DÜNYA ADAMIN ARKASINDA…

Çok mu abartılı bir iddialı söz oldu!?.. Bence değil.. Niye derseniz, Erdoğan’ın rakibi olan zat-ın arkasındaki güçlere bir bakın, kim var arkasında?..  Biliyorum diyeceksiniz ki kimler yok ki?.. Zaten, hiçbiri de, kendini gizlemiyor!.. Bilakis, ifşa ediyor ve “kozumuzu paylaşalım, diye de racon kesiyor!." Geçmiş dönemlerde pek vaki değil, böylesi bir güçbirliği!…

***

Sırasıyla, sayarsak!.. Başı çeken, ABD.. Hal-i hazırdaki Başkan Biden.. Kaldı ki, “seçilmeden, vaat etmişti; biz gelirsek muhalafeti destekler, Erdoğan’a rakip oluruz” diye?.. İşte Avrupa.. Bilaistisna, hücumda.. Başı çeken de, Fransa ve Macron..  Siyonizm ve emperyalist ülkeler.. Dahası, Kandil var, PKK var, PYD var..  FETÖ hem içten hem dışarıdan, tam pres..

***

İçerden, tüm siyasi muhalif isim ve partili yapılar.. Altılı masanın yekünü.. İşbirliği içerisinde olduğu HDP de Erdoğan’a “hem hasım, hem de tavizsiz karşıt”.. Yan destekçiler var.. Sosyal medya.. İş dünyası.. TÜSİAD.. Fondaş kalemler.. Yazılı ve görsellerin bilinen, mahallesi..

***

Başka var mı?.. Benim unuttuklarım var.. Sizi bilmem.. Ki sosyete de vardı.. Ha, unutmadan.. Laikliği rakıya, Cumhuriyeti çilingir sofrasına, vatanseverliği bir dubleye, indirgeyenler de var.. Onların alayı, karşı.. Bir kuşaktan da söz ediliyor.. Bilmem, zat-ı belki desteklemiyorlardır, ama Erdoğan’a karşılar..

***

Hasılı; çarşı-pazar, hayat pahalılığı!.. Soğan, patates.. En büyük arsız ve utanmaz, onlar. Saatlik fiyat biçiyorlar.. Yani, tablo haykırıyor, “dünya alem” burda ve hepsi, Erdoğan karşıtı..  Kemal beyin de safında yürüyenler.. Bir ayrıntı vardır, unutmadan aktarayım!.. Bir de, AK Parti'nin içerisindeki “AKP’liler var”, onlar da boş durmuyor, “el altından” vuruyorlar..

***

Şimdi, hal bu iken ve bütün bunlar, 7’den 70’ine Kemal beyin çıktığı siyaset arenasında, Erdoğan’dan “el ense, tokadı” yerse.. Ve o kocaman, milli iradeyi temsil eden sandıktan da, Muharrem İnce’nin dediği gibi “adam kazandı” sonucu çıkarsa.. Sahi sadece Kemal bey mi bu durumda, yenilmiş olacak?.. Yoksa, dünya yenilmiş ve diz çökmüş olacak?!…

***

Peki, nasıl bir hesap vermişlik olacak!.. Ya da sivil siyasette!?.. Bilen ve vaki olan var mı!?..  Kim neyler, bilmem.. Ama velakin, “arkasındaki yedidüvelin” onu savunmayacağını söyleyebilirim… Ki bizden başka da onu savunacak, iki kelam eden de olmaz diyorum!…  Sizce…

***

SÜRPRİZ OLMADI?..

Zaten beklenilmiyordu, beklenemezdi de?!.. Denir ya el mahkum! HDP patentli, “Emek ve Özgürlük İttifakı”, deklare etti.. Cumhurbaşkanlığı seçiminde, “Kemal beyi destekleyecek..” Nihayet, diyelim, “haydi hayırlısı?”..

***

Ha bir de mutabakat kalışlarına, şart eklemişler.. Demişler ki; “Türkiye siyasetinin bu kırılma aşamasında, üzerimize düşen tarihi görevi hem geleneğimize hem de gelecek kuşaklara borcumuz kapsamında yerine getirme konusunda mutabık kaldık..” Ne dersiniz, dünün borcunu ödediler mi?..

***

SEÇİM BÜROLARI…

Seçim takviminde son düzlüğe girildi.. Artık partiler, adaylar, teşkilatlar son sürat, seçmene odaklanmış, koşturuyor.. Ki bu maratonda, kararsız seçmenleri iknada mahirlik içermiyor değil.. Nitekim, tercihler giderek, netleşmeye başladı.. Önümüzdeki hafta itibaren, “kararsız seçmen” diye bir kesimden söz edileceğini sanmıyorum!..

***

Sözü edilen kesim olsa olsa; o da “seçim boykotunda” karar kılanlar olacak?.. Ki bu tavrı takınmak isteyen, çok sesler duymaya başladığımı belirtmek isterim.. Özellikle de, muhalefetin ortaya koyduğu muhalefetsizlik ve tutarlılık içermeyen hadiselerle, gündem olması.. Yani iktidara ve muhalefete tepkili kesim, “iki taraf da birbirinden beter” deyip, günahlarına ortak olmak istemiyorum tutumu içinde…

***

Bir anket sonucu veya saha çalışmasına dair bir veri bende yok; bu kesimle alakalı!.. Ama hatırı sayılı, bir kesim olduklarını, düşünüyorum.. Çünkü, bir kaç hafta öncesine kadar pek dile getirilmiyordu “boykotlu seçmen” olunacağı!.. Şimdilerde yaygın, ifade ediliyor.. Seçime katılım yüksek olacağını söyleyebilirim.. Ama katılmayanların da, bildik gerekçelerle değil, “boykottan ötürü” sandığa gitmeyeceği..

***

LOKALLERDE, GÜNÜN YORGUNLUĞU!

Diyarbakır’da adayların seçim büroları, artık günün yorgunluğunun atıldığı mekanlara dönüştü!.. Gündüz, in-cin top oynuyor..  Kimsecikler yok.. Hatta bazıları kapalı.. Ama akşamları, mekanlar açılıyor, hareketlilik başlıyor.. Hareketliliği de, adayın gelişi belirliyor.. Gün içerisindeki mesaisinin hem yorgunluğunu atmak, hem de “istişaresini” yapabilme adına, buluşma yeri olarak kullanması!.. Nabız yoklama mekanı!… Çünkü bir çok aday, ilçe ve köy gezilerinde bulunuyor.. Günün sonunda, kent merkezindeki lokalinde konumlanıyor..

 ***

SİYASETİN ANA PARAMETRELERİ?!…

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’dan gençlere siyasi kulvarda, bir kaç anekdot.. Özellikle, Türkiye Yüzyılı’nın ana parametreleri!.. Nedir onlar?…

Kimlik siyaseti yok… Birlik siyaseti var..

Kutuplaşma siyaseti yok… Bütünleşme siyaseti var..

İnkâr siyaseti yok… Kucaklaşma siyaseti var…

Tahakküm siyaseti yok… Özgür ve hür siyaset var..

Kin, garez siyaseti yok… Sevgi, muhabbet siyaseti var..

Fanatizm siyaseti yok… İnsani değerler siyaseti var..

***

Deyin hele, ana parametrelere itirazı olan var mı!.. Ya da, ben karşıyım diyen.. Sanıyorum.. Peki, vücut bulma hali olabilir mi?.. Niye olmasın ki?.. Yeter ki, siyasetin ruhunda “salih amel” ikmal edilsin.. Gerisi; kendi mahallesinde çöplüğe döner..

***

GÜNÜN SÖZÜ..

Yedi düveli yenmenin hazzı sizce nasıl bir duygu atmosferi oluşturur?!…