ANAYASA SAMİMİYETİ!…
Vaki mi, değil?. Var olan, “kaçak güreş..!” 40 yıldır, söylenip duruluyor.. Hatta 12 Eylül’de bile darbeciler başta olurken dahi “sivil bir anayasa, sivil bir anayasa” denildi!.. Sağcısı da, solcusu da, muhafazakarı da, milliyetçisi de talep ediyor!.. Yekün olarak, tüm siyasi partiler zikrederler.. Ki her seçim döneminde de, “seçime vaatler malzemesi” olarak kullanılır.. Ama, hep “havanda su dövme” misali kalır..
***
Koalisyonlu hükümetler dönemini saymıyorum!.. Tek başına iktidar olan partiler bile; samimiyet karinesi içerisinde, ne uzlaşabildiler, ne de sonuca ermeye dair somut hamleler geliştirebildiler.. Komisyonlar kuruldu, heyetler oluşturuldu, çalıştaylar düzenlendi.. Ötesi, 67 maddede uzlaşı sağlandı.. Ki, tüm siyasi partiler eşit bir temsiliyet altında, anlaştılar.. Ama yine de; o maddeleri bile somuta erdirmediler..
***
Demek ki, hal-i durum utanç verici bir samimiyetsizlik kitabını yazıyor!?. Bakınız, Cumhuriyet’in ilk yıllarını saymaz isek.. Son iki Anayasamız vesayet altında, namluların çevrili olduğu dönemde yapıldı.. Milli iradeyi temsil soyunan kocaman partiler.. Demokrasiden, insan haklarından, özgürlükten, eşitlik ve bağımsızlıktan dem vuran kocaman adamlar!.. Sivilleşmeyi beceremediler!..
***
Bugün bile, Albaylar cuntası mı dersiniz, 5 generalin mi dersiniz? Ki, apoletleri ve ünvanları alınmış, zilletliğin dibindeki adamlar kadar olamadıkları gibi.. Hala da onların zihniyetini ikmal eden, Anayasa ile yönetiliyoruz.. Yani 12 Eylül askeri darbe anayasası!.. Diyeceksiniz ki, hal bu iken neden bir türlü milli irade üstünlük sağlayarak, yönetimsel kitabını özgürleştirip, sivileşemiyor. Sorunun yanıtı, yukarıda bahsettiğim 67 maddenin neden meclise getirilmediğinde yazılı?!..
***
Çünkü, ne CHP ne de onun muhalif işbirlikçileri!.. AK Parti döneminde, Erdoğan’ın liderliğinde sivil bir anayasanın yapılmasını istemediler, istemiyorlar!.. Dün olduğu gibi bugün de, istemiyorlar.. Her adım sonrası “derin bir kuşatma ve darbe süreçleri” işletildi, işletilmeye çalışıldı, çalışılıyor da.. Tabi, ne Türkiye eski Türkiye, ne de Millet eski millet!.. Kuzu kuzuya darbeye evet dönemi bitti başaramazlar da?..
***
Bakınız dün bile Erdoğan “sivil anayasadan” söz etti.. Cumhuriyet’in kuruluşunun 100. Yılında.. İkinci yüzyılın sivil ve özgürlükçü bir Anayasayla taçlandırılması gerektiğinin altını çizdi.. "Bu hayal, Türkiye'yi darbe anayasası ayıbından kurtararak yeni, sivil, dili ve içeriği ile bugünü ve yarını kucaklayan Türkiye Yüzyılı'na yakışır bir anayasaya kavuşturmaktır."
***
Meclis yeni yasama dönemine girdi!.. Ki Cumhuriyet’in 100. yılını da “birileri gölge etse de, etkinliklere dair burun kıvırsa da” büyük bir coşkuyla, organize edilen etkinliklerle kutlandı.. Her ne kadar Gazze’deki vahşetin acısı, depremde kaybettiğimiz 50 binin üzerindeki insanımızın yası, virane olmuş şehirlerin hali perişanlığı olsa bile!.. Gururlu ama buruk ruh haliyle!?..
***
Netice itibariyle, nerde kalmıştık diyerek, Sivil Anayasa’ya odaklanılması lazım.. Meclis bu minvalde, en sıcak dönemlerini yaşaması gerekir.. Süreç nasıl işler, onu bilemem.. Ki hep birlikte göreceğiz.. Şunu net ifade etmek lazım; istemezüklerin artık prim yapmaması lazım.. Evet, “Türkiye’de hukuk açığı var, yargı sorunu var, bir çok hayati öneme haiz mevzular var..” Zaten kimsenin de inkar ettiği yok!..
***
Bu sorunlar var diye; Sivil Anayasa’nın ikmale getirilmesi yönündeki çabaları görmezden gelmemeli, engel olunmamalı!?.. Bilakis sahip çıkılarak, mevcut olan o sorunun çözümünde, fırsat oluşturulmalı!.. Ki bunda, iki önemli rol sahibi parti vardır.. O da, CHP ve HEDEP’tir.. Meselenin, Erdoğan düşmanlığı üzerinde yürütülen muhalifliğin kısır döngüsüne kurban edilmemesi gerekir!..
***
Kaldı ki bilinen gerçek şudur!.. Ne geride bırakılan Türkiye yüzyılı CHP’siz, ne de yelken açılan Türkiye’nin ikinci yüz yılı AK Partisiz anılabilir, ya da tarihe not düşülebilir?! Bu fikri beyanda, mecliste bulunan tüm siyasi partiler gibi, tüm örgütlü yapıların da, kendisine özgü katkıları vardır..
***
Ne diyor Cumhurbaşkanı Erdoğan.. "Türkiye'yi, milli irade eliyle hazırlanmış sivil ve özgürlükçü bir Anayasa'ya kavuşturmak istiyoruz. Bunu başarmamız, demokrasimizin üzerindeki son bulutların da dağılması anlamına gelecektir. Türkiye Yüzyılı vizyonumuzun en önemli hedeflerinden biri bu olacaktır..”
***
Hasılı kelam!.. Herkesin, ama herkesin ortaklaşabileceği bir ana eksen her zaman vardır.. Ki Sivil Anayasa’da da ortaklaşabilecek ana eksen, belli ve nettir!.. Onu da, sürece destek vermek için çaba gösterenlerin, fikri de, zikri de, inancı da, dili ve rengi, ırkı her ne ise paydaş olarak kendini görebileceği noktada, biriz, birlikteyiz dedirtmekle mümkün kılmalıyız?!
***
GÜNÜN SÖZÜ..
Çıktığın yolda kendinden emin değilsen, birlikte yürüdüğünün samimiyetini sorgulayamazsın?