DİCLE’NİN BİTMEYEN PERİŞAN HALİ?

Ne yazık ki; bedbaht şekilde!.. Evet, Dicle Nehrinin diğer yakasında bulunan Dicle Üniversitesi yine “dünü aratmayan” yönetim anlayışının, koduna girdi!.. Suyundan mı, havasından mı, sosyal ve siyasal yaşamından mı, bilmiyorum!!!..

Gelen her yönetim ilk etapta “hak, hukuk, adalet, dürüstlük, şeffaflıktan” dem vurur, ama bir dönem sonra tam tersi libas değiştiriyor…

Yeniden “o rant” odaklı ya da “o vesayet” kurgulu “operasyonel”, faaliyetlerin aklına  “biat” edici, “emir eri” konumuna düşüyor… Kurum da; “Ali Baba’nın çiftliği gibi; har vurup, harman savurma alanına dönüyor!!!..

***

İşte, aylardır konuşuyoruz, tartışıyoruz, yazıyoruz, çiziyoruz, dillendiriyoruz bir dizi meseleyi!!.. Salt ben değil.. Kentin hassasiyet gösteren, STK’ları, örgütlü yapılar, Odalar, Siyaset adamları.. 

Beri yanda, mürekkep yalamış, kentin kanaat önderleri dahil!.. Dahası, kentin idaresinde yer alan, bir çok zevatta her ne kadar “sesli olmasa da” özelde aynı tepkiyi koyuyor!..

***

Özellikle, son dönemlerde tüm dikkatlerin odaklandığı “rantı yüksek” ekilebilir arsalar ile İmar’a açılan araziler konusunda yaşanan vakılara karşı “Dicle Üniversitesi’nde neler oluyor” diye soruluyor!..

Gel gör ki; “neler oluyor” sorusuna yanıt vermede, her mevzuda olduğu gibi değişmez tutumla; “kem küm, lam, cim” tavrı takınılıyor… Eee; geçmişteki idarecilerde de “taktik” böyleydi..

***

Yönetim mekanizması “rant, çıkar, menfaat” odaklı işlediğinden dolayı; söz geçmişten açıldığında “hiç de hayırla” yad etmiyoruz!.. “Yazıklar olsun” diyerek, cümleye başlıyoruz..

Bugün, Üniversite’nin binlerce “dönümlük” arazileri, kimi yeşil alan, kimi ekilebilir alan, kimi mera iken, “her biri 10 milyon liraya satılan” koca koca villa konduların alanı olmazdı!?.. Araziler, parsel parsel peşkeş edilmezdi!…

***

Neyse; vicdanlarda sorgulanıyor “o günahkarlar..” Gel gelelim son mevzulara!.. Gerek Diyarbakır Söz’ün dünkü manşet haberi ve gerekse diğer yerel gazetelere, ulusal medyaya yansıyan, STK’ların aynı mevzu üzerine, yapmış oldukları açıklamalar!..

Özü itibariyle; Dicle Üniversitesi’nin “nasıl talan edildiğini” ve idarecilerin de bu yıkıma, vurguna, yolsuzluk, usulsüzlük ve işgale karşı nasıl da “biat edici” bir şekilde, sessiz kaldığını ifşa ediyor..

***

Velhasıl, Dicle Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Karakoç’a daha önce sormuştum.. Kısm-i yönde yanıt almıştım.. Ve buradan da paylaşmıştım..  “Kimse üniversitenin arazisini işgal edemez” diye…Ama velakin verdiği yanıtın “sözde kaldığı” noktasında bir dizi gelişmeler vuku buldu..

Yani söz ile sahadaki fiili durum; çelişki içeriyor.. Özellikle de Üniversitenin ekilebilir rantı yüksek bin 180 dönümlük arsanın, hal-i vaziyeti..

Son akıbetini sormak istiyorum.? Dahası, bu arsayla alakalı Çiftçi Nurettin Özkılıç’ın, Üniversite Rektörlüğüne verdiği şikayet dilekçesinden yola çıkarak soruyorum!?..

***

BİR… Mülkiyeti Üniversiteye ait 7567/32 ada parseldeki bin 180 dönüm ekilebilir tarım arazisinin “kiraya verilmesi” yönünde ihalesi yapıldıktan bir kaç gün sonra, iptal edildi?!… Gerekçesi nedir?!

***

İKİ.. Söz konusu arazinin 8. 8. 2022’de yapılan ve bir çok firmanın milyonlar teklif ettiği iptal edilen “kiralama ihalesi”, neden ikinci kez yapılması yönünde, karar kılınmadı?!.. İmtina edilmesinin gerekçesi nedir?..

***

ÜÇ… Çiftçi Özkılıç’ın idda ettiği gibi; 2. 12. 2022 tarihinde; meçhul kişiler tarafından, gece saat 23.00 sularında, üç traktörle arazi işgal edilerek, çift sürüp, ekim yapıldı mı?!.. Yapılması resmi mi, işgal mi?!…

***

DÖRT.. Özkılıç’ın; “Burası Türkiye Cumhuriyeti devletidir. Hukuk devletidir. Burayı “Muz Cumhuriyeti” görüp, hukuksuzluk yapanlara, devleti soyanlara, zarara uğratanlara, hesap sorulmayacak mı?” beyanına bir yanıt var mı?!..

***

BEŞ.. Dicle Üniversitesi’nin “imara açılmayan” ve ekilebilir durumdaki diğer binlerce dönüm arsanın, 10-20 hatta 25 yıla yakın bir zaman dilimidir; belli kişiler tarafından “işgal altına” alınıp, dokunulmaz kıldıkları, efsane mi?!..

***

Ne demişler “bakarsan bağ olur, bakmazsan dağ olur.?” Ben de diyorum ki, “sahiplenirsen senin olur, sahiplenmezsen işgal olur?”.. Koca bir üniversite, Ziraat ve Veteriner Fakülteleri olmasına rağmen, ekilen, biçilen araziler birileri tarafından yıllar yılıdır işgal altında.. “Teslimiyet”… Yazıyı kaleme alırken, Yenişehir Belediyesi’nin atıl haldeki ekilmez diye bırakılan 100 dönümlük arazinin sahiplenilip, ekim alanına dönüştürülmesi haberi, önüme konuldu.. “Sahiplenirsen senin olur” misali..

***

Gelirsek, STK ve Odaların “imara açılan 2 bin 7 dönümlük arazilerin” akıbetine!.. Bu alanlar denilene göre, satılacak ve Üniversite yönetimi gelen “parayla” iki tane 400’er yataklı, “hastane inşa” edecek.. Çünkü, mevcut hastane “miadını” doldurmuş.. Ki haklılar.. biz de bunu ifade ediyoruz.. Kaldı ki, mevcudiyeti “Sağlıktaki gelişmeye” odaklı çağın çok ama çok gerisinde.. Halen, koğuş sistemi.. 4-6’lı yataklı tedavi odaları var!…

***

Ama velakin, denir ya!.. “Kaş yapayım derken, göz çıkarmak” gibi bir hal var.. Herkesin tepkisel yönde odaklandığı nokta; “Üniversitenin o güzelim kaşının altındaki “gözün çıkarılmaması, kör hale getirilmemesidir?”.. Ne diyor Şehir Planlayıcıları Odası Başkanı Berivan Güneş.. “Bu yıkım devam ederse, ekolojik denge bozulur.. Arazi talana açık hale gelir. Bilimden uzak, ekonomik çıkar gözetilerek, Üniversite konumunu kaybeder?”…

***

Hukukçular, Ekoloji Derneği,  DTSO ve TMMOB.. Ve daha bir çok kurum işin takibinde olduğu gibi anlatılanlar, kapalı kapılar ardında yapılan pazarlıklarla ilgili iddialar; “zihinleri zonklatıyor?”.. Neyse; bugünlük bu kadar diyelim, Dicle’nin diğer yakasından, gelebilecek sesi bekleyelim!… Çünkü, daha konuşulacak şey var!…Her şey oldu bittiyle, bitmiyor!… Tepeleri işgal ettirdiniz bari vadiye, dokunmayın.. Orası, bu kentin “oksijen deposu!..”

***

GÜNÜN SÖZÜ

Ne istediğin ile ne yapabileceğin arasındaki farkı ancak kendinden vazgeçtiğinde kapatabilirsin.