CEZAEVİNDEN GELEN MEKTUPLAR?!…

Ülke gündeminde, dün olduğu gibi bugün de düşmeyen mevzulardan biri, “af veya infaz cezasında indirim, beklentisi!..” Ki bu beklenti her seçim evresinde olduğu gibi, yasama döneminde de sıkça, dillendirilip konuşulur!!.

Nitekim, Ekim’de meclisin yeni yasama döneminin görüşülecek ilk maddelerinden biri de, 9 Yargı Paketi!.. Paket Adalet Komisyonunda konuşuldu ve geçti.. 60’a yakın madde elenerek, 38’e indirildi..

***

Ancak, mevcut pakette genel veya özel bir af yok!.. Özellikle, Adli suçlar açısından.. Tabi Mecliste paketin görüşülmesi sırasında, bu beklentiyi karşılayabilme adına gelebilecek teklifler ne olur?..  Ya da, ek maddeler eklenebilir mi, onu bilmem.. Onu o gün, konuşuruz.. Ama, cezaevinden son günlerde aldığım yoğunluklu mektupların muhtevasında; kısmi bir af beklentisi ve isteği var!.. İşe o mektuplardan, bir ikisi..

***

Ömer abi..

Bu mektubumu, Diyarbakır 2 Nolu T Tipi Kapalı CTK A. 9 Koğuşundan yazıyorum. 2013’ten bu yana kapalı cezaevindeyim. Suçum adli suç grubunda, olmaktadır. Sizin, aracılığınızla köşe yazınızda, yayınlanıp yetkililere seslenmek istiyorum.

Ömer abi…

Yanlış tutum ve davranışlarımdan dolayı burada olmaktayım. Kurumsal sorunlar elbette ki var ancak, bunların da manevi kazançlara vesile olduğunu, ahiretteki büyük buluşmada, Mahkeme-i Kübrada olacak. Defterine geçtiğini bilerek ve bunun verdiği sükunetle yoluma devam ediyorum. Kim kadere iman ederse, kederden uzak kalır.

***

Değerli abim..

Başımıza gelen kötülüğün Allah’ın izin vermesiyle, bize ulaştığını biliyorum. Yani Allah o koltuğu takdir etmez ise, izin vermezse, istemezse, o kötülük bize isabet etmez. Başımıza böyle bir nahoş hadise vuku bulmuşsa demek ki, Yüce Allah böyle murad etmiş. Bu nedenle, sabrediyorum ve O Yüce Yaradan (cc)’dan yardım istiyoruz. Rahat, ferah ortamlarda iman etmek kolaydır. Ama şartlar ağır olunca, işin esası asıl ortaya çıkar.

Bugün Gazze'deki kardeşlerimiz her türlü sıkıntı altında çile ve ızdırap ile inliyor.  Bu dünyanın çileli bir kaç senesine mukabil öte alemin nice nice emsalsiz, hadsiz, hudutsuz nimetleri eksiksiz ve ebediyen önlerine serilecek.  Demem o ki, abi..

Bu dünya darül imtihandır, bir pazar yeridir. Ne alırız, ne satarız, hepsi ebedi bir hayatın sermayesi olacaktır.

***

Değerli abim..

Şu an koğuşumuzda 25 kişi olmaktayız. Ve hepimiz de ciddi manada ıslah olduk.. Yüzbinlerce mahkumların ıslah olduğunu da ifade ederim. Gençken yanlış tutum ve davranışlarımdan dolayı hala da buradayım. 12 yıl içerisinde 2 defa yasa verdiler, fakat yine dışarıya çıkamadım.

Nitekim hükümetin verdiği yasa sadece cezaevinin az bir havasını aldı. 24 Yıldır, kapsamlı bir yasa ceza indirimi maalesef vermediler.

Bazı avukatlardan bir yasa ceza indirimi ile ilgili bir malumat almak istiyoruz. Söylediğimizde herkes üç maymun kodunda meselenin ekseninde kendisine göre konumlanarak “ben bilmez merkez bilir” misali, duruşları var.

***

Evet bizler bir hata yaptık ve buradayız. Bu yapmış olduğumuz hatanın bedelini ödedik ve ödüyoruz da hala.

Dilan Polat çifti 40 yılla yargılanırken, nasıl oluyor da 10 ay içerisinde tahliye ediyorlar. Hala da aklım almıyor. Bizim gibi gariban mahkumlar da hep içerdeler maalesef. Polatların hapishane sonrası şımarıklığı karşısında..

1. Hepimiz hırslandık.

2. Milletçe asabımız bozuldu.

3. Ulusal iğrenme içine girdik.

4. Midelerimiz bulandı, tuttuk.

5. Pervasızlık karşısında şaşkına döndük.

6. Önümüze gelene bin tekme atacak duruma geldik.

Muhtemelen 70 yılla yargılanan Nihal Bahar Candan kardeşlerden Bahar Candan da çıkacaktır.. (Ne yazık ki, Cuma günü hakkında tahliye kararı verilerek, Bahar Candan serbest bırakıldı)

Oldu bitti.

Yani mevzu hayli derin.

***

Biz kader  mahkumlarının sesini duyan yok maalesef.

Tabi ki de, terör, cinsel, kadın cinayeti ve uyuşturucu baronlarını kimse istemez ve istemeyiz de. Kaldı ki iktidar tarafından da görünüş öyledir. Ama biz diğer suç gruplarına “GENEL AF” istemiyoruz. Bizi dışarı atabilecek bir ceza indirimi istiyoruz.

Sayın Devlet Bahçeli’nin 5 yıl ceza indirimi oldukça umutlandırdı. Beklentiler çok yüksekti? Fakat bekletileri hiçbir şey karşılamadı.

Buradan Sayın Cumhurbaşkanımıza sesleniyorum.

Sayın Cumhurbaşkanım;

Biz ciddi manada ıslah olduk. Cumhuriyetin 100. yılına biz mahkumlara 5 yıl ceza indiriveriniz lütfen.

Lütfen ailelerimize kavuşmamızı sağlayınız. Şartlı salıveriniz bizleri. Ailemiz perişan. 12 yaşında bir kızım var.  Cezaevine girdikten 2 hafta sonra kızım dünyaya geldi. Hala da kapalı cezaevindeyim. Topluma da kazandırılmış oluruz.

Lütfen bir defaya mahsus Cumhuriyetin 100. yılına kapsamlı bir ceza indirimi veriniz.

Lütfen.. lütfen.. lütfen.

***

Ömer abi..

Mektubumu lütfün köşenizde yayımlayınız.

Köşe yazılarınızın günün sözünde, “Her özgür insan bir mahkum adayıdır” yazarsanız, bizi ziyadesiyle mutlu edersiniz.

Yayın hayatınızda başarılar dilerim.

EMRE ALTINER..

Diyarbakır 2 Nolu T Tipi Kapalı CTK A. 9 Koğuşu..

***

Bir başka mektup!.. O da, Diyarbakır 2 Nolu T Tipi Kapalı Ceza İnfaz’dan.. Koğuş K 18’deki tutuklu Mehmet Duman göndermiş.. O da 9 Yargı paketini soruyor, son durum nedir diye?…

***

Gerek Emre Altıner’in ve gerekse de Duman’ın cezaevinden seslerinin duyulması noktasında gönderdikleri mektupların muhtevası bu minvalde.. Bu sesin karşılık bulması, elbette ki muhalefet ve iktidarın ortaya koyacağı tavra bağlı!.. Doğrusu, kısm-i af içerikli beklentiler 31 Mart seçim öncesi, çok konuşuldu.. Hükümette af getiriliyor polemik ve tartışmalarından çekindiği için, geri adım atmıştı..

Bakalım, 2028’e kadar seçim olmadığına göre cezaevindende yükselen, af beklentisine dair sese nasıl kulak verilecek?. Neyse; bizden cezaevinde bulunan özellikle kader mahkumları diye, tanımlananların sesi olma noktasında, meseleyi bura getirdik!..

***

Ancak not düşmem de gerekir!.. Öncelikle belirtmek isterim ki cezaların caydırıcılığı noktasında; ben genel affa, ya da kısm-i affa hep karşı çıkmışımdır.. Çünkü, hukuki belirsizliğe neden oluyor.. Asayiş, toplumsal huzur ve barışın tesisinde, sıkıntı yaratıcı.. Aynı zamanda, siyasi, politik, ideolojik, maddiyat içeren çıkar çarkında, ayrıştırıcı, ötekileştiren, kutuplaştıran oluyor!.. Ülkenin tarih sayfasında vakidir; afların toplumsal barışı ne kadar bozduğu ve hukuku atıl hale getirdiği..

***

Önceki yazılarımda da, ifade etmiştim!.. Eğer kader mahkumları diye tanımladığımız tutuklu ve mahkumlar için, topluma kazandırılmaları yönünde, bir gayret sarf edilecekse!.. Bu ceza infaz sisteminde, cezanın cezaevinde kalma süresinde, aşağı çekilebilir.. Mesela vaki olan yüzde 66’lık cezaevinde kalma süresi, yüzde 50’lere çekilebilir.. Ki bu da, Mahkumun ıslah ölçüsü göz önüne alınarak yapılmalı.. Bu adım adil bir çözüm getirebilir!…

***

GÜNÜN SÖZÜ…

Mahkum der ki; “her özgür insan bir mahkum adayıdır”