AK PARTİ’DE DEĞİŞİMİN SEYRİ?!…

Ne yazık ki, değişim ve dönüşüm, hep isimler ekseninde, gelişmekte, ya da geliştirilmek istenilmektedir!..  Fikir, düşünce telakisi de, bu minvalde oluşturulduğu içindir ki, siyasi kısırlaşma, sıkça ikmale geliyor!… Oysa ki, değişim söylem kadar yöntemi de sorgulamaktadır!…

***

Ne diyoruz?.. Siyasi partilerin rotası, yükü omuzlayan siyasetçinin de tarzı toplumsal taleple bütünleşmeli, buluşmalı, ortaklaşmalıdır!.. Aksi takdirde, klişeleşmiş, klasik, ezber söylem ve yöntem mevcut çıkmazı, çıkılmaz hale getirir!.. Onun için değişimde, ezber bozulmalı ki yeni ufuklara yelken açılabilsin!..

***

Evet, AK Partinin hal-i hazırda en büyük kısır döngüsü, milli ve yerli toplumsal meselelerde, temas edicilik vasfından, hızla, ıraklaşmasıdır.. Kendini ulaşılmaz, milleti de temasta imkansızlaştıran bir konuma kendini sokmuş haldedir!… Fiziksel bedeni ve ruhunu son dönemlerde sosyal medya tribünündeki, gürültüye kaptırmıştır.. Özünü yaşamıyor?..

***

Dün ne idik, bugün ne haldeyiz sorusuna yanıt aranmıyor?.. Sosyolojik bir paradigma açmadan, geliştirmeden, ezbere takılı kalmaktadır.. Dedik ya değişimi hep isimlere odaklı!.. Diyarbakır’dan örnek verirsek, kısa süre önce üç İlçe Başkanı görevden alındı.. Ya da istifa ettiler?

***

Yerlerine yazıyı kaleme aldığım ana kadar henüz atama yapılmış değil.. Ama eli kulağında, atamaların?.. Ki yerel seçimlere kısa zaman kalsa bile, kaç ilçe teşkilat başkanı değişti Diyarbakır’da sorar isek!?.. Doğrusu sayısını bilemez haldeyiz..  5 mi, 8 mi , 11 mi oldu.

***

Tabi görevden alınanlar, bir yıl önce atanmışlardı!?. Peki, görevden alınmayı gerektiren neydi?.. “Başarısızlık veya adamcılık mı?..”İkisi de diyelim!.. Çünkü, 31 Mart Yerel seçimlerinde alınan başarısızlık, malumun ilanıdır!.. Ama bir sorgulama gerekmez mi?.. Hani bir söz vardır, iyi de tek suçlu, o ilçenin ilçe başkanları mı?..

***

Nerde bunun teşkilatı, nerde bunun gençlik kolları başkanlığı ile teşkilatı, nerde bunun kadın kolları başkanı ve teşkilatı, yönetimi?.. Ve tabi ki, O ilçede gösterilen adayın, ta kendisi?.. Onlara dair bir insiyatif geliştirme var mı?.. Yok. Varsa yoksa, biat edicilik üzerine kurgulu isimleri değiştirmek?..

***

Düşünün!.. Merkez Sur ilçesinde, Milletvekillerinin Muhtarlarla buluşması programı yapılıyor.. 100’e yakın, muhtar çağrılmış. Katılım gösteren, muhtar sayısı kaç?.. Bir elin parmak sayısına bile ulaşmamış?.. Salonda muhtarlardan daha çok yönetim var?.. Neden ve niçin böyle bir tablo oluşuyor?… Bunun bir sorgulaması var mı?.. Yok..

***

Daha açık bir ifadeyle, yerel seçimde ortaya konulan siyasi söylem ve yöntem!.. Bu kulvara dair, bir fikri mülahaza icra edilmiş mi?.. Ne gezer?.. Kısa süre önce, Şanlıurfa’da, Teşkilatlanma, değişim ve dönüşüme odaklı, bölge toplantısı yapıldı?.. İl Başkanı ve Milletvekillerinin katılımıyla, gerçekleşti..

***

Buradaki çıkan sonuç, değişime dair ne vardı?.. Çok içti, az içti klasiği oldu!.. Ortak bir fikirde buluşma, ya da işbirliği sağlanabildi mi; zerre-i miskal yok!.. Partiye şifa sağlayıcı, değişim gözükmüyor!.. Oysa ki, AK Partiyi diri tutan, onu kesintisiz 22 yıldır iktidarda bulunduran, birinci parti kılan Millet çoğunluğunun, gerçek beklentilerine önem verip, sahiplenmesiydi!..

***

Bugün vaki mi yok!.. Olsaydı, bugün değişimle alakalı tartışmaların merkezinde bulunulmazdı?.. Şöyle bir hafızaları tazeleyelim.. Yerel seçim sonrasında, Erdoğan, AK Parti'nin söylem ve yöntemine dair, ne tür bir analiz yapmıştı. Tabi ki, özeleştiriyi de ikmale getirerek, yeni ufuklara yelken açmak istiyorsak, mevcut halimizi iyi okumalıyız demişti.. Ve şu tespitlerde bulunmuştu…

***

BİR… Hiç kimse; seçimdeki oy kaybını, seçmene, vatandaşa bağlayamaz, böylesi bir tavır, doğru değil, yanlıştır..

***

İKİ… Hiç kimse, seçim sonuçlarının sorumluluğundan kaçamaz, kendini soyutlayamaz.. Herkes, sorumlu…

***

ÜÇ… Hiç kimse, oy kaybını tek bir soruna bağlayamaz, indirgeyemez.. Kendini dar bir kalıpta, tutamaz…

***

DÖRT… Hiç kimse, milletin sinesinden doğmuş partiyle, vatandaş arasında duvar öremez.. Kendini ulaşılmaz kılamaz..

***

BEŞ… Hiç kimse, 22 yıllık zorlu mücadelenin heder edilmesine, dağılmasına, izin veremez, vermemelidir. Sahiplenmelidir…

***

ALTI… Hiç kimse, eleştirdiği partilere benzemek adına, siyasi ikbal peşinde koşamaz.. Hatalarını görüp, özeleştiriyle, odaklanmalı!..

***

YEDİ… Herkes, kendini toparlamalı, milletle gönül köprülerini yeniden, güçlendirerek, inşa etmelidir.? Ki, “güneşi gören, buz gibi erimesin?”…

***

SEKİZ… Herkes, milletin, bizden kapsamlı, samimi ve cesur bir özeleştiri yapmamızı istediğini bilmelidir. Karşımızdaki tablo tevile gerek duymayacak kadar nettir. 

***

DOKUZ… Herkes, aslımıza, köklerimize, iradesiyle ve desteğiyle bizi bu makamlara taşıyan aziz milletimize, bizi var eden ilkelerimizden zerre-i miskal taviz vermeyeceğimizi bilmelidir.

***

ON… Herkes, siyaseti birilerine imtiyaz sağlamak, makam, mansıp, koltuk ve ünvan dağıtmak için de yapmadığımızı bilmelidir.  Küçük hesaplar ve küçük tuzaklar peşinde koşanların sinsi oyunlarına gelmeyeceğimizi de idrak etmelidir.

 
***

ONBİR..  Herkes bilmeli ki, parti hareketinde şımarıklık olamaz. Bu harekette milletten, milletin değerlerinden, milletin ahvalinden, milletin gündeminden kopma asla olmaz.

 ***

ONİKİ… Herkes bilsin ki, kendini yorulmuş hisseden varsa, bitkin hisseden varsa, onlardan kenara çekilip biraz soluklanmalarını istiyoruz. İkincisi, hangi görevde olursa olsun hiçbir arkadaşım, koltuğuna yaslanıp rehavete kapılma lüksüne sahip değildir.

***

Tüm bunları hafızada tazeledikten sonra, ki Erdoğan’ın bizatihi, sosyal, ekonomik, kültürel ve siyasi milli ve yerle meselelerin çözümüne odaklı, uzlaşı noktasının da yeni anayasa olduğu gerçeğiyle, irdelersek!.. Bu tespitlerin üzerine aslında söylenebilecek fazla da bir şey yok.

***

Ak Parti'nin değişime odaklı yol seyrinde, geriye liderin mücadele azmini, kararlılığını, samimiyetini ve hedeflerini, yöntemine, pek tabi ki kadrolarına ve de, parti tabanına, yansıtması kalıyor!.. Onu da, ikmal edecek olan ezbere takılanlar değil, ezberi bozanlardır..

***

Burada, Diyarbakır’da görevden alınan ilçe başkanlarının yerine, atanacak isim olabilme adına, çok sayıda kişi, sıraya girmiş.. Her ilçe için, 10-15 kişi aday.. Partiye bu yöndeki rağbeti, nasıl okumalıyız!?..

***

Değişim ekseninde mi, yoksa birilerinin adamı olma eksenin de mi, ya da iktidar nimetinden mi kaynaklı?..  Her ne ise, bu isimlerden kimileri Parti Merkezine çağrılmış.. Mülakata alındıkları söyleniyor; bugün yarın atama yapılacak.. Ancak, Büyük kongre hazırlıkları kapsamında delege seçiminin üç ilçede de yapılıyor olması, tartışmalı olmaz mı?.. Sizce!..

***

GEREK VAR MIYDI?.

Kayapınar Belediyesi Meclisi, karar almış, “Ali Gaffar Okkan Spor Kompleksi” ismini, “Barış ve Spor Kompleksi” olarak, değiştirmeyi!.. Geçtiğimiz ay, mecliste oylanmış..

***

Sormak istiyorum, Diyarbakır ahalisinin ekseriyeti tarafından, Gaffar Baba diye anılan bu ismin değiştirilmesine yönelik hükmün icrasına gerek var mıydı?..

***

Ki Barış ve Spor’la özdeşleşmiş bir isimdir; Ali Gaffar Okkan!.. Daha Sezai Karakoç’un isminin değiştirilmesinin etkisi, gitmemişken!.. Büyükşehir Belediye Başkanı Sera Bucak, gelen soruya yanıt verdi. Farklı mülahazalar içerse de son cümlesi, önemli!..

***

“Kamuoyunu çok fazla rahatsız eden isimse şayet, burada da halkın oylamasına başvurulması gerektiğini düşünüyorum…” Aynen de öyle olmalı!..

***

GÜNÜN SÖZÜ

Özünden sapan siyasi harekatı doğru rotaya sokan, kişiler değil yöntemlerdi!…