BAŞINIZA TAŞ YAĞSIN!…
Hemi de öyle böyle yağmasın, bol, bol yağsın!.. Yine başörtü, yine çarşaf ve yine bildik fütursuzca kindarlık!.. Laikliğin üremesi olan o seküler anlayışın kazanç hanesine dönüştürdüğü Kemalizmle, hala da kılık kıyafet zabtiyeliğiyle zehir akıtıyorlar!!…
***
Baksanıza muhalif medyanın ele başının attığı manşete!!!.. Çarşaflı bir anne, Harbiye Orduevi’nde görev yapan oğlunu, görmek, onu ziyaret etmek için oraya, gitmiş!.. En masumuna bir ziyaret, görüşme iken?!..
***
Ama, bu Sözcü gazete, bildik zehir akıtıcı zihnini, dokuz sütuna manşete taşımış!… İri iri puntolarla, annenin evlat şefkatiyle gittiği ziyareti mevzu ederek, Çarşaflı Annenin asker evladını ziyaretini sakıncalı görmüş!..
***
Sanırsınız, bu ziyaret, bu masumane görüşme ülkedeki rejimi değiştirdi.. İhtilal oldu.. Devlet, millet, ülke elden gitti?.. Olamaz böyle şey!.. Çarşaflı bir kadın nasıl olur da Orduevine alınır zırvasında bulunulmuş!..
***
Başımıza taş yağacak mecrasında, tufanında, belasında, fırtınasında bir sergileme edasıyla, bir hüküm ferman verici manşetini nakışlamış; zehir zemberek, cümleler kurarak!.. Kullandığı resmi de, işaretleyerek büyük bir suçmuş gibi…
***
Bu, kılık kıyafet zabtiyesine, hadi böyle bir manşet at derseniz atar mı? Mesela, çarşaflı, baş örtülü, türbanlı, muhafazakar, annelerin, babaların, ailelerin evlatları artık, askerlik yapmayacak, yapmalarına izin verilmeyecek diyebilir mi?..
***
Daha açık bir ifadeyle!.. Ey çarşaflı anneler, ey muhafazakar babalar, sizin evladınız bu ülke ve bu millet için, şehit olmasın, evinde, otursun diyebilecek manşetler atabilir mi? Yorumlarda bulunabilirler mi?.. Bunu, diyebilirler mi?..
***
Ama yok!.. Ne olur; Kürt Memet Nöbete.. En ön safta, cephede Anadolu insanının evladı, olacak, savaşacak, çatışacak, kanını dökecek.. Şehit edilen o olacak.. Kor ateşi onun annesinin, babasının, ailesinin yüreğini düşüp, yakacak..!
***
Ama bu şarabcı, ayyaş, seküler, kemalistler ise Ordu evlerinde kadeh tokuşturup, fasıl yapacak, kendilerine özgü meşkte bulunacaklar.. Vur patlasın, çal oynasın olacak? Neymiş, kılık-kıyafeti bize uygun değil!.. Batsın kılık kıyafet anlayışınız?
***
Elbette onların kılık kıyafetleri size uygun değil.. Elbette ki, sizin gibi kılık kıyafet zabitliği de yapmıyorlar!.. Ama siz, yıl olmuş bilmem ne?.. Çağ olmuş bilmem ne!.. Ancak hala, bağnazlığınızdan kurtulabilmiş değilsiniz, insanların, kılık, kıyafet ve başörtüleriyle uğraşmaktan bıkmadınız mı?!!..
***
Allah’ın taşları çoktur!? Ve bu zihniyetin başına her daim yağıyor.. Lakin kendilerinin farkında değiller, ne kadar itici, yıkıcı, ayrışırıcı ve ötekileştirici olduklarının?!… Yuh be denildi, hadi ordan sizi kılık kıyafet zabtiyeleri denilerek, o defter kapanmıştır?!.. Bir daha açılmaz!!!
***
DERHAL DUR DENİLMELİ?..
İsrail’e karşı ivedi bir“dur çekilmeli mi çekilmeli?!.. Hem de şimdi.. Filistin.. Gazze… Şimdi Lübnan.. Yarın, muhtemelendir ki Suriye.. Beride Irak var!.. Sonrası; Ortadoğu’nun tümü.. Türkiye de Yemen de dahil.. Seyrini kesmiyor; İsrail vahşiliği.. Dün yapılması gereken, bugün de ne yazık ki yapılmıyor?!.. İlk gün dur denilseydi, bugün dur denilmenin çaresizliği yaşanılmazdı?
***
Görünen o ki, önceden çizilmiş, hazırlanmış, hayata geçirilmiş olan, planlı hedeflere ulaşılmadan, İsrail’in duracağı yok!.. Yoksa, abisi hegemon ABD!.. Ki, Batı yekün şekilde!!.. Krallar, Emirler de!.. Hepsi, kan emici Netanyahu’ya selam çakmaz, alkış tutmaz, danışıklı-dövüşle bu işi, devam ettir demezdi?!.. Ki diyor.. Yoksa, 2023’ün başında fren çekilirdi?
***
Hakikatten kaçınılıyor, gerçekler görmezlikten geliniyor!.. Deve kuşu misali, kafalar kuma gömülü!.. Ortadoğu!.? Batı ve Avrasya ekseninde, siyonizmin hamisi ABD’nin, asırlık planı Sünni ve Şii ayırımı çizgisini de, kullanarak, ele geçirme gayretinde!.. Hatırlayalım, 11 Eylül’deki ikiz kulelerin vurulması ve ardındaki, operasyonel sonuçları!..
***
Bugün, o gün yapılanları tetikçi olarak kullanılan Netanyahu’yu, aklama gayretindeler!.. Terör devleti İsrail’in, Batı’nın özellikle terör örgütleri diye, dillendirdiği!.. Kralların, emirlerin de; mandacılıklarıyla biat kesilmesiyle; kan emici Netanyahu’yu bu işte, kullanıyor.. İzle ve bekle, ama sen yapmaya devam et!!…
***
Daha net ifade edersek, ikinci Sykes-Picot organizasyonu, ikmale getiriliyor!.. Ve bunda çatışmanın ekseni, Ortadoğu’dan çıkmayacak!.. Yeni savaş, yeni dünya düzeni, buradan, ikmal edilecek.. Net bir şey ifade etmek gerekirse, bugün yaşanan ve yaşatılanların emaresi, 2000’lerin başında kendini gösterdi.. Şöyle bir takvim yapraklarını, çevirelim!..
***
Ariel Şaron.. İsrail Başbakanı.. Takvim yaprağı, 28 Eylül 2000’i gösteriyordu!.. Şaron, yanında askerlerle, Mescid-i Aksa’ya işgal girişiminde bulundu.. Aksa’nın avlusuna kadar girdi.. O tarihte, Filistin'in büyük başkaldırışı, yani İkinci İntifada başladı… Kassam Tugaylarının ilk roketi ise, Ekim 2001'de ateşlendi.
Utanç duvarı da 2002'de örüldü.
***
Sonra mı, Filistin lideri Yaser Arafat, kuşatmaya alındı.. Ev hapsine tutuldu.. 2004'te şüpheli biçimde hastalandı.. Ortadoğu sömürgesinde başaktör olarak rol alan, ne hikmetse Fransa'ya götürüldü!.? Arafat orada son nefesini vererek, yaşamını yitirdi.. Filistin’i koruyan, kollayan, sahiplenen her güce karşı İsrail’in abisi ki Büyük İsrail olan ABD, operasyon çekti!..
***
Nitekim, 2004'te önce Hamas'ın kurucu lideri Şeyh Yasin… Bir süre sonra, ikinci lider Rantis’e yönelik suikast, düzenlenip, şehir edildiler.. Plan; Hamas ile El Fetih’in bir birinden uzaklaşması.. Ki geri dönüşsüz biçimde, işbirliği ve birliktelik koptu.. Herkes kendine özgü, saflara bölündü.. Nitekim, ikinci intifa da bu takvimde başladı. 2005.. 5 bin Filistinli öldü, 48 bin de yaralı!..
***
Bunlar yaşanırken, diğer İslam ülkelerinde neler yaşandı.. Afganistan.. Irak.. Ve son, 10 yıl içerisindeki Suriye.. 2001’de Afganistan.. İkiz kuleler gerekçesiyle.. El Kaide.. ABD İşgal etti Afganistan’ı.. 2003’te, ne oldu? Irak işgal edildi.. Tabi, Arap Baharı adı verilen, ama yıkıma dönen operasyonlar peş peşe sıralandı!.. Demek ki, geçmişten ders alınmamış!..
***
O günkü acıları, güçlerin menfaatine heba etmemiş olsaydık!.. Siyasi ihtiraslara, kurban vermemiş olsaydık!.. O gün, akan, dökülen kana karşı, dik duruş sergilerdik!.. Ve durdururduk.. Lakin yapılmadı.. İşte, yer yüzünde insanlığı yok eden Büyük İsrail’i yakından tanımak, bilmek, sorgulamak, gerektiği gibi; kendini koruman ve kollaman lazım!..
***
Takvim yaprağından düşen her yaprak, geç kalınmışlığı göstermektedir!.. Peki nasıl olacak?.. İşte o da, İslam dünyasının birliği ve dirliğiyle, mümkün olabilir!.. Filistin’de, Gazze’de, Lübnan’da akıtılan kan, ırklarla, dillerle alakalı değil.. Netanyahu ve katil sürüsüne tez elden dur denilmezse, ateş eninde sonunda, bölgedeki herkesi yakacaktır?!..
***
Kralların da, emirlerin de, Filistin bizim davamız değil diyenlerin de!.. Tasması, Batı’nın elinde olanların da canını fena şekilde, bu ateş yakacaktır.. Ki inen ateşin, hızla yaklaştığını görmelerine rağmen…
***
GÜNÜN SÖZÜ..
Onlar; ağızları var konuşmazlar, kulakları var duymazlar, gözleri var, görmezler!..