olursa” farkı artırırlar..

***

Doğrusu, bundan sonra sahada olacak isimler yeniler olacağına göre; “stratejik hamleler” açısından, “söz sahibi” onlar olmalı!.. Aksi durumda, sürekli bir hizipleşme, çekemezlik, kumpas, çelmeler vaki olur ki, geçmişte bunun ceremesini çok çektiler, ağır faturalara neden oldu..  Velhasıl, İl Başkanı ya Çarşamba veya Perşembe, MKYK üyeliği için ise, 7 Ekim’e ne kaldı ki?!.. 

***

BU YAŞA, BU TAVIR YAKIŞTI MI?..

Yok arkadaş yok, yakışmadı.. Ayıp oldu, ayıp!.. Meselenin neresinden bakılırsa bakılsın bu hal ve hareket ayıbın da ötesinde bir ayıp.. Ey Kemal bey.. Ey Temel hoca.. Siz ki, yaşınızı başınızı almış, 70 yaşını bile aşmış, zatsınız.. Kaldı ki, gün görmüş, ak sakal sahibi olmuş, siyasetin duayeni ünvanı almış kişilersiniz!?.

***

Sizin, Meclis’in Yasama yılı açılış töreninde, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Genel Kurul’a girişinde sergilediğiniz sözde protesto tavrınız, deyin hele yakıştı mı?!.. Ben yakıştırmadım, bilakis hal-i durumunuza, acıdım.. Ve kendimce, “ne zavallılar” dedim..

***

Adam girdiği her seçimi kazanmış!.. Bir kez daha kazanmış.. Türkiye insanı, kararını vermiş bir dönem daha; ülkenin idaresi senin elinde demiş.. Milli iradenin “tek temsilcisi sensin ve parlamentodur” imzasını atmış.. Bu imza yetkisiyle, Erdoğan da meclisi açıyor!..

***

Kaldı ki siz, seçimlerdeki zaafiyetleriniz, keyfiyetleriniz, ihtiraslarınız, yanlış hesap, yanlış ittifaklar, seçmene güven vermeme halinizin, neticesinde yenilen oldunuz.. Onun bedelini de, Genel Kurul’da değil, locada izleyici olarak, bulunuyorsunuz.

***

Kafasını kuma gömmüş, gövdesi dışarda!.. Ülkede ve toplumda ne oluyor, bitiyor noktasında, fransız kalmış bir siyasetin, uğraşı içerisindesiniz?!.. Aklınıza, bizim hal-i zilletlik durumumuz nicedir, demeye meyil etmiyorsunuz!?.. Sadece hizipleşme körüğüyle, varlık idame ediyorsunuz?..

***

Neyse!.. İzleyici locasında sergilediğiniz tavır kime?!.. Bilesiniz ki, Erdoğan’a değil, o “ayağa kalkmama, saygı göstermeme” haliniz?.. Tavrınız;  biz milli iradeyi tanımıyoruz?!..Tavrınız; biz milyonlarca seçmenin hür iradesini takmıyoruz?..

***

Siz var ya siz!… Yaşınızı, başınızı almış, 80’nine merdiven dayamış, ama velakin siyasi olgunluğa erişmemişsiniz!.. Eğer ki, olmamış olsaydınız, Milli iradenin temsiliyetine saygı gösterir, gönül kazanmanın yollarına giderdiniz ki; “siz de kazanmayı öğrenebilesiniz” diye!.. Ama yok?.. Ayıp ettiniz, ayıp ettiniz?!…

***

YENİ ANAYASA ÇAĞRISI

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Meclis açılış töreninde uzun uzadıya konuştu!.. Ki çok da ayrıntıya girmeyeceğim.. Zaten hem canlı olarak ekranlara geldi, hem de iki gündür üzerinde konuşuluyor, tartışılıyor, önemli bölümler haber bültenlerinde konu ediliyor..

***

Benim, dikkat çekmek istediğim nokta, “Yeni Anayasa Değişikliğine” dair, sözleri!.. Dediği şu oldu.. “Yapıcı bir anlayışla yeni anayasa çağrımıza katılmaya davet ediyorum..” Buna ilaveten, Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemindeki aksaklıkların giderilmesi yönünde; Yeni Anayasa ile iyileştirilebileceğini de söyledi

***

Erdoğan’ın bu söylem ve çıkışı bana göre; “muhalefete kaşın üzerinde gözün var gibisinden bahane üretecek, kaçış yapabilecek, alan bırakmadı?”.. Sıkıştırdı.. Peki hal-i hazırdaki bu muhalefetten bir hayır gelir mi, ya da bu Meclis bu işi sonlandırıp, çözüm getirir mi?!..

***

İşte burda, duraksıyorum!.. Çünkü; umut vaat eden, ülkenin ve milletin al-i menfaatine odaklı siyaset yapan bir muhalefet iradesi göremiyorum!.. Bir irade netliği ortaya konulacaksa, o da AK parti olacak. Mevcudiyeti, değiştirmeye yeter mi; ne yazık ki ne mümkün?!. 

***

“BELEDİYECİLİK BİZİM İŞİMİZ?”

Bir saniye, hemen dellenmeyin “benim diyecek halim yok!..” Ki, ben de demiyorum zaten.. Diyen, CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu.. Satır arası ifadesi şu…

***

“Siz biliyor musunuz ben niye Belediyecilik üzerinde fazla durdum/duruyorum. Çünkü, belediyecilik bizim işimizdir. Belediyecilik CHP’lilerin işidir..”

***

Benim, bu beyana söyleyecek zerre-i miskal bir lafım yok!.. Lakin, edebilecek iki kelamlık kapasiteye sahip değilim.. Beni aşar.. Onun için, Kemal bey huzurda, “siz deyin, ne diyecekseniz, deyin!?..”

***

GÜNÜN SÖZÜ

Karakterinde hizipçilik var ise, uzlaşma sözünde samimiyet beklenemez..