EMNİYET MÜDÜRÜ KAYA..

Malum, önceki gün Emniyet Müdürleri kararnamesi yayınlandı!.. Diyarbakır’a Sakarya İl Emniyet Müdürü Fatih Kaya atandı.. Kent adına, “hayırlı uğurlu olsun..”

***

Özgeçmişine baktım, hayli dolu!.. Polis Akademisi mezunu, aynı zamanda Hukuk Fakültesini de bitiren biri!.. Ülkenin coğrafik yapısına baktığımda; “her yerde” görev yapmış.?.. Yani kurumdaki basamakları sindire sindire, yoğrula yoğrula çıkmış!..

***

İlk Emniyet Müdürlüğü görevini de, Bitlis’te yapmış.. 20 Ocak 2015’te.. Bölgeyi tanıyan bilen biri.. 20 Ağustos 2017’de ise, Sakarya Emniyet Müdürlüğü.. 4 yılı aşkın görev sonunda, şimdi Diyarbakır İl Emniyet Müdürü olarak, görev ifa edecek.

***

Sporcu kişiliğiyle bilinen biri Kaya… Her emniyet müdürü için kullandığım ifadeyi, Kaya için de kullanmak istiyorum..  Lütfen, ama lütfen çatık kaşlı olmayın, güler yüzlü olun.. Babacan olun.. Ki, kadim şehir ahalisi sizi, “Gaffar baba” gibi kucaklayıp, “Fatih abi ya da Fatih baba” diye, bağrına bassın!..

***

Çünkü, bu kent; “huzursuzluktan, gerilimden, çatışma ortamından, terörden, kötü yönetilmekten çok çekti?.” Umarım,  Kaya “kadifeli çelik” yumrukla, kentin “asayiş bakımında berkemal eder..” Kent dinamikleriyle, kurumlar arası diyalogdaki hassasiyeti de, gözetirse çok şey değiştirebilir Diyarbakır’da!.. Kaya’ya şimdiden başarılar dilerim…

***

AŞKIN MERKEZE Mİ?…

Kararnamede, dikkat çeken Emniyet Müdürü Hüseyin Aşkın’ın ataması oldu!.. Malum kamuoyuna “Aşkın emeklilik dilekçesi verdi, emekli oldu.. Artık İzmir’de akademik alanda kariyer yapacak, hatta tarım sektöründe ticaretle de meşgul olacak” diye yansıdı. Hatta, “Diyarbakır’a gelmeden önce, bir yıl kalıp emekliliğimi isteyeceğim” dediği de rivayet ediydi..

***

Nitekim, kendileri “bir kaç hafta önce” şehri sessiz sedasız terk edip, gitti.. Ki gidişi de, “emekli oldu, isteği onaylandı” şeklinde değerlendirildi..  Ama gel gör ki, kararnamenin muhtevasına baktığımızda; “nasıl olur” dedirten bir durum hasıl oldu..  Aşkın “emekli olmamış, emekliliğine onay verilmemiş” gibi bir halle kararnamede merkeze çekilen isimler arasında yer aldı…

***

Emniyet Genel Müdürlüğü bünyesinde, Polis Başmüfettişi oldu… Garip ve tuhaf bir hal.. Atama prosedürü mü böyle mi, yoksa “emeklilik” libasının altında, başka şeyler mi söz konusu.. Ne diyelim,  “yüz yüze gelemedik” bir türlü… Ama zaman en büyük tefsir olduğu gerçeğiyle; mevzuyu zamana bırakalım!…

***

SEÇMEN FİŞLENDİ Mİ?!…

Zatı muhterem, diyor ki..

“Yüksek Seçim Kurulunda (YSK) bile olmayan seçmen bilgileri bizde mevcut…”

***

Bu beyan bir süredir gündem ve “siyaseti” hararetli şekilde meşgul ediyor.. Etmez mi?.. Mevzu “pimi çekilmiş” bomba gibi.. Vahimliği ve vehameti, der demez “vay ki vay” dedirtmiyor değil insana!!.

***

Ne demek, YSK’da bile olmayan “seçmen bilgileri bizde mevcut?”..

Zihinde “şimşekler” çaktırıyor..

***

Buradaki gaye, YSK’ya “el ense çekip” kendilerine özgü dizayn etmek mi?!.. Malum, daha önce bir çok “kurumun kapısına” dayandıkları gibi bir strateji mi benimseniliyor?!

***

Yoksa, “büyük bir yalanla ortalığı karıştırmak”, sonrasında “algı üretimiyle, ahaliyi YSK’ya yönelik “güvenilmez” noktasında inandırmak mı?”..  Ya da, zat-ı muhterem “sirkatin mi” söylüyor..

***

Garip ve tuhaf bir hal!.. Seçmenin YSK’da olan bilgileri herkesin malumudur…nettir.. Ve; “nüfuz cüzdanındaki” bilgileri içerir.. Ötesi yok.. Adı, soyadı, baba ve ana adı, doğum yeri, yılı ve ikametgah adresi!!.. 

***

Ki bu bilgilerin dışında, başka bilgiler var ise, durum daha bir vahimleşir Zatı Muhterem’in “elindeki bilgiler” açısından… “Seçmen bilgilerinin” ötesi, masumiyet karinesinden çıkar, “mahremiyeti” ihlale döner..

***

Ki, iş fişleme ve andıçlama kimliğini kazanır!!…Ülkede, 60 milyon seçmen var!.. Hepsinin “fişlemesi” olabilir mi?.. Vaki ise, zaafiyetli iki kurum ortaya çıkar; İçişleri ve MİT.. Burdan mı çalındı, sızdırıldı?!

***

Ki, İçişleri Bakanlığı Kemal Bey’e seslendi.. “Kılıçdaroğlu'nun YSK'da olmayan ancak kendilerinde bulunduğunu iddia ettiği bilgileri nasıl temin ettiğini açıklaması gerekmektedir. Aksi takdirde, kişisel verilerin mevzuata aykırı temin edilmesinden ötürü bakanlığımızca suç duyurusunda bulunulacaktır..” 

***

Nitekim nüfuz ve Vatandaşlık Genel Müdürlüğü de “sorumluluğa” davet etti..  “Kanunlar çerçevesinde ülkemiz ve vatandaşlarımız için mesai mevhumu gözetmeksizin çalışan, teknolojik alanda ciddi başarılar sağlayan, birçok projede dünyada öncü olan kurumumuzun, sorumluluk sahibi olması gereken Ana Muhalefet Partisi tarafından hedef alınması ve gerçeği aykırı beyanlarla gündem oluşturulmaya çalışılması üzüntüyle karşılanmıştır.”

***

İş, görünen o ki “hukuki” kimlik kazanarak, yargıya gidecek.. Ama her yönüyle vakıa, “kuyuya atılan” taş misali, bir hale dönüştü gidiyor.. Ancak mevcut hal, kim ne der bilmem ama bana göre CHP’nin “tek parti ve şeflik” döneminin “hünerlerini” işaret ediyor…

***

Ki burda, YSK veya İktidar’a “el ense” çekildiği kadar, seçmen de hedef tahtasında!… Odaklanan ağırlıklı nokta, burda seçmendir!!.. Şimdiden “aba altından” sopa gösteriliyor.. “Açık oy, gizli sayım” hala hafızalarda, taze değil mi!?.. Huylu huyundan vazgeçer mi?!

***

Seçmene verilen mesaj net.. “Ayağınızı denk alın.. Oy tercihinizi de, kütüklerinizi de biliyoruz.. Ona göre. İktidara gelirsek, görürsünüz..” Eee, seçmen de bu “tehdidi ve şantajı” görür ve der ki, “Ey zat-ı muhterem, sen bizden değilsin?”

***

GÜNÜN SÖZÜ

“İnsan dilediği kadar bilgisiyle şişinip dursun, dilediği kadar nesnel görünsün, boşuna! Sonunda her zaman ancak kendi yaşam öyküsünü elde edecektir.”