İLLA Kİ MÜDAHALE GEREKLİ?..
Dedik arkadaş, dedik!.. Artık sözün bittiği noktayı da geçtik.. Laf salatasına gerek yok!.. İsrail’in Gazze’ye yönelik giriştiği saldırılar, üçüncü haftaya girdi.. Ve halen, bombalar yağmur gibi yağıyor Gazze halkının üzerine!.. Durmuyor ve duracakta değil…
***
Hal- hazırdaki fiili durum, orada yaşayan sivil masum, biçare halk için yaşam cehennemin de ötesinde!.. Artık güne, İsrail'in attığı bombalardan bugün kaç bebek, çocuk, kadın, yaşlı ve sivil öldürüldü bilançosu ve sorusuyla, uyanıyoruz!.. Tabi yatabilen var ise!..
***
Farkında mısınız?.. Yaşanan ve yaşatılan zulmü, vahşete, insanlık trajedisine kelime bulamaz hale geldik!? Katliam kelimeleri sıradanlaştı.. Baksanıza, soykırım, soykırım girişimi kelimelerini de telaffuz eder hale geldi.. Hem de, rahat rahat diyoruz!..
***
İzliyor ve alışa geldik hali zilletliğe!.. Gazze’de çocuk ölümü, bebek katliamı.. Annelerin, babaların ağıtları, feryatları.. Paramparça olmuş, insan cesetleri!.. Enkazlar ve yıkımlar!.. Cehennemi yaşayanlar alıştı, bizler de alıştık, zaten Dünya seyretmeye alıştı!.. Ki İsrail de alıştı, katliama ve soykırım yapmaya!..
***
Peki bu insanlık trajedisi hangi vakte kadar devam edecek!.. Bilen var mı yok?. Konuşulan ne, kara harekatı!.. Başka da kimse bir şey bilmiyor.. Bilinen, siyonizme Yahudi ve Hristiyan ülkelerin yönetimlerinin, BM ve NATO dahil yekvücut şekilde, bel çıktığı!..
***
Ve yine bilinen şu ki!.. Türkiye dışındaki; (diplomasi ve maddi desteğin ötesinde) diğer İslam ülkeleri, sükut kesilmiş!.. Sadece laf salatası üretilerek, kınamalarla, tepkilerle, mitinglerle geçiştiriliyor.. Yani, ölüme ve katliama alış!..
***
Vicdanlar daha ne zamana kadar bu vahşete ve zillete tahammül edecek?.. Diyeceksiniz ki; vicdan kaldı mı?.. Maalesef, kalmadığı gibi var olanı da, alıştıra, alıştıra sindirdi!? Hem atasından, hem kutsallarından, hem de medeniyetinden?..
***
Klasik tepkiler zinciri içerisinde, laf üretiyoruz!.. Kahrolsun İsrail.. Allah Belanı versin.. Lanet olsun.. Nerde insanlık, nerde vicdan, merhamet?. Ve nerde, hak, hukuk, adalet, eşitlik, özgürlük ve demokrasiden dem vuranlar?.. Çağdaş medeniyetiniz nerde?.. Söylen de söylen!..
***
Bir sonuç var mı?.. Bir caydırıcılık söz konusu mu?.. Barışa, huzura, istikrara, güvene, yanan ateşi söndürmeye yetiyor mu?.. İsrail’in bombalarını durduruyor mu?.. Ya da, 2 milyon insanı 40 kilometre çaplı alana sıkıştırıp, abluka altında, elektriksiz, susuz, gazsız, havasız bırakmalarının önüne geçti mi?.. Yok!.. Bilakis daha bir azgınlaştırdı?.
***
Ki, zerre-i miskal ölümlerin ve katliamların önüne geçilmiyor, geçilecek gibi de değil?.. O zaman bir şey yapılmalı?.. Ve yeter artık denilmeli.. O da; İsrail’e fiili müdahale gerekliliğinin şart olduğudur… O’nu da yapacak ve diyecek tek kudretli hikmet; “güçtür, güçlü ordudur, toplum ve devletlerdir?..” İşte bunu haykıracak ve bunu ikmale getirecek, ne hazindir ki orta yerde bir irade yok?…
***
Peki bu irade, neden yok?.. İsrail’in çok güçlü, teknoloji üstünlüğünden, acımasızlığından mı?.. Sanmıyorum!.. Arkasında, siyonist ve emperyalist ülkelerin varlığından mı? Kısmi bir etkisi olabilir, ama yekün bir caydırıcılık söz konusu değil, olamaz da?.. Özellikle; coğrafik yönde tırsarlar.?
***
Ortadoğu’daki İslam ülkeleri!.. Ümmet şıarıyle bir ve iri şekilde, İsrail’in yaşattığı zulme karşı çıkıp, ultimatom verilse.. Ya 48 saat ya da 72 saat içerisinde; Gazze’deki katliamlara son verin.? Bombalamayı durdurun.. Yoksa.. Ebabil olup, üzerinize geliriz derse, ne olur?..
***
Öyle inanıyor ve öyle ümit ediyorum ki!.. İsrail süt dökmüş kedi gibi köşesine çekilir!.. Bombalamayı durdurur.. Barış masası için, ağız değiştirir.. Aynı minvalde, Yahudi ve Hristan dünyası da, geri adım atar.. Küfür dünyasının imparatoru ABD, Akdeniz’de, İsrail kıyılarındaki savaş gemilerini çeker, üslup ve tavır değişikliğine gider..
***
Kaldı ki, mevcut coğrafyada İslam dünyasının eli güçlü ve yüksek bir üstünlüğe sahip.. Üstesinden gelir.. O imkana ve kabiliyete ziyadesiyle sahip olduğu gibi!.. Birileri bu çıkışa üçüncü dünya savaşı mı başlatmak istiyorsunuz, ya da istiyorsunuz diyebilir.. İyi de, hal-i hazırda yaşanılmıyor mu?..
***
İslam topraklarında sadece İsrail zulmü mü yaşanıyor?.. Bi yer küresine bakalım; Müslümanların bulunduğu hangi coğrafyada, siyonizmin, emperyalizmin fitnesinin ürettiği savaş ve çatışma yok?… Kaldı ki, onlar bizimle savaşmıyorlar.. Bizi bize kırdırarak savaşıyoruz!.. Yani demem o ki; sözün bittiği noktada, ne yaşanacaksa yaşansın, inceldiği yerden?!..
***
Her savaşın, elbette ki kazananı ve kaybedeni olur.. Ama iki tarafın da, kaybı olur!.. Ancak, sonuç her ne olursa olsun İslam dünyası yarınlarını kendisine özgü duruşuyla; kazanmış olur?!..
***
Dün de ifade ettim!.. İsrail’in acımasızlığı, vahşiliği, küstahlığı, şımarıklığı, kimseyi dinlemeyişinin temelinde yatan tek etken vardır?.. Ona karşı, İslam dünyasının sükut kesilmesidir.. Pısırıklık, korkaklık içerisinde, zilletliği gördüğü için, kan emici siyonizmin iştahını açıyor..
***
İsrail’in bugün değil, Ortadoğu’yu ilk işgale başladığı gün itibariyle, tek hayali var.. O da, Arz-ı mev'ud.? Büyük İsrail devletini kurmak.. Bu onların hedefi.. Ama onlara bel çıkıp, sırtlarını sıvazlayanların hedefi ise; İslam topraklarındaki yer altı ve yer üstü zenginliklerdir.. Ötesi yok…
***
Kaldı ki vekalet savaşlarıyla bizleri bizden ediyorlar!.. Onun için; yeter artık demeliyiz!?… Bıçak kemiği kırıp geçti noktasındaki yeter çıkışına doğru da, toplumun ve İslam dünyasının yönelik içerisine girdiğini de, söyleyebilirim!.. Gidişat onu gösteriyor?.. Duamız odur ki; Rabbim, vaadini rızasına lâyık olanların eliyle gerçekleştirecek.
***
GÜNÜN SÖZÜ…
Nush ile uslanmayanın hakkı tekrir, tekrir ile uslanmayanın hakkı kötektir