FOTOĞRAFIN DİLİ NE SÖYLÜYOR?!..
Denilse de; “dili olsa da konuşsa..” Zaten, mevcut hal kendini “ifşa” ediyor.. Konuşmasına gerek yok.. Yeter ki, “pür dikkat”, odaklanıp kareyi hafızaya alabilmek.. Dünü ve o günün anını “yan yana getirdiğinizde”, daha net bir anlaşılır hal, kendiliğinden şeffaflaşır… Şöyle ki…
***
Deniz Baykal ile Kemal Bey “hiç bir şekilde”, uzlaşı, barışçıl, samimi ve ihlaslı bir diyalog içerisinde olmadı, olmadılar da.. Kaldı ki; “kaset kumpası” ve sonrasındaki siyasi tutum!.. O günden bugüne gelinen; “süreçteki” diyalogsuzluk, hep ateşin körüklenmesine vesile oldu!..
***
Parti kurultaylarında; Baykal’ı “dışlayan” anlayışın hakimiyeti.. Yine, “Baykalcılar” denilen safın parti dışına terk edilmesi.. Velhasıl beri yanda, Baykal’ın kızı Aslı Baykal’ın geçtiğimiz haftalarda, CHP ile “bağlarını” koparırken, ettiği çuval dolusu laf.. İşte tüm bunların gölgesinde; “gerçekleşen bir görüşmenin” yansıyan resmi çok şey ifade eder.. İki taraf için de…
***
Gelirsek, resmin “dilinin” bize söylediklerine!.. Belli ki, Baykal ziyareti “kerhen” kabul edip, görüşme gerçekleştirmiştir.. Yani zorunlu bir misafir ağırlama.. Yani Allah’ın misafiri gibi bir hal yok.. Nitekim; bunun ifşasını Baykal’ın yüzünde, bakışında, masadaki oturuş şeklinden ve önündeki tatlı tabağında, görmek mümkün!…
***
Çünkü, Baykal objektife bakmıyor.. Önündeki tatlı tabağına odaklı, kızgın, öfkeli, sinir harbi içerisinde, acı bir yüz tebessümü bakıyor.. Her haliyle; sizi burada istemiyorum dedirtiyor.. Vücut dili, gelen misafirlerine “oturduğunuz yeter artık, kalkın gidin, görüşmek istemiyorum” demenin de ötesinde; kızgın..
***
Peki, fotoğraf karesinde Kemal beyin yansıttığı, nedir?!.. Soğuk, buz kesen, itici, öfke, tepki dolu Baykal’ın rüzgarında, itici bir gülüşle, “neşeli” bir atmosferdeyiz gibisinden, hem kendini, hem de yanındakileri zorlamaya çalışıyor.. Tabi objektifi de.. Samimi, hoş, uzlaşı içerisindeyiz gibi; “bir izlenim” yaratıyor..
***
Kaldı ki, Kemal beyin “şekerle” bir arıza- i durum var ki, “önünde tatlı tabağı” yok!.. Kahve fincanı var.. Belli ki, bir yudum dahi almamış.. Ki, Ankara Milletvekili Levent Gök’ün de pek keyifli bir poz vermişliği yok.. Yüz ifadesi, ılık bir hal içeriyor… Önündeki kağıtlar ise, sanırsınız masanın ödeme faturası gibi..
***
Ziyaretin sebeb-i mucibesine gelince!.? Görünen o ki, “bir yüzleşme, bir hesaplaşma, bir helalleşme yok”.. Baykal mı, Kemal bey mi “istemiyor” o biraz meçhul.. Ama, Baykal cephesinde bakıldığında, “siyasetin ne kadar çirkeflik” içeren bir ruha, genel anlayışa sahip olduğunu görmek mümkün… Eee, bir ömür verdiğin “siyasi hayatın” son derece, sinsi, kirli, şeytani, iğrenç bir “kumpasla” son bulan enden biri…
***
Baykal’ın yüzüne yansıyan “o öfkeli” halin, açılımı bu!.. En acı veren durumun da, “yediği darbenin” partisinin içerisinden gelmesidir.. Hançerin “arkadan” indirilmesidir.. Dost bildikleri, yol arkadaşı gördükleri, sözde kader birliği yaptığı cenahtan gelmesi, “iyileşmeyen” ihanet yarasıdır.. İşte bu yara ne kabullenilir, ne de unutulur?!…
***
O unutulmaz, “ihanetin” yaşandığı, mahremiyetine kadar girip, iğrençlik organize edenlerin yarattığı kaotik ortamdan “liderlik fırsatçılığı” yapanları düşünen bir Baykal’ın yüzüne yansıyan, “sizleri affetmem” çığlığıdır aslında.. Tabi anlayan için…
***
Kaldı ki, objektife yansıyan bu resimden sonra da, herhangi bir beyanatın olmayışı!.. Ne Baykal cephesinde, ne de Kemal beyden.. Ve iki tarafın da; “yüzleşme ve helalleşme” gibi, bir düşüncelerinin hasıl olmadığını da gözardı etmemek lazım..
***
Eski bir siyasetçi, partiye emeği geçmiş, duayenliği var olan birine kendince usul ve adaba uygun, Cumhurbaşkanlığı adaylığı sürecinde manevi bir hava yaratma, destek hissiyatı oluşturma noktasında önemli bir ritüeli, tamamlamak!.. Yani katma değer.. Sizce…
***
DEMİRTAŞ’IN SEÇİM STARTI…
Selahattin Demirtaş.. Yeni yılın ilk sosyal medya paylaşımını “seçim startıyla” yaptı.. 2023’ü, “Özgürlük, demokrasi, barış ve refah açısından kazançlı bir yıl olmasını” dileyen Demirtaş, “seçime dair” startını da şu cümleyle verdi..
***
“Siyasetin koridorları ittifak, aday, liste program hazırlıklarını yapadursun, biz sizinle seçim kampanyamızın startını verelim. Başlıyoruz..”
***
Demirtaş bu sözlerinin devamında ise; “Kampanyamızı şimdilik bir isim, bir parti için değil, demokrasi için en geniş katılımla başlatıp son güne kadar hep birlikte yürütelim. Coşkulu, neşeli ve kararlı bir seçim kampanyası için hazırlıklarımız var, sizlerden de öneri, katkı ve katılım bekliyoruz..”
***
Bu paylaşım, kullanılan cümleler çok anlam ve önem içerirken acaba diye bir soru da ikmale gelmiyor değil.. Özellikle “Demirtaş’ın ben de adayım” isteği gibi.. Hani çoklu aday çok konuşuluyor ya, “altılı masa” ekseninde.. Demirtaş’ın bu istek ve çıkışına HDP’nin göstereceği tepki de; “Cumhurbaşkanı adayı Demirtaş” diyebilir mi.! Diyeceğim şu; aday gösterilirse şaşmayın.. Şimdiden notunuzu alın..
***
GÜNÜN SÖZÜ
Yorma be arkadaş kendini, bırak hayatına eşlik etmek isteyenler seninle gelsin…