AKTİFLEŞİN BEYLER!…

Odaların seçimleri bitti.. Ki, değişen yok.. Var olan güven tazeleme.. Kendilerini tebrik ediyoruz…Ama diyoruz ki, artık “kolları sıvayıp”, iş başı yapın.. Yani, aktifleşin ve kent adına asli görevinize dört bir elle sarılıp, icraatler geliştirin…

***

Çünkü, bir yılı aşkındır Odaların Diyarbakır üzerinde, meselelerin çözümü, ya da gündemleşmesi veyahutta sahiplenme adına bir icraat, ortaya koymadıklarını görüyor ve biliyoruz.. Öne çıkan resimleri; “ziyaret ve geziler?” arada bir de, cılız beyanlar başka da bir şey gelişmiyor?..

***

Yazdıklarımıza, gündeme getirdiğimiz mevzulara onlar da, tipik bir şekilde, Diyarbakır’ın seçilmiş, ama “işlevsiz” siyasileri gibiler; tavır takınmaktadırlar.. Kısır ve ideolojik, sen-ben hesaplı bir anlayışın “ketum ruhuyla” hemhal oluyorlar, Diyarbakır’ın beklentilerine karşı…

***

Hele ki, kamu kurum ve kuruluşlarıyla.. Ki yarı kamu kimliğine sahip olmalarına rağmen; “ne bir uzlaşı ne bir diyalog, ne de bir yaptırım gücünü devreye sokma gayreti” söz konusu değil.. Araya giren kara kedinin, borusu öter bir halde, kendilerini konumlandırmış, ırak kalmaktadırlar…

***

Yazdık, Şehir Hastanesi ne oldu?!.. Yazdık, Diyarbakır’ın dört ilçesinde, “arazi mafyası” kol geziyor?.. Yazdık, Dicle Üniversitesi “betonlaşmaya” kurban gidiyor… Yazdık iş dünyası huzursuz, eli silahlı çetelerin hedefindeler.. Yazdık, “kentte üreyen çeteler artık söz sahibi?” Yazdık, bunlar kravatlı, siyasi nüfuzlu şahsiyetlerdir?

***

Yani yazdıkça yazdık.. Sağlık mı, Milli Eğitim mi, Tarım mı, Karayolları mı, DSİ mi, Yerel Yönetimler ve bağlı kurumlar mı?.. İş-Kur mu?.. Say say bitmez!.. Ama gel gör ki; ne duyan var, ne gören var, ne de soran var?!… Var olan; rant odaklı bir anlayışın kent üzerinde egemen oluşu!!!…

***

Beyler, aktifleşin!.. Sizleri şahsi bir kulvara almıyorum.. Bilimum diyoruz.. Yani hepiniz.. Ve hiçbir gerekçenin de arkasına sığınmayın, kimse de yutmaz.. Hiçbir gerekçe sizi kamufle etmez.. Ha şunu da bilmelisiniz ki; “kadim şehire uğrayan kervan sizler değilsiniz, sizler Diyarbakırdaki hanların hancısısınız?..” Bunu da bilin.. Onlar yolcu, siz hancı..

***

Siz dinamik olmazsanız, ahali nasıl dinamik olsun, dertlerine çare arama yollarını nasıl ve kiminle bulsun.. Bilmem meramımı anladınız mı beyler..! Çarşamba günü bir milli maç var; ama sizden zerre—i miskal bir hareket yok!.. Birbirinizi ziyaretle, “hayırlı olsunla”, şu resim, bu keyfiyetle “kaybedecek” bu kentin zamanı yok, bizim de tahammülümüz yok artık!!!..

***

ZIRVALAMA MI, SAÇMALIK MI,YOKSA!…

Evet ya, yoksa başka bir gaye mi vardı; Nagehan Alçı’nın kendini hedefe alan twitterı.. Yoksa, durup dururken, kendi şahsiyetini, İTO seçimleri gibi ciddi bir meselede; “gümletir miydi?”.. Ne mümkün, garip bir durum!..

***

Baksanıza attığı twitter’da neler yazmış.. Demiş ki, “İstanbul Ticaret Odası’nda zafer CHP’nin ve Kemal Kılıçdaroğlu’nun diyebiliriz. Buradan dönüş imkansız. Arada çok büyük fark var. CHP örgütü resmen sandıkları patlattı. İTO’da Şekip Aydagiç yönetimi, yani AK Parti büyük bir hezimet yaşıyor..”

***

İşte bu twiti’nin ardından sandıklar açılınca, “patlatan CHP değil, AK Parti” kaybeden Aydagiç değil, kazanan Aydagiç yönetimi.. Hem de, sıfır kayıpla.. Yani, “hezimeti CHP örgütü” yaşadı.. Sonuç gümleyen Nagehan’ın kendisi ve twiti oldu. Çünkü, yazdıklarının tümünün yalan olduğu ortaya çıktı…

***

Her ne kadar sonradan; “özür beyan ettiyse de”, sosyal medya üzerinde hayli gümletti kendini.. Düşünüyorum!.. Nagehan neden böyle, şahsi karakterine karşı “kamikazede” bulunup, saçmalık ve zırvalık içerisinde, kendini “el aleme” uzun bir süre kahkaha attıracak duruma düşürdü.. Yoksa, hala, İmamoğlu’nun Karadeniz turnesinin etkisi altında mı?.. Başka bir izahı var mı?!..

***

Ha bu arada, İTO seçimlerini, 2023 seçimlerine “bir ışık olarak” görme gayretinde bulunmak; sağlıklı bir mülahaza olmaz diyenlerdenim!!!.. Çünkü, sokağın tepkisiyle, iş dünyasının tepkisi, iktidar ve muhalefet açısından “bir değil?”.. Malum sokak korkusuzdur, ama kapital güvercin gibi ürkektir.. Ona göre karıştırmayın!!!…

***

ALTILI’NIN DERDİ…

Yahu vallahi, kendi kendimize gülünç oluyoruz!!!.. Aylardır, tutturmuş gidiyoruz, Altılı Masa’nın, “Cumhurbaşkanı adayı, kim olacak, kim olmayacak?” diye.. Yazıları toplasak, bir kitap çıkar.. Ama hala da, aynı yerdeyiz ve altılı masadan çıkan bir, “aday yok?”… Görünen o ki, daha çok bekleyeceğiz..

***

Yani, sözün özü, kısacası demem o ki!.. Bu zat-ı muhteremlerin, gayesi, düşünceleri, hedefleri, gizli ajandaları, “seçimi kazanacak, icraatcı, ülkenin milli ve yerli temel sorunlarını çözecek, aktif, başarılı, uluslararası kariyeri olan, dünyayı tanıyan, bilen birini” bulmak değil.. Ki böylesi bir beklentileri de yok..

***

Niye mi!.. Çünkü, hedeflerinde “güçlendirilmiş parlamenter sistem var” ya ondan.. Sorumsuz, kifayetsiz, işlevsiz, sadece “görüntü” mahiyetli bir sembol, Cumhurbaşkanlığı koltuğu istiyorlar.. Eskiye dönüş yani!.. İşte bunların arıza-i durumları da burda.. İlk hendeğin derinliğine, genişliğine bakmadan “paçaları sıvayıp”, ikinci hendeğin organizasyonuna kafa yoruyorlar..

***

Bakalım, Salı günü “altılı masanın” altından ne çıkacak?!.. Aldığım tüyolara göre; “görev bölümü” çıkacak(!!!)… Ha, Baş’ın da, “bir baş olarak”, katılımına “oylama” yapılacak!!.. Bu yöndeki sinyalde ise Kemal Bey’in bir itirazı, Babacan’ın da bir yan bakışı olabileceği, ifade ediliyor.. Nitekim Baş, “bizi alacaksanız alın, diye çıkışması da boşuna” değil..

***

Areda’nın son anketi…

Areda Araştırma, seçmenlere "Sizce Millet İttifakı'nın adayı kim olmalıdır?" sorusunu yöneltti. Ankete katılanların yüzde 41.3 gibi büyük çoğunluğu tercihini CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'ndan yana kullandı. Kılıçdaroğlu'nu yüzde 19,1 ile Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş takip etti. Listenin üçüncü sırasında yüzde 9 ile tutuklu bulunan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş yer aldı.

Sonrası şöyle

Muharrem İnce: Yüzde 6,9

Meral Akşener: Yüzde 3,6

Ekrem İmamoğlu: Yüzde 3,3

Fatih Erbakan: Yüzde 2,8

Abdullah Gül: Yüzde 1,7

Temel Karamollaoğlu: Yüzde 1,6

Ahmet Davutoğlu: Yüzde 0,8

Ali Babacan: Yüzde 0,8

Hiçbiri: Yüzde 9

***

GÜNÜN SÖZÜ