ARALANAN KAPIDAN NE ÇIKAR?..

Adını siz koyun!.. Son gelişmeleri dirilten ruh iç cephede barışın tesis edilmesine yönelik olduğu, tartışılmazdır!. Meclis’te el sıkışma ile ivme kazandı..  Ardından; örgüt tek taraflı silah bırakıp, kendini tasfiye etsin önerisi geldi!…

***

Uzlaşı, normalleşme, diyalog!.. Toplumsal mutabakat, tabanda uyum, kabullenme! Yekün şekilde, saha kazanımıyla, ortam daha da belirginleşmeye başladı!.. Sürecin aralanan kapısı bu kez nereye çıkacak, denilirken, çıta yükseldi?!

***

Öcalan’a 43 aydır uygulanan tecritten söz edenlere, yanıt geldi.. “Tecrit kalksın, gelsin, DEM grubunda, PKK’ya seslenip, örgütün lağvedildiğini ilan etsin..” Buna mukabil, umut hakkı konuşulup, yasallaştırılabilir denildi..

***

Siyasetin klasik ruh dengesini bozan, taşları yerinden oynatan, ezber bozucu Bahçeli’nin söylem ve aldığı insiyatif, ortaya koyduğu irade, tarihsel öneme sahip!.. Hele ki; Türk Milliyetçiliğinden beslenen bir partinin liderinden bunları ifade ediyor olması?…

***

Ne diyordu Bahçeli!.. “Bırakın elimizi taşın altına koymayı, gövdemizi koyarız..!” Evet, Dış orjinli tehlikeye karşı iç cephede barışın tesisi elzem ve önemlidir noktasında gelişen süreçte AK Parti ve MHP ekseninde vites yükseltildi!..

***

CHP’den de katkı gelmedi değil.. Özellikle, Özgür Özel’den.. Her ne kadar parti içerisinde hizipler vaki olsa da, liderlik koltuğu hesabıyla, öncüler farklı cephelerde konumlamada bulunsa da, artısı oldu diyebiliriz?..

***

Ancak kimi muhalefetteki sözcülerinin de şaşkın ördek misali meseleyi okumadan hareket ettiklerini de gördük.. Oysa ki, vücut bulan çözüm sağlayıcı milli meselenin, kısır ve günü birlik polemik konusu gibi tartışmak, salya akıtmak, yakışıksız!..

***

Seyrin ruhuna da, vebaldir.. Ki yıllardır ifade ediyoruz ülkenin en büyük sorunu; muhalefetin, milli hadiselerde siyaset üretemeyip, kısır kalmasıdır?.. Yani muhalefetin muhalifsizliği.. Güne özgü siyasi tavır alan muhalefettin bir temsilcisi, ki o da Türk Milliyetçiliğinden dem vurandır..

***

Öcalan’ın Meclis’e gelmesi yönündeki öneriye, ne diyordu… Bir de, idam ipi atarak.. “Onu oraya sokarsam gök girsin, kızıl çıksın” bilmem ne? Başka biri de; “onu da, ona kapıyı açanı da sokmayız!..”

***

Azıcık zihin yorsalar, günlük polemiklerden kendilerini arındırsalar, ülkenin milli meselelerine vakıf olup, komşu ülkelerde, Ortadoğu’da olup biteni, okuyabilseler!.. İç cephede barışın tesis edilmesinin ne kadar önemli olduğunu idrak etmiş olurlar!..

***

Ki Bahçeli 1 Ekim’den bu yana altı çizili şekilde sürekli vurguluyor.. Ortadoğu’daki savaş, çatışma, var olan ateşin Türkiye’ye bir çıktısı olacağından tutun da!.. İsrail’in yayılmacı savaşına kadar.. Kaldı ki, terörle mücadalenin de amansız şekilde devam edeceğini altını çizmesine rağmen!?.

***

Erdoğan ve Bahçeli eşgüdüm içinde meseleye odaklı, ilerliyorlar..  Ancak, Cumhur İttifakı’nın kendi ekseninde gelişen bir süreç olduğu kadar işin özünde ve ruhunda devlet aklı da, tüm müştemilatıyla var!.. Yani çok yönlü, beyinler efor sarf edilerek, bugüne gelinmiştir!..

***

Kaldı ki Bahçeli son çıkışında sürecin, nasıl ikmale geleceğine dair ne dedi?.. “Ne Edirne, ne Kandil, Adres İmralı’dan DEM’e uzansın..” Ne demek bu?.. 2013’teki süreci zehirleyen aktörler, özellikle de ABD dahil dış orjinli güçler, yapılana müdahil olmasın!..

***

Birincisi örgütün kurucu lideri, ikincisi bu eksende siyaset üreten DEM!.. Adres de meclis!..  Siyasi yönde mecliste konuşulsun, tartışılsın, nihai karara bağlansın. “Öcalan da çıksın, silahlı dönem bitsin, diyerek örgütü lağvetsin..”

***

Sonuç dersek!.. Ezber bozan çıkışların geliştirdiği, araladığı kapı  ülkenin ve toplumun en köklü kanayan sorununa ya çözüm üretecek, ya da çözümsüzlüğü getirecek?..  Ama önem arz edici olan yeni bir başlangıç kapısı aralamaktır…

***

Bunu günlük polemik dili ile tartışmak, meseleyi Erdoğan’ın yeniden seçilmesi gibi bir kurgu diyerek, basite indirmek!.. Siyasi çıkar teminiyle yaklaşım göstermek, sorunu çözmeyeceği gibi, araçsallaştırmaktan öteye gitmez.

***

Tabii DEM Partinin son açıkladığı sonuç bildirgesine gelince!.. Doğrusu hazırlanan metin, satır aralarının açılımı şunu gösteriyor; kendi iradesiyle hareket eden olmadığı gibi, kendi başına bir inisiyatif geliştiremiyor?…

***

Der demez, şu soru da ikmale gelmiyor değil!.. Bahçeli’nin Öcalan’ı öne çıkarıp, Meclis’e gelsin, DEM grubunda konuşsun, çağrısını yapsın demesindeki amaç; “DEM’i Türkiye Partisi yapma hareketinde, Öcalan mı, devreye alınacak?..

***

Tabi son gelişmeler de aralanan kapı açısından, kritik ve dengeleri bozandır.. Denir ya işler zora girdi.. Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in tutuklanması, CHP ve DEM’in buna dair keskinleşen siyasi söylem ve tavrı!.. Daha önce de aktardım; “zaman ve süreç noktasında, manidar bir gelişme?”..

***

Ruhu zedeleme, süreci zehirleme, aralanan kapıyı kapatmaya yönelik; çetin hadiseler vuku bulacak!.. Ki, burada en büyük açmaz da, Suriye’nin kuzeyindeki, oluşum olacak?… En çok merak edilen de, Öcalan burayla alakalı ne diyecek?

***

Kaldı ki, Öcalan çağrıda bulundu!.. Peki, bu bölgede silahlandıran, lojistik destek sağlayan, ABD’nin açık ve net bir şekilde, koruması altına alıp, kalkan olduğu PKK/YPG, Öcalan’ı dinler mi?.. Tabi, Kandil de…

***

DEM’in söylemi net!…İçeride barış eli Suriye’nin kuzeyinde top tüfek olmaz…” Siyasi kulvarda bu ses geliyorsa,  Öcalan’ın çağrısına rağmen silah bırakılmayacağı kesin, gibi!.. Esed’i, ABD’yi, Rusya’yı, İran’ın da, alandaki varlığı!..

 ***

Hasılı kelam; iç cephe ile başlayan, dış cephede de birliğin ve dirliğin sağlanması gereken, kapı aralanmasında, iç siyasetin, gelişmelere ve çağrılara kulak vermelerinin zamanıdır.. İlim, bilim ve örgütlü yapılar da, sahiplenmeli, ellerini taşın altına koymalıdır… Aksi takdirde; hiç de sağlıklı bir yüz yılımız olmaz!?

***

Çünkü, ABD’nin uzun vadeli Ortadoğu’daki stratejik hedefi yekpare ulus devletleri, “iç çatışmaları” alevlendirip, körükleyerek bölmektir. Ortadoğu’daki devletlerin hal-i durumu ortada.. Türkiye de bu stratejik hedef noktasında; potada bulunuyor?

 ***

GÜNÜN SÖZÜ..

Müzakerenin de, mütarekenin de ruhunda, samimiyet vaki ise, uzlaşı kaçınılmazdır!